1. bölüm: uzaklardan gelen

209 17 12
                                    

*yıldız 'dan

Bugün 16 yaşıma gireceğim. Hiç bir zaman tek başıma şehirde dolanmadım yada ailemin izin verdiği market,okul gibi türlerden başka olmadı. Arkadaşlarımla bu yaşıma kadar buluşmadım. Yanyana gelmemiz bile bizim oluyordu. Hiç bir eğlenceye dahil olamamıştım. Bugün ilk kez arkadaşlarımla buluşacağım . Şehir de babamla gittiğimiz bir yer var orayı cok seviyorum. Surları çok seviyorum. Aşıklar tepesi,kalp şöleni onlar çok güzel. Oraya asla gidemedim ama hep aklımdaydı.

   Buluşmak için hazırlanmaya başladım.
Göz altlarım morarmıştı yine uyumamaya başladım. Güneş kremini sürmeye başladım çok çabuk yanıyordum. Bembeyaz bir tenim vardı. Makyajımın sadece dudak kısmı kalmıştı ama ben hala karar veremiyordum bana yakışan hangisi olabilir diye düşünüyorum ilk defa arkadaşlarımla buluşacaktım güzel olmalıydım. İlkler güzel başlamalı yada kötü, iyi başlarsa çoğunlukla kötü bitermiş diye annemin bir uğursuzluğu
Olduğunu anlatmıştı. Annem aşırı panik bir kadındır. Kıyafet seçmeye geçtim. Beyaz bir crop aldım. Tişört gibiydi. Yanına bir siyah kot şort aldım. Siyah ve beyaz kıyafetlerde hep cok yakıştırmışımdır.

    Anneme seslendikten sonra asansöre binmiştim. Asansörden kendime baktım. Neden ne yapsamda güzel olamıyordum. Güzeldim ama hiç bir zaman ön planda bulunmazdım. Beğenilme takıntım vardı.
Asansör zemin kata vardığında indim.

Sitemize yakın sitesi olan arkadaşım vardı ismi ateş. İlk hiç anlaşamıyorduk ama zor dönemlerinde her zaman yanımdaydı, bazen vurar kafama ağlamam için onu rahatsız ettiğimi söylerdi. Sitenin dış kapısında beni bekliyordu. Yanına koştum, beni baştan aşağı süzdü.

"Bugün bir farklıyız."
"Öyleyiz, sen hep sıradansın." Dedim o da yüzünü buruşturup kaşlarını çattı." Nee cok mu yakışıklı olmuşum, her zaman daha da mı yakışıklı oluyorum?" Dedi. Dirsek attım "bir kere de ego olmasın" dedim. Birlikte otobüs durağına doğru ilerledik. Şanslıydık ki doğrusu o şanslıydı otobüs gelmişti ve yine şanslıydı ki otobüste 2 kişilik yer vardı. Oturduk dışarı bakıyordum. Aslında bazen dışarı çıkmamam daha iyiydi. Evsiz insanların gerçeğiyle karşılaşmamıştım. Merhametli biriydim hatta fazlasıyla bunu bazen insanlar kullandı. ateş beni dürttü. Gelmiştik sonunda gelmiştik. Burayı ben istemiştim beni kırmamışlardı. İndiğimizde surların içine girdik. Piknik alanları vardı. İnsanlar hepsi oturmuş ben bizimkileri arıyordum. Ateş hiç bir tepki vermiyordu ateş 15 yıldır benimle arkadaştı. Diğerlerine göre daha uzundu. Onla olan bağımız asla hiç şaşmazdı. Ben 1 yaşındaydım o 3 yaşındaydı benle oyun oynamaya çalışırdı ama ben geç yürümüştüm. Bir kedi sayesinde yürümüştüm.  Konuşmayı da 2 yaşında çözmüştüm. Ateşle 3 yıl uzak kalmıştık taşınmışlardı. O döndüğünde 7 yaşındaydı o ben ise 5 yaşındaydım çok kavga ederdik. Küçükken benle ilgilenen küçük erkek çocuğu gibi değildi. 11-12 yaşlarım arasında konuşmayı görüşmeyi kesmiştik. Bana kızgındı.

Ateş beni elimden tutup bir tarafa çekti. Ben tam zıt yöne bakıyordum. Yüzüne baktım sonra yüzüyle bizimkileri gösterdi. Onlara doğru ilerledik  ve oturduk bize ayrılan yerlerimize fakat ateş hala elimi tutuyordu. Taha elimize bakıp " ne yani hep böyle mi el rle tutuşacaksınız . Kızı bırak oğlum ya , burda kaybolcak değil. Yabancı değil buralara." Dedi. Oysa buralara cok az uğramıştım. Taha asla anlamıyordu. Ateş elimi bıraktı Taha'ya dönüp" sanene lan, ister tutarım ister tutmam. Sana mı kaldı?"
Dedi. Taha alayla gülerek" sakin ol şampiyon,Yıldız için dedim. Kıza küçük çocuk gibi davranıyorsun." Dedi ateş ise öfkeli gözle baktı Taha'ya. En son bana döndü ama bana öfkeyle değil sefkatle baktı.
Gözlerinden anlıyordum, bana rahatsız olup olmadığımı soruyordu. Olumsuz anlamda başımı salladım.

                                       😍

    Saat 19 gibi olmuştu. Sadece oturup sohbet etmiştik. Canım çok sıkılıyordu başka birşey yapmak istiyordum. Gezmek istiyordum çünkü ben hiperaktif biriyim oturmayı sevemiyorum. Ayağa kalkıp " hadi biri benle gelsin sıkıldım. " Hepsi bana anlamıyomuş gibi baktı. Elif bana döndü oda ayağa kalktı "aynen ya kalkalım bende sıkıldım. Hadi kim geliyor?" Kimse gelmek istemedi. Elif'e bakıp gülümseyerek" galiba şimdiden yorulmuşlar  ama gece uzun tüh." İkimizde masadan kalktık. Kalpler durağına gelmiştik. Elif beni kendine doğru çevirip " bak şu çocuğu gördün mü? Onla sabahtan beri bakışıyoruz. Bu yüzden kalktım yanına gidip gelsem sorun olur mu?" Başımı olumsuz anlamda salladım.

Banklardan birine oturup elifi beklemeye başladım. 15 dk olmuştu hala gelmemişti. Sıkılıp ayağa kalktım. Kendi kendime dolanmayı düşünüyordum. Başımı eğdim bağcığım açılmıştı. Tam yolun ortasında olduğum için karşı tarafa geçmeyi bekledim. Gözlerim hala bağcıklardaydı. En son eğildim bağcıklarımı bağladım. Kafamı kaldırdım da
Bir çocuğu gördüm. Benim yaşlarımdaydı. Dengemi çökerken asla sağlayamazdım. Geri doğru düştüm ama beni tuttu. Korkmuştum.

" Teşekkürler." Bana anlamsız gözlerle bakmıştı. Çok masumdu. Bana aynı ' bu da ne demek oluyor teşekkürler ne demek' der gibi bakıyordu. " Ş-ey gali-pa koybol-dul." Dediğini kavrayamadım. Kaşlarımı çattım bu onu ürküttü. " Turist misin?" Başını olumlu şekilde salladı. Ona nasıl yardım edebilirdim ki bende buraya yabancıydım.  Ona benimle gel der gibi baktım. Oda anlamış olcak ki elimle çektiğim elini zorlamadan geldi. O da korkuyordu bende gözlerinden anlaşılıyordu. Gözleri doğruları gösteren tek gözler gibiydi fakat kaç kez benim bu merhametimi kullanan kötü kişiyle tanışmıştım korkuyordum. O gözlerime korku, anlamsız bakışları vardı ki anlayamazdım birine. Onu bizim masaya götürmüştüm iyi bir İngilizcem yoktu. Sevmezdim de fakat ateş su gibi konuşuyordu. Masamıza geldiğim de  sadece ateş oturmuş mumlar dikiyordu. Diğerleri nereye kaybolmuştu, ateş neden tekti?

   Ateş bize dönüp baktı. Yanımdaki çocuğu görünce ağzı açıldı. Ateş kaşlarını çatarak çok pis bakıyordu ikimize,en son dayanamayıp"Ateş bak bu çocuk, kaybolmuş turistmiş. Yardım edebilir miyiz?" Yanımdaki çocuğa bakıp " ismin ne ? What is your name?" Bana gülümseyerek" theo ." Dedi. Ateş ellerimize bakıp sonra yüzlerimize tek tek bakıyordu. " Hadi bu çocuğa yardım edelim. Diğerleri nerde birde?" Ateş hala ağzı açıktı. Theo ise bana yapmacık bir öfkeyle " bu çocuk?" Sonra gülümseyerek
" I am theo" dedi. Ona bende yapmacık bir öfkeyle baktım. hâlâ ellerimiz kenetliydi birbirine.

kayıp şehir Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin