Ateş hala ellerimze bakıp dona kalmıştı. O an farketmiştim elini hiç bırakmamıştım. Bir anda taha ağaçtan ortaya atladı." Oyyy ateşin planlar suya, erkek atmış eve." Dehşetle tahaya odaklanmıştım. Normalde gülerdim böyle şeylere ama bu çok farklıydı. İyi ki theo anlamıyordu türkçe "yaw ne saçmalıyon baktım önümde durmuş, kaybolduğunu söylüyordu. Ben ne ingilizce biliyorum çok iyi yada bu şehri tanıyorum." Ateş dehşetle bakıyordu. Diğerleri de gelmişti,benle Theo'ya bakıyorlardı.onlar gelmeden önce elimi çekmiştim iyi ki yoksa bana onlarda Ateş gibi bakıcaktı İlk defa bir erkeğe böyle yaklaşmıştım, genellikle korkardım. Kime yakın olduysam benimle oynamıştı. Hâlâ herkes bize bakıyordu aradan 5 dk geçmişti. Kimse hareket dahi etmemiş, ağzını açmadı. " Ee hadi ne duruyorsunuz, yardım edin kaybolmuş çocuk. " Dedim Theo'da hiç bir sey anlamıyordu. Ona bakıp " bunu anlıcak mısın bilmiyorum ama vallah ben İngilizcenin gsinden sonra yokum." Bana ilk anlar gibi baktı."vallah ne demek?" Diye sordu. " Abi o hiç Türkiye de yaşamamış ki nerden bilsin?" Taha söze atıldı. Ateş 'e bakıp göz kırptı."benim İngilizcem iyidir şimdi ailesini buluruz onun."
Dedi. Ve Theo'ya yaklaşıp " YOU CAN SPEAK TURKİSH?" Dediğinde hepimiz gülmemizi tutamamıştık ama bir kişi hariç hiç böyle ortamda bulunmamış mıydı?" Az çok Türkçe eğitimim var." Dedi, ciddiydi ortamda tek ciddi kalan kişiydi. Sessizliği Ateş bozdu." İlk önce şu doğum gününü kutlayalım da sonra yardım ederiz." Demişti. Theo karşılık olarak" kimin doğum günü?" Dedi gözleri heyecanlıydı, korkuyla bakan gözler değildi." Benim " dedim . O kalabalıkta sadece bana gülümsemişti." Doğum gününü mahvettim için üzgünüm fakat yine de iyi ki doğmuşsun." Ona masayı göstererek oturmasını işaret etmiştim fakat o çekinmişti. İlk ben oturdum oda yanıma oturmuştu. Taha ve Elif fısıldaşıyordu . Diğer Yanıma Taha oturmuştu. Diğerleri de tahadan sonra hepsi oturdu. Ateş hazırladığı sürprizi harikaydı belki doğum günümü kutlucamızı biliyordum fakat böyle güzel beklemiyordum.
Theo ortama bakıyordu belki değil gerçekten ortamlarda bulunmamış, arkadaşı bile olmadığına artık emindim. Bu kalabalıkta soramayacağım için.
🐢
Doğum günümü kutlamıştık. Theo hâlâ rahat değildi. Ateş ilk bana sonra Theo'ya baktı."başlıyalım o zaman" dedi Theo anlamıştı ve başını sallamıştı.
"Nerelisin?" Demişti ATEŞ.
" Amerikanim"
"Kaç yaşındasın?"
" 16'ya gireceğim."
" Türkçeyi nerden biliyon lan"
" Küçükken gelebilme olasılığımız vardı. Babam öğrenmemi istemişti. Öğrendim."
Taha lafa" lan bu benden güzel konuşuyor, bu türk bizi kandırıyor."
Elif Taha'nın kafasına vurmuştu"bu tipe bak bir de kendi tipine bu mu? türk olcak salak."Dediğinde gülmeye başlamıştım
"Hetero musun?"
"Evet? Gaye mi benziyorum bilmiyordum."
Taha yine lafa atlamıştı."lan bu Ateş kendi için soru soruyo ya." Elif Taha'ya yine çakmıştı" lan Ateş gay mi? Birde benim o sizin değil." Dedi. Ateş'e hayretle bakıyordum" lan gay miydin bana söylemedin. Hay seninde aşkta şansın yok aynı ben gibi, napak kaderler ayni abicim."
Theo bana şaşkınlıkla baktı." Abin mi o?" Ağzımı araladım sıra Ateş ayağa öfkeyle kalkıp
" Abisi gibi mi duruyorum?" Dedi. Theo' da öfkeyle ayağa kalkıp" ne var abicim dedi. Sana o bakışların da anlamı bu kıskançlık, o bakışlarının cevabı tek bu." Diyip oturmuştu, baş kaldırma özelliği vardı. Benim gibi değildi.
Kısa bir sessizlik oluştu. Sessizliği ben bozdum
"Nasıl kayboldun anlatacak mısın?" Kafasıyla onaylayıp " babamla geldik sonra babam bir sigara içip geleceğini söylemişti. Ama 2 saat oldu gelmedi. En son dayanamayıp aradım açmadı.
Sonra seni gördüm. Bana yardım edeceğini düşündüm. gözlerin diğerleri gibi değildi."
Bu anlattığı benim travmamdı. Aynı hissi yine yaşamıştım. Ben orda yarım saat bile bekleyememiştim ama o umutla babasının döneceğine umut ediyordu. " Her neyse polise gitmemiz lazım." Düşünüyordu. " Polislerin babami bulacağını düşünmüyorum ama deneyebiliriz" demişti.
