4. BÖLÜM

98 14 7
                                    

Multi: Hyun Bin ~ That Man
Multi: Gaye

Feyza'dan...

"... Ben Gay'im."

Bu cümlenin beni bu kadar çok şaşırtacağı aklımın ucundan bile geçmezdi. Daha doğrusu, bu cümleyi duyabileceğim... Aslında benim isteğim, Blais'i Nisan'a ayarlamaktı. Yakışıyorlardı sanki. Kararımı Blais'in gavur olmadığını öğrendikten sonra verdiğimi söylemeden edemeyeceğim ama bu işler nasip,kısmet.

"Hmm... Şey... Yargılamayız. Bu senin kararın sonuçta."

"Aynen öyle. Yanlış birşey yapmıyorsun zaten, değil mi?"

"Gerçekten çok tatlısınız kızlar. Evet, yanlış olduğunu sanmıyorum. Görüşleriniz için teşekkürler." Yine o tatlı kahkahalarından birini patlattı. "A-ama surat ifadeleriniz ç-çok komikti." Vazgeçtim. Neresi tatlı bunun be!?

"Yani... Biraz şaşırdık. Haklı olarak."

"Anlıyorum."

Konuşacak bir konu bulamamıştık ve sadece birbirimize bakarak gülümsemekten başka bir şey yapmıyorduk. Durumumuz gerçekten... Komikti ama sessizliğin bozulması uzun sürmedi. Bozan şey ise her zamanki gibi kapının çalınmasıydı.

"Gel." Meymenetsiz.

İçeri uzun boylu yakışıklı -baya yakışıklı- bir çocuk girdi. Biz böylelerini niye daha önce hiç görmedik ya?

Nöbetçi öğrenci olduğunu tahmin ettim çünkü, kartı vardı. Ben akıl okuyamıyorum kusura bakmayın.

"Kanka, şu çocuğa bak!" Ah be Nisan! Söylediği şeyler, sınıfımızda bulunan ve dedikodu dalında master yapmış olan Sueda arkadaşımızın gözünden kaçmamıştı. Hiç kaçar mıydı (!)
Onun, konuşmamıza kulak kabarttığını görünce; Nisan'a susması gerektiğini işaret eden bir ifade takındım.
O sırada nöbetçi çocuk konuşmaya başladı. Sebebi ise; sessizliği daha öncesinden sağlayamamış olmasıydı.

"Bugün başka ders yokmuş, gençler. Bu dersin bitiminde evlerinize gidebilirsiniz. İyi dersler."

Sınıfta sesler artmaya başladı. Doğal olarak herkes meraklanmıştı.

"Feyza, ne oluyor?"

"Bilmiyorum. Zil çalınca gidip sorarız."

"Nereye? Kime?" Biraz önce bize mi komik demişti bu çocuk?

"Annem okul müdürü." Bu açıklama yeterli olacaktır sanırım. Olmuyorsa da kendi bilir, kardeşim.

"Hmm... Tamam." Bu çocuğu şimdi daha da çok sevdim. Soru sormaması hoşuma gitti. Meraklı kişilikler benim nefretimdir. Tabi, bu kural Nisan için geçerli değil.

Beş dakika sonra çalan zil sayesinde kendimizi boğucu havadan kurtarıp dışarı attık. Annemin odası bir üst kattaydı. Kapıyı tıklatıp beklemeye başladım. Aslında buna gerek yoktu. Annemin çoğunlukla işi olmazdı ama saygı ve alışkanlıklar...

"Buyrunuz efendim." 'Efendim' kelimesindeki 'd' harfini söylemediği zaman çıkan tatlı ses ömre bedel.

"Anneciğim..."

"Meleğim... Hoşgeldiniz gençler." Blais'i gösterdi. "Sen bugün gelmiştin, değil mi?" Güldü. Bu kadından bahsedince içim bir hoş oluyor. Canım anam ya.

"Anne, ne oldu? Sonunda acıdın mı bize?"

"Üzgünüm, tatlım. Okulu ilaçlatacağız. Yarını tatil etmek istemedim. Kulüpler ayarlanacak."

Yürekten SevmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin