Ya büyük bir kamera şakası yapılıyordu ya da sen dünyanın en şanssız insanı falandın. Tüm gösterişiyle, bacaklarını aça aça yanında oturan eski sevgiline baktıkça kaderinin oldukça şanssız olma ihtimali daha büyüyordu. Sinirle kıpırdandın ve gözlerini ona diktin. Haklı olarak bir açıklama bekliyordun. İzlendiğini hisseden eski sevgilin, ki izlenmeye çok alışıktı, kaşlarını kaldırarak sana döndü. Güneş gözlüklerini hâlâ çıkarmamıştı.
"Ne?" Damarlarında kaynayan öfkeyi bastırmaya çalıştın onun sesini duymanla beraber.
"Ne yapıyorsun burada? İşin gücün yok mu senin?" Gojo gıcık gıcık sırıttı. Bir zamanlar yanaklarını kızartan bu gülümseme seni şu anda sadece sinirlendiriyordu.
"İşlerim var elbette ama o kadar para verdiğim geziyi güme götürecek değilim," seni süzdü. "Sanırım sen de her zamanki gibi hiçbir işin olmadığı için gidiyorsun." Hayretle güldün ve başını salladın. Aylar sonra karşına geçip böyle küstah küstah konuşması seni çıldırtıyordu.
"Parayı sadece sen ödemedin, hiçbir kuruşumun ziyan olmasına izin vermem." Gojo sahte bir kahkaha attı.
"Pardon, sen zaten tek kuruş ödememiştin hatırladığım kadarıyla." Dudaklarını sertçe birbirine bastırdın.
"Yo, yüzde on beşini ben verdim." Gözlerini göremesen de gözlerini devirdiğinden emindin. Sana cevap vermediğinde başka bir şey deme gereği duymadan iç çektin ve önüne döndün. Nasıl olacaktı bundan sonrası? Bir hafta kadar bile olsa sıkıntı değildi ama bir ay? Tam olarak otuz gün boyunca eski sevgilinin yüzünü sürekli görecek miydin?
Ya odada başka yatak yoksa? Vardır herhalde, romantik komedi filminde değiliz ya!
"Bana baksana." Gojo'nun sesiyle yüzünü buruşturarak ona döndün.
"Düzgün konuş, emir verme bana." Eski sevgilin bıkkınlıkla göz devirse de ona aldırış etmedin. Onunla koca bir ay paylaşacaksanız eğer kesinlikle o pis diline sahip çıkması gerekiyordu.
"Otelde sakın peşime takılayım deme. Millet bizi beraber falan sanmasın." Dediğinde dehşetle gözlerini araladın ve kusarmış gibi yaptın.
"Iyy, senin peşinde dolanıp n'apacağım ben ya manyak mısın nesin?!" Gojo abartılı tepkini umursamadan devam etti.
"Bi' de şu engelini bir aylığına kaldır. Oradayken haberleşmemiz gerekebilir." Ona itiraz etmek üzere dudaklarını aralasan da haklı olduğuna kanaat getirdin. Sonuçta odada Gojo varken seksi bir babacığı öylece yatağa atamazdın herhalde. Telefonu çıkardın ve uzun zamandır girmediğin profile tıklayıp engeli kaldırdın. Gojo anında hesabına istek attığında yan gözle ona baktın. Göz ucuyla telefonunu izliyordu.
"Ne bakıyorsun ya sapık?"
"Deden sapık." Sırıttın.
"Dedesinin cenazesinde konsere giden adam konuştu." Gojo hayretle kaşlarını kaldırdı.
"Ne alakası var şu an Y/N? Hem sen de pasta yarışmasında birinci olmak için yedi yaşındaki kızın pastasına taş atmıştın." Yüzünü buruşturdun ve sırtını ona döndün.
"Yaptığımız aptallıkları konuşacaksak sen konuşma hakkına sahip olamazsın bile Gojo, bana saygı duymanı tavsiye ederim." İlk defa ona doğrudan adıyla ve ciddiyetle seslendiğin için Gojo şaşırmıştı ama bir yandan da hiç yabancılamamıştı. Yeri geldiğinde çok acımasız ve ciddi birisi olabiliyordun şen şakrak kişiliğinin aksine. Gojo ne yazık ki ters yüzüne birçok kez denk gelmişti. İç çekerek bedenini koltuğun izin verdiği kadarıyla sana döndürdü ve kararlı bir hareketle elini sana uzattı.
"Bir ay boyunca birbirimizin yoluna çıkmayacağımıza söz verelim." Dedi. Alayla ona baktın fakat oldukça ciddi olduğunu gördüğünde omuz silktin. Bu senin işine gelecek bir şeydi zaten. Elini sıktın ve başını salladın.
"İyi madem, anlaşmamız şu saniyeden itibaren geçerlidir."
hayat bos gojo fanfic oku cos
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Visal
FanfictionEski sevgilinle bir ay boyunca kapana kısılmaktan daha kötü ne olabilir ki? Ona yeniden aşık olmak mı? VISAL: KAVUŞMA - Y/N esaslı hayran kurgu - Cinsellik içerebilir - Texting/ Düz yazı - Eski ilişki