On Bir

495 86 47
                                    

SURPRISE BITCH!!!!

yorum yabin 🤨

"Y/N, yavaş yürür müsün?!" Satoru sana seslendiğinde inadına adımlarını biraz daha hızlandırdın ve kendimi sahil yoluna attın. Eski sevgilin de hızına yetişebilmek için koşturarak arkandan geldi. Son yirmi dakikadır peşinden koşturmasından artık tamamen bıktığın için oflayarak durdun ve yüzünü ona çevirdin. Satoru, dinlenmek amaçlı ellerini dizlerine yasladı ve sırtını kamburlaştırarak öne eğildi. Abartılı bir şekilde nefes alıp verdiğini duyduğunda gözlerini devirdin.

"Bir şeyleri büyütmeyi çok seviyorsun, değil mi Satoru?"

Satoru anında doğruldu ve kaşlarını çatarak sana baktı. Gök mavisi gözleri o kadar dikkatli dolaşıyordu ki yüzünde kendini bu yüzden gergin hissettin. Günlerdir onunla herhangi bir yüzleşmeden kaçınıyordun, aramalarına veya mesajlarına cevap vermiyordum ve hatta odaya bile çok geç saatlerde girip erkenden çıkıyordun.

"Küs müyüz?" cevapsız kaldığında Satoru iç çekti ve temkinli bir şekilde sana doğru bir adım attı. Neden bir anda aranıza mesafeler soktuğunu veya Leo yüzünden bu kadar öfkelendiğini anlayamıyordu.

"Satoru," mırıldandın ve bir adım geriye çekildin. "Biz hiçbir zaman barışmadık ki." fısıldadın. Onu durduk yere görmezden gelmiyordun elbette. Bu adam; gençliğini dolu dolu geçirmeni sağlayan bir adamdı fakat aynı zamanda seni en çok üzen, gerçek hayatla tanıştıran da oydu. Kişiliklerinizin birbirine ters düşmesine rağmen her şey mükemmel olur sanmıştın. Bir yere kadar onun aşırı flörtöz tavırlarını tolere etmiştin fakat bu sefer de ilişkinizde kavgalar patlak vermişti. Gecenin bir yarısı evinizden yükselen bağırış çağırışlar, hıçkırıklar... Bünyen bunu kaldıramamaya başladığı an Satoru kendini çalışmaya vermişti. İşiyle ilgilendiğinden dolayı kavgalarınız önemli ölçüde azalmıştı ama artık birbirinizi göremez olmuştunuz. İşi yüzünden iptal edilen randevular, yılbaşı kutlamaları ve yıl dönümü...
Kalbinin daha önce hiç bu kadar kırılmadığını hatırlıyordun ve o gün en güzel elbisenin içinde, kendi ellerinle hazırladığın masada cılız bir mum ışığında kadehindeki şarabı içerken kendine bir söz vermiştin. Artık hiçbir erkeğin seni önemsememesine göz yummayacaktın.

Burnunun sızlamasını ve yanan gözlerini umursamamaya çalışarak Satoru'ya baktın. "Teklifini neden kabul ettim gerçekten bilmiyorum ama bunu yapmamalıyız Satoru. Ailene her şeyi açıkla ve seni hayatımdan çıkarmama izin ver."

"Ama neden?" Satoru'nun sesi titremişti. Anlık zayıflığını fark etmediğini düşünerek boğazını temizledi. "Her şey iyi gidiyordu. Benden nefret etmediğini söyledin ve-" aniden sustuğunda kaşlarını şüpheyle çattın.

"Ve? Sana ne zaman senden nefret etmediğimi söyledim?"

Satoru gergince saçlarını bir tarafa doğru taradı ve omuz silkti. "Önemli değil."

Kaşların daha fazla çatıldı. Senden bir şeyler sakladığı çok belliydi ve bu şeyin senin için pek de olumlu olmadığı kesindi. "Satoru, söyle."

Satoru konuşmadan önce derin bir nefes aldı. "Geçen haftalarda otel odasında çıplak uyandığını hatırlıyor musun?" başını salladın. "Önceki gece fazla sarhoş olmuştun ve seni almaya ben geldim." dediğinde gergince yutkundun. Bu hikaye şimdiden kötü yönlenmişti. "Benden nefret ettiğini düşündüğümü söyledim ve sen ısrarla bunu reddettin. Sana karşı geldiğimdeyse beni öptün." duraksadı ve dudaklarını birbirine bastırdı.

"Ah hayır hayır," dehşetle fısıldadın. "Satoru, hayır."

Omuz silkti. "Utanmaman ve beni öldürmemen için bunu hayatım boyunca söylememeyi düşünüyordum."

VisalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin