❀|13

232 24 4
                                    

(oy ve yorumlarınızı bekliyorum)

Taehyung,
|

Nefes almak için ayrıldığımız süreçte Jisoo, "Taehyung, ne yapıyoruz?" diye sordu.

"Şşt sorgulama." Elimle ağzını kapattım. Alnımı alnına bastırdım. Gözlerim yarım açık nefesim ise koşarcasınaydı. "Sadece onlara istediğini ver." Elimi boşalttığımda konuşmuştu.

"Onlar?" Hızla nefes alıp verdiği için göğüsleri kalkıp iniyordu.

"Birbiri için cayır cayır yanan vücutlarımız." Kafamı sağa eğdim. Gözlerinin içine içine bakıyordum. "Hadi ama yalnız ben olamam... İçine girmezsem ölecekmiş gibi hisseden yalnız ben olamam..." Fısıldayarak dilimi ağzına soktum. Kollarını boynuma doladığında eğilip kucağıma aldım. Birkaç adımdan sonra Jisoo'yla beraber yerdeki yastıkların üzerine bırakmıştım kendimi.

Dudaklarımız ayrıldığında o geriye, yastıkların üzerine düşerken ben üzerine geliyordum. "Neden yatak varken yerdeyiz?"

Sonunda onun sırtı yastıkları buldu, ben ise onun vücudu ile kavuştum. "Böylesi daha güzel." Eşofmanını soyunduruyordum.

"Güzel olan tek şey senin kafan." Ellerimi izliyordu.

Kafamı bacaklarının arasına sokup kadınlığını ağzıma almadan önce,"Ve senin am*n", dedim. Kafasını geriye attı. Odayı Jisoo'nun inlemeleri doldururken belini bir yay gibi gerdi. Dilimle tenini yalayarak göbek deliğine vardığımda dilimi o günah çukuruna soktum. Eliyle yastıkları sıkıp duruyordu. Ağzımla tenini emerken onun altımdaki kıvranmalarını izliyordum. Nasıl hissediyordum? Sadece benim ona ihtiyacım yokmuş gibi ve bu beni tatmin etmişti.

Göbeğinin üzerini; tenini emerken bacakları kollarımın altındaydı. Ellerimle üstünün düğmelerini açıyordum. Sonunda açıp bitirdiğimde önüme çıkan sütyenden rahatsız olmuş gibi homurdandım. Sütyenin arkasını açtığımda vakit kaybetmemek için doğrulup dişlerimle ortasını ağzıma alıp çekiştirdim. Doğrulduğum için kollarımın üzerindeki bacakları daha da kalkmıştı.

Jisoo'dan kopup bana varan koku huzur vericiydi. Burnumla boynunu dürterken aklımda türlü fanteziler uyandıran kokuyla bir süre baş başa kalkmıştım, onu daha iyi tanıyabilmek için.

Elleri titreyerek gömleğimin alt kısmına vardığında uzun süredir ikimiz de onun ellerini izliyorduk. Beni soyabilmesi için ona yardım ettim. Ellerinin üzerine koyduğum ellerimle gömleğimi çıkarıp attım. Sırada ise pantolonum vardı.

Kısa süre sonra okşamalarım kadınlığına varmıştı. İçine soktuğum parmaklarımın haraketleriyle mest olmuştu. Ona düşünmesi için, konuşması için, bu seks dışında başka bir şeyler uğraşması için alan tanımıyordum. Dudaklarını dudaklarımdan sadece nefese ihtiyaç duyduğumuzda ayırıyordum. Hatta öyle oluyordu ki soluksuz kaldığı için Jisoo omuzlarımdan iterek ayrılıyordu. "Seni özgürleştireyim mi, tatlım? Seni kafesinden çıkarayım mı?"

Parmaklarımı kadınlığından çekip erkekliğimi soktuğumda beni sıcaklığı sardı. "Eziliyorum", dedim yüzüne üfleyerek. "Beni ezip bitiriyorsun." İçindeki ritmim başlamadan önce boynuma doladığı kollarıyla beni kendine çekip öptü.


Jisoo,

Yorgunluğumu kullanıp beni kendine çeken uykunun girdabından kurtuldum. Gözlerimi açtığımda başıma saplanan ağrı ile yüzümü ekşittim. Midem bulanıyordu ve sebebi dün içtiklerim olmalıydı. Kendimi leş gibi hissediyordum. Uyanmadan hemen önce beynin bir şeyleri bir araya toplayıp bilinci yerine getirmesi ânına bağımlıydım. Tam anlamıyla, bu da ne boktu ânıydı.

vsoo | Season of passion (Tutku mevsimi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin