9. Bölüm ; 'Kontrolsüz'

215 27 58
                                    

Selam selam! Ben geldim!

Kanaatimce güzel ve eğlenceli bir bölüm oldu. Okurken internetiz açık olursa daha iyi olur, birkaç görsel var çünkü 🙃

Bunun dışında multiamedia'di şarkıyı Mayıs'a ben yazsam bu kadar uyumlu olurdu shsjsjjs

Her neyse çok uzatmadan... Bölüme geçiyorum;

❄️

"Gününüz nasıl geçiyor, Mayıs hanım?"

"Otobüste camı açmam istenmiş de, cam sıkıştığı için açamıyormuşum. Herkes de 'Kaldır aç, bastır aç' diye yorum yapıyormuş gibi bir gün. Kısacası pek iyi geçmiyor." deyip lip glossumu sürmeye devam ettiğimde genç koruma gülmüştü ama söylediğim şey hakkında bir yorumda bulunmadı. İnsan neden gününüz iyi geçmiyor diye sorardı be...

Koruma, masanın etrafından dolanarak elindeki -yeni fark ettiğim- dosyaları önüme bırakıp bir adım gerilediğinde duraksadım. Lip glossumu dudaklarımdan uzaklaştırmadan "Bunlar ne?" diye sordum boğukça.

"Talya hanım gönderdi. İçinde okumanız gereken şirket raporları varmış."

"Ben niye okuyorum ya?" Gloss'un kapağını kapatıp oturduğum deri koltukta dikleştim. "Niye sekreter denilen kişiler okumuyor?"

"Sizin şirket eğitiminiz için gerekli bunlar." dedi Talya'ya çalıştığını bildiğim koruma. "Raporları okuyup anlamadan ihaleleri alamazsınız."

"Kim söylüyor bunu?"

"Hollanda'daki dedeniz ve Talya hanım..."

Ona Bülent Ersoy'dan hoşlanıyorum demiş gibi baktıktan sonra homurdanarak lip glossumu masama bıraktım ve dosyalara döndüm. Birbirinden ince gözüken ama aslında -içinde- sayfalar dolusu yazı barındırdığını bildiğim dosyaları teker teker elime alıp yere atmaya başladım. Koruma duraksamıştı.

"Bu beni ilgilendirmez. Bu da beni ilgilendirmez." dedim Ekrem İmamoğlu'nun editli videolarına bağlayarak. "Bu hiç beni ilgilendirmez. Aa! Bu ilgilendirir galiba?" Son dosyayı yere atmadan önce bir saniye bekledim. "Hayır, vazgeçtim. Bu da beni ilgilendirmez."

Yere attığım dosya yığınana şaşkınca bakan korumaya bir bakış atıp sırıttım. "Talya'ya hepsine baktığımı ve okuduğumu söylersin değil mi?"

Bana cevap vermek yerine kafasını iki yana sallayarak yere attığım dosyaları toparladı ardından yüzüme dahi bakmadan bana verilen bu ultra lüks şirket odasından çıktı. Sanırım başım dertteydi ama neyse.

Güzel kızların başı her zaman dertte olurdu. Gerçi yaklaşık bir haftadır başım -güzelliğim(!) haricinde-dertteydi. Canım Mücahit dedem tam bir hafta önce bugün, tüm mirasını bana bırakmış ve aynı gece Hollanda'ya topuklayıp gitmişti. O günden beri hiçbir aile üyesiyle konuşmamıştım. Talya denilen psikopat karının emriyle dedemin yalısında kalmaya başlamış, bu şirkette sürünme günlerime ilk adımımı atmıştım. Yaklaşık bir haftadır dedeme ait bütün miras zırvıntısını ve onların -şirketlerin- işleyişlerini öğrenmeye çalışıyordum ki pek başarılı olduğum söylenemezdi.

Talya beni her sabah yedi de kaldırarak -zorla- bu kocaman şirkete getiriyor, onlarca kokoş insanın arasına sokuyor; departman denilen şeylerin işleyişlerini anlamam için saatlerce benimle departmanları dolanıyor; onu bezdirmem sonucunda da departman gezmelerini sonlandırıp beni şirketteki bu lüks odaya hapis ederek anlam veremediğim işler yığıyordu.

MaziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin