1

135 13 24
                                    

5 Mayıs 2023
Cuma- 09:55

×

×

×

×

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




"Evet, ben biri için baharım.
Bir başkası için, kış.

Birinin sonu ve
bir başkasının başlangıcıyım.

Birisi için mutluluk,
birisi için ruhum."






"Ben sadece
  benim."






🌟

Şu batmaya yüz tutmuş güneş, şu pembe çiçekli ağaç, şu yola dökülmüş kiraz çiçekleri, parlayan camlar yoksa şu kızıl gökyüzü mü?

Sanırım hiçbiri.

Hiçbiri hikayenin devamını getirmeme yardımcı olmuyor. Sanki başımın etrafına bir tür duvar örülmüş de içeri hiç ilham girmesine izin vermiyor.

Bacaklarımın üzerindeki laptopu kapatıp derin bir iç çekerek başımı kaldırdım. Hava kararmak üzere. Buraya kaç saat önce geldim? İki mi yoksa üç mü? Sanırım daha fazla. Buna rağmen pek bir ilerleme kaydettiğim söylenemez. Koca bir paragraf yazıp sonra beğenmeyip sildim. Bu defalarca kez tekrarlandı. Başım çatlıyor, gözlerim kan çanağına döndü, parmaklarım sızlıyor, boynum da tutuldu.
Saatlerdir laptopa yakın olmak için büktüğüm sırtımı dikleştirdim. Kemiklerim sızlıyor. Ellerimi belime koyup sırtımı esnetmeye çalıştım. Ve en sonunda parkın kıyısındaki bu bankta oturmanın bana herhangi bir fayda sağlamayacağına karar kılarak laptopu çantaya koyup ayaklandım. Saatlerce hareketsiz oturmanın ardından ilk birkaç adım sendeleyip ağır ağır yürümeye devam ettim.

Şu günlerde ne zaman yağmur yağar, ne zaman güneş açar belli olmazdı. Bu yüzden olsa gerek sabahtan beri sıcacık olan hava birden serinleyivermişti. Rüzgâr yüzüme çarpıp saçlarımı omuzlarımdan geriye savurdu. O sırada altından geçtiğim kocaman kiraz ağacından rüzgar hışırtılarıyla kopup gelen onlarca pembe yaprak saçlarıma takılıp kaldı. Başımı kaldırıp tepemde titreşip duran ağaca baktım. Pembe yapraklar yüzüme düştü. Yine başımı önüme eğdim. Ne kadar kötü bir gündü bu böyle! Burnuma dolan bu taze çim kokuları bile beni rahatlatamıyordu. Yürüyüp gittim.

Yağmur çiselemeye başladı. Önce ayaklarım altındaki dar, taş yolun birkaç yerine, sonra taze ağaç dallarına birer birer düştü. Küçük küçük sesler duyuldu. Gök karardı, bulutlar yeryüzüne yaklaştı ve uzaktan gelen gürlemeler duyuldu. En sonunda sesler çoğalıp yağmurun takırtısı her tarafı doldurdu.

Islak çim ve toprak kokusu havada asılı kalırken yürüyüşümü hızlandırdım. Elimi yüzüme siper edip kaşlarımı çattım. Kaldırımda birikmiş kirli yağmur suyu bacaklarımı ıslattı. Zaten berbat hissediyorken ansızın yakalandığım bu yağmur da beni büsbütün üzdü. Bu yüzden ıslanmış kıyafetlerimle boş bir yere oturup başımı cama dayadım ve otobüsün hareket etmesini bekledim.

How I Met YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin