"Herkesin bir ismi vardır. Bebekler daha doğmadan önce isimleri ailesi tarafından belirlenir. Tabi ki bu durum herkeste aynı olmaz. Bana göre isim karaktere yansır. İsmin anlamı verilen kişinin karakterinde illaki açıklık gösterir. Yaşadıkları ve yaşattıkları.
Bu durum benim için aynı değil. Benim bir ismim yok, ailem doğmadan önce benim için oturup isim seçmemişler, ismim karakterime yansımadı, yansımak zorunda bırakıldı. İsmim karakterimden dışarıya taşmadı, yankılandı. Yaşadıklarım ve yaşatılanlar yankılandı ruhumda.."
1.BÖLÜM
'24 Yıl Önce'
Yazarın Anlatımıyla
Harun hamile olan annesinin yanına gitmişti. Doğuma günler vardı. Teyzesi annesi ziyarete gelmişti ancak teyzesinde bir haller vardı. Teyzesi son günlerde durgundu. Hep üzgündü, bu duruma dayanamayan Harun teyzesinin yanına gitti ve ona sıkıca sarıldı.
Teyzesi 28 yaşında çok güzel bir kadındı. Teyzesi o kadar güzel bir kadındı ki adının hakkını veriyordu. Saçları, gözleri, teni isminin hakkını verir denliydi. Kendisi harika bir ezginin notaları gibiydi ismi gibiydi sesi bile bir ezgiyle çıkıyordu. Teyzesinin ismi Ezgin idi. Çoğu kişi Ezgi dese de Harun hep Ezgin isminin teyzesine daha çok yakıştığını düşüyordu. Aslında aralarında pek bir fark yoktu ancak Ezgin ismi teyzesi için vardı. Teyzesi ismini tam anlamıyla taşıyordu. Ruhuyla, karakteriyle ve hayatıyla.
Ezgin 1,75 boylarında, hafif sarışınımsı kumral saçlı ve yeşille karışık ela gözlü bir kadındı. Ezgin hayat dolu genç bir kadındı, o geceye kadar. O gece Ezgin için bir sondu. Belki de bir başlangıçtı ama Ezgin için değil Ezgin'in sesi için, suskunluğu için...
Ablasının doğumuna günler kala annesi ile ablasının evine ona yardım etmeye gelmişti. Eniştesi eve gelmemişti bu durum Ezgin'i mutlu etmişti. Çünkü eniştesi Ezgin'e son derece rahatsızlık veriyordu. Bunun sebebini anlayamamıştı. Bu geceye kadar...
Günümüz
Lâl'in Anlatımıyla
İlk defa sakin ve sessiz bir sabaha uyanmıştım. Neden olduğunu bilmediğim bir sebepten dolayı her yıl bugün hep böyle sessiz geçerdi. Annem bir köşeye geçer ağlardı. Babam evden çıkmazdı. Dedem her zaman olduğu gibi esip gürlemezdi ama kendinden de taviz vermezdi.
Olayla çok çabuk girdim. Ben Lâl, Lâl Güllüoğlu ya da başka bir değişle isimsiz. Başka bir anlamı ise benim için suskun kız. Lâl kelimesi suskunluk, konuşamamak anlamındadır. Bende neden olduğunu bilmediğim bir sebepten 7 yaşına kadar konuşmamışım. Ağzımdan tek bir kelime çıkmış 7 sene boyunca 'anne' hep anne demişim. N e olduğunu hiçbir zaman söylemediler, öğrenemedim şuan 22 yaşında olmama rağmen.
Ben çok dışarı dönük bir insan değilim ancak damarıma basılırsa kimseyi tanımam. İsmimin anlamına rağmen çok sustuğum söylenemez. Ben küçükken kendi savunamayan çocukların sesi olmak için çok çabaladım. Ancak izin verilmedi. Avukat olup çocukları korumak istedim ama aile izin vermezse iş bitmiştir. Ne kadar saçma değil mi? Sanki hayatı onlar yaşayacakmış gibi benim hayatım hakkında konuşuyor kararlar alıyorlar. İşte bu sebepten ötürü ismimi asla taşımam küçükken evet sustuğum için bu isim bana verilmişti. Ancak şuan küçük değildim ve hayatıma yön vermek benim ellerimdeydi. Ne olursa olsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZGÜRLÜK
Fiksi RemajaNereden bilebilirdim ki, hayatımı mahfeden adamın hayatım olacağını... Nereden bilebilirdim ki, sönmüş kalbimin alevini bulacağımı... Nereden bilebilirdim ki, kaçmak isterken bağlanacağımı... Nereden bilebilirdim ki, yaşamak isterken öleceğimi!..