Merabalar.
Nasılsınız?
Bu hikayeye smut isteyen var mı?
Keyifli okumalar.
***************************************************************
Pekala,dün gece bir sürü şey olmuştu. Mesela artık evliydim, ve Ronald'ı görmüştüm. Kafam dün gecenin etkisiyle allak bullaktı,üstüne üstlük biraz yorgun,tamam itiraf ediyorum baya yorgun hissediyordum. Bu yorgunluk dün gece törenden sonraki ayinden sonra olmuştu, William bana bunun atalarına saygı belirtisi olduğunu söylemişti. Ama pek saygı töreni gibi değildi. Kim atasına saygıda bulunmak için evleneceği kadının alnına kanla sembol çizer ki? Törenden sonra herkes gitmişti, William bana 'Atalarımıza saygıda bulunacağız.' diyerek durdurmuştu. Büyücü adamın önünde diz çöküp anlamadığım bir şekilde ellerimizi birleştirmiştik,burası normal olabilirdi, ama törenin ortasında büyücü adamın anlıma kanla çizdiği sembol garipti, atalarına neden anlıma kanla bıçak çizerek saygı göstersinler ki?
Anlamasam bile bozmadım,gözlerimi kapatıp çizmeyi bitirmesini bekledim, William'ın gözü sürekli ne tepki vereceğimdeydi. Çizmeyi bitirdikten sonra ellerini kaldırıp anlamadığım bir dilde bağırarak dua etmeye başlamıştı,işte orada korkmuştum. Çünkü açık olan hava aniden kararmış,şimşekler çakmaya başlamıştı,kilisedeki bütün mumlar aniden sönmüş,sadece büyücünün arkasındaki masada duran,kırmızı aktıktça kana benzeyen mumlar yanık kalmıştı. Masada normal olan tek şey onlardı,çünkü masada kafatasından karanlık olan her şeye kadar vardı. Gözlerim burada William'a giderken o da bana bakıyordu,elindeki haç avuçlarından gözükürken "Tanrıya dua et." demişti fısıldayarak. Dediğini yaptım,dua ettim ve elimi anlıma koydum. Aynı zamanda herkesin yaptığına şahit olmuştum,gerçekten ürkütücüydü.
Büyücü ellerini indirdiği zaman bende ona baktım, kapüşonundan yüzünü görmesem bile kırmızı gözlerini görüyordum. William ile ufak bir bakışmadan sonra her şeyin yolunda olduğunu anlamıştım,çünkü gergin ifadesi artık yoktu. "Gidin." Dediğini yapıp William ile kalkıp kiliseden ayrıldık,hayatımda gördüğüm en garip evlilikti. Elimi kanı silmek için anlıma atıp çektim,ikinci şoku orada geçirmiştim,kan yoktu. "Merak etme, bu seni kabul ettikleri anlamına geliyor." Kafamı salladım,aslında biraz mutlu olmuştum. Daha sonrası normaldi, sadece odam değişmiş,William ile aynı odaya yerleşmiştim.
Şimdi ise yatağımızda uzanmış düşünüyordum, yorgunluğum yüzünden değil kalkmak,parmağımı kıpırdatmak istemiyordum. Ama kalkmam lazımdı, çünkü akşam olmuştu ve ben yorgunluğumun azaldığını hissediyordum. Yatağımda doğrulduktan sonra yere basıp kalktım, yeni odamız benimkinden biraz büyük ve biraz karanlıktı. Dolabımdan mavi bir elbise alıp giydim, saçlarımı tek omzumda toplayıp odadan çıktım, William yoktu. Uzun koridordan hiç bir yorgunluk belirtisi göstermeden geçtim, aksine sanki bütün gün uyumuş gibi hissediyordum. "Efendim? Bir şey mi istemiştiniz?" Duyduğum sesle arkamı döndüm "Hayır,sadece biraz dolaşacağım." Gülümseyip yoluma devam ettim, gerçekten garip bir şekilde artık yorgun değildim.
Gözlerim büyük pencerelerden dışarıyı izlerken hala yürüyordum,nereye gidiyordum bilmiyorum ama gitmekten kendimi alı koyamıyorum. "Efendim!" "Efendim?" "Ziyaretçiniz var." Kafamı olumlu anlamda sallayıp oturma odasına yürümeye başladım, kim gelmiş olabilirdi ki? Büyük kapıyı açıp önce kafamı daha sonra vücudumu içeriye soktum,gördüğüm kişi bedenimin duraklamasına sebep olmuştu. "Senpai!" Ronald aniden dibimde bitip bana sarılınca duraksadım,sadece bir saniyeliğine. Kollarımı etrafına sararken kafamı hep yaptığım gibi omzuna koymuştum. Çekilince yüzüme bakıp gülümsüyordu yine,tabi yediği sert tokadı beklemiyordu. "Neredesin sen?!" Eli çenesine gidip iki tarafa hareket ettirdikten sonra "Sorma senpai." demişti. "Başıma neler geldi neler."
Kanepeye yerleşip oturdu "Bizim Alex var ya." Kafamı salladım "İşte o vampirmiş, bende onun kanlı ay eşiymişim." Gözlerim büyüdü "Şaka yapıyorsun." Kafasını hayır anlamında salladı "Maalesef, hatta beni vampir yaptı şerefsiz." Kaşlarımı çattım "Ne?" "Evet,baksana şu tenime." Tenine bakınca adeta kanım donmuştu,çünkü teni benim kalktığımdan beridir bir türlü düzelmeyen tenim gibiydi. Yutkunup "N-neden öyle o-olmuş?" demiştim, o ise "Vampir dönüşümü tamamlandığı için artık onlardan birisiyim,yani artık onlar gibi görünüyorum." Gözlerim ellerime giderken Ronald "Senpai,rengin solmuş?" Kafam iyice karışmıştı "Ronald,vampir olurken hiç yorgun hissettin mi?" "Evet,dönüşüm tamamlanana kadar." Gözlerim biraz daha büyürken her şey yerine oturmuştu 'Dua et' 'Ayin yapacağız' 'Seni kabul ettiler' hepsi yerine oturmuştu.
Yüzüme bir gülümseme yerleştirip başka konular açtım,Ronald'ın bunu bilip üzülmesine gerek yoktu.
**************************************************************
Bölüm sonu
Ne düşünüyorsunuz bakalım?
Adios.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The old castle
FanfictionSadece arkadaşımın dolduruşuna gelerek eski bir malikaneye girmiştim, Nereden bilebilirdim ki başıma gelecekleri?-Grelliam