ARKADAŞLAR SINAV HAFTAM OLDUĞUNDAN VE ÇALIŞTIĞIMDAN DOLAYI YENİ BÖLÜMÜN GELMESİ GECİKTİ. BU NEDENLE HEPİNİZDEN ÖZÜR DİLİYORUM. UMARIM BU BÖLÜMÜ BEĞENİRSİNİZ.
"Ali geçen panayırdan aldığımız hasır şapka nerede?" sordum valizimi son kez kontrol ederken. Evet, doğru duydunuz. Baha bana iki gün önce çat küt yurt dışına çıkacağımızı söylemişti. Sakın ola aklınıza başka şeyler getirmeyin! İş için gidiyorduk. Tabii ben ayak işleri için gidiyordum orası ayrı. Şirketten altı çalışan gidiyordu. Ali, Tuğba, Nihat abi ve ismini hatırlamadığım ikisi kız biri erkek olan üç çalışan daha. Koskoca Amerika canım! Hayatta bu şans bir daha gelir miydi ki ayağıma? Şansım dönmüştü. Hatta bugün piyango alırsam belki de kazanırdım. Sesli bir kahkaha attım, yüzüme çarpan hasır şapka ile gülmeyi kestim. Gerizekalı düzgün veremiyor muydu? Ali şu anda kıskaçlıktan çatlıyordu. Moralimi bozmayıp dil çıkardım ve hasır şapkayı da valıze sıkıştırdım. "Tatile gitmiyorsun oraya" Ali söylendi. Tamam haklıydı, tatile gitmiyordum ve ben tatil havasına girmiştim. Oraya gitme nedenimiz bizim şirket ile oradaki şirket arasında mal alım-satım anlaşmasını yapmak zorunda oluşumuzdu. Baha dün gideceklerin hepsini uyarmıştı. Orada en küçük ters ve beğenilmeyecek bir davranış sergilediğimiz takdirde kim olursa babası olursa bile onu kovacağını söylemişti. Bunu söylerken özellike bakışlarını bana dikmişti. Umarım bu işi kazasız belasız halledebiliriz..
"Aruz, annem geç kalıyorsun ya!" annemin sesini duymamla ilk önce saate baktım. Gecenin üç buçuğu idi. "Tamam bir dakika" deyip son kez aynada kendime baktım. Üstümde üzerinde 'nike' yazan beyaz bir tişört altımda ise gri bir eşofman vardı. Baha, yolculuk uzun olacağı için rahat giyinebileceğimizi söylemişti. Ceketimi ve sırt çantamı askılıktan alıp spor ayakkabılarımı giydim. Önce anneme sonra da Ali'ye sarıldım. Sonra da üçümüz sarıldık. Az kalsın ikiside kaburgalarımı kırıyordu. "Alt tarafı beş günlüğüne gidiyorum ya amma duygusala bağladınız" desemde bende bir fena olmuştum. Elbette daha önce tek başıma tatilr gitmiştim fakat bu kadar uzağa il defa gidiyordum. Valizimi Ali'ye verip annemi zorla da olsa evde bırakarak yola çıkmıştık. Şimdi ise Ali ve ben taksi ile şirkete gidiyorduk. Orada toplanılıp özel arabalara binilecekti. Daha bir ay öncesinden hayatım fiyasko ve sıkıcıyken şu an yaşadıklarım beni her şeyi elde edecek güçte olduğuma inandırıyordu. Esnedim, çok uykum vardı. "Oha, ayı mısın sen?" Ali ciddi ciddi sordu. Esnemem sandığımdan uzun sürmüştü sanırım. Yüzümü buruşturdum. Ve başımı omzuna yasladım. "Uykum var vardığımızda haber ver bücür" gözlerimi kapatırken sırıttım. "Bücürmüş. Sen kendine bak bakalım hangimiz bücür görünüyor" burnu havada konuştu. "Geldik" diye devam etti. Daha dalmamıştım bile! Ücreti ödeyip arabadan indim. Ali de bagajdan valizimi çıkarmış beni takip ediyordu. Gelecek olan herkes dışarıdaydı. Fakat Baha'yı görememiştim. Hepsine selam verdim. Şu Tuğbaya bile. O da yapmacık bir şekilde selamlamıştı beni. Rahat giyinme izini vardı fakat hepsi resmi giyinmişti. Ciddi anlamda erkekler takım elbise kızlar ise etek veya elbise giymişti. Ben ise serseri gibi kalıyordum yanlarında. Beş dakika sonra Baha arabasından inmiş yanımıza geliyordu. Onu görmemle sırıtmam bir olmuştu. Baha da benim gibi bir eşofman ve tişört giyiyordu. Ceketi ise yanındaki adamdaydı. Önümüzde durup hepimize göz gezdirdi. "Rahat giyinebilirsiniz demiştim" duraksadı "neyse, umrumda değil. Sizin sorunuz" diye devam etti. Kimse bir şey söyleyemedi tabii ki. Bense havalı havalı bakınıyordum. Yanındaki adamdan ceketini alıp yüzüme doğru fırlattığında ani bir refleksle ceket yüzüme vurmadan tutmuştum. Benim Ali bir şey söylemeye kalktığında elini sıktım ve susması gerektiğini anladı. Baha kolundaki saate baktı ve "gitme vakti. Herkes arabalara" dedi ve herkes dağılmaya başladı. Aliye döndüm, "gitme vak-" devam edeceğim sırada beni kendine çekip sıkıca sarıldı. Gülümsedim ve karşılık verdim. Omzumun ıslandığını fark ettim. Ağlıyor muydu o? Aynı şekilde onunda omzu ıslanmıştı. Ağlıyor muydum ben?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAY KRAL
Teen FictionSöylediği yalanla birlikte hayatı fiyaskoluktan ve sıradanlıktan çıkan Aruz Karahanlı, son derece neşeli kişiliğiyle uyuz başkanın gözüne girebilecek mi? Sürekli uyuz dediği bu başkana sırılsıklam aşık olunca işler aynı şekilde devam edecek mi? ••●●...