11,

87 16 4
                                    

"ne yapıyordunuz orada?"

derince nefesler vererek sakinleşmeye çalıştığım sürenin sonlarına doğru duyduğum sesle dikkatim dağılmış ve ilgimi kolumu sıvazlayan minho'ya çevirmiştim.

"ne yaptığımızı ben bile bilmiyorum ki amına koyayım? sabah yanına gittim gayet normal konuşuyordum, bir anda tuttu kolumdan soyunma odasına götürdü kapıyı da üstüme kilitledi. bu çocuk net bipolar aq."

minho tahminimce son dediğime gülerken ben sinirle iç çekip bakışlarımı etrafta gezdirdim. bu sırada yanımıza yaklaşan iki bedeni görünce daha da gerilmiştim, gel bir de bunlara açıklama yap..

"napıyorsun minho çocuğa sözel taciz falan mı?"

hyunjin'in konuşması üzerine kaşlarımı çatarak ona bakmıştım, o da tepkime karşın dediğini açıklamaya çalışmıştı.
"şaka yapıyorum, olduğun durumdan hiç hoşnut gibi görünmüyorsun da."

chan kendince gülerken sandalyesini çekmiş ve tam karşıma oturmuştu. bu sırada ayakta kalan tek kişi olan hyunjin de sandalyesini çekti ve sağımdaki yerini aldı.

"şaka maka neler oluyor? pek iyi görünmüyorsun jeongin?"

chan'ın konuşmasıyla birlikte ona bakmıştım, zoraki açıklama yapacağım sırada minho'nun söze girmesiyle sustum.

"jisung'un jeongin'le bir sorunu varmış ama ne olduğunu bilmiyoruz, onları yakaladığımda tahminimce jisung jeongin'e şiddet uygulamak üzereydi."

hyunjin'in kaşlarının çatıldığını gördüm, bana yaklaşmış ve elini omzuma koymuştu.
"bana neden haber vermedin? iyi misin şimdi?"

hyunjin'e cevap vermeye yeltendiğim sırada minho'dan gelen atakla birlikte yine durmak zorunda kalmıştım, tuttuğu kolumdan beni kendine doğru çekti.
"bana bile haber vermedi sana neden versin?"

hyunjin ve minho bu şekilde birbirlerine dalaşırken, bense chan'a 'beni bunlardan kurtar' temalı bakışlarımı sunuyordum. ne dediğimi anlamış olacak ki hafifçe öksürerek ayağa kalktı ve minho'yu kolundan tuttu.
"şimdi aklıma geldi, rehber hocası seni çağırmıştı gelsene."

chan'ın konuşmasıyla birlikte minho sanki bu anı bekliyormuşçasına ayaklandı ve chan ile yanımızdan uzaklaştı.

hyunjin'le yalnız kalmıştık.

onların arkasından bakarken kolumda hissettiğim elle birlikte bakışlarım tekrar hyunjin'i bulmuştu.

"jeongin, seni sıkmak istemiyorum ama cidden sorun ne? yardımcı olabileceğim bir şey var mı?"

evet, aslında vardı.

"onlardan uzaklaşmam gerek."

bu benim için en iyisiydi, çünkü jisung'u biliyordum. sorun her neyse gidip onları bana karşı dolduracaktı ve büyük bir kavga çıkacaktı.

daha önce yaşamıştık.

hyunjin'in kaşları daha çok çatılırken yeni sorusunu yöneltti.

"kimlerden uzaklaşman gerek? minho'dan falan mı?"

hevesle sorduğu soru üzerine gözlerimi devirdim.

"hayır hyunjin, bizimkilerden. jisung, felix, seungmin ve changbin hyung'dan. jisung onları bana karşı dolduracak bunu biliyorum, daha önce de olmuştu."

hyunjin konuşmalarımın ardından anlamışçasına kaşlarını kaldırdı ve başını salladı.

"uzak dur bir süre, bizimle takılırsın olmaz mı?"

"başka çarem yok."

konuşmam üzerine bir şey söylemeden sarılmıştı, hareketi karşısında gülümsedim ve sarılmasına karşılık verdim.

gerçekten rahat hissettiriyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 28, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

daydream | hyunin ♡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin