22.Bölüm; 'Aile Trajedisi'

244 26 67
                                    


İyi okumalar dilerimmm 💕💕

❄️

"Aga ben neleri kaçırmışım? Seni iki saat yalnız bıraktım. Yemediğin bok kalmamış, Mayıs."

Ares şirket odamın kapısını yavaşça kapatıp koşturur vaziyette masaya yaklaştığında gözlerimi bilgisayar ekranından çekmedim. Okumam gereken yığınla mail ve rapor vardı. Dedikodu yapmaya zamanın yoktu ki dedikoduyu sabahın köründe Ares'e on yedi dakikalık ses kaydı atarak yapmıştım zaten. O ses kaydını dinlemişse, günlük dedikodu kapasitemizin dolduğunu anlamış olmalıydı.

"Kız bana bi bak!" dedi Ares, masasının dibine gelip eliyle değişik hareketler yaptı. Bunu göz ucuyla da olsa görebilmiştim. "Benim duyduklarım doğru mu?! Sen dedene evlendiğini mi söyledin?!"

"On yedi dakikalık ses kaydı attım ve sen buna mı takıldın cidden?" Ofladım. "Bana akıllısı rastlamıyor. Yok! Rastlamıyor. Nerede deli varsa kıçımın dibinde soluğu alıyor. İmdat, kurtarın beni diye bağıracağım az kaldı."

Yatırım raporunun son kısmını iki sefer okuduktan sonra mailleri açıp insan kaynaklarından gelen mailleri hızlıca geçtim ve halamın yolladığı maillere odaklandım. Geneli muhasebe -sayılarla dolu- mailleri olsa da okuduğumda aklıma giren şeyler vardı. Şirket işlerini giderek daha iyi kavrıyordum.

"Evlendiğini dedene söylemene değil ama Saffar'ın ablan için adam öldürme kısmına çok takıldım, evet! Alıştıra alıştıra bu noktaya değinmek istedim." dedi Ares şaşkın bir tınıyla. "Saffar'ın dolaylı yoldan senin için adam öldürdüğünü düşünüyorum! Bunu konuşmayacak mıyız?"

Benim için tırnağını kesmezdi o. Tabii bunu Ares ile tartışmayacaktım, hiç halim yoktu.

"O konu hakkında konuşulacak bir şey yok. Tek diyebileceğim şey... Çok şükür ki Saffar delisi, hastane kameraları sildirecek kadar akıllı, komadaki birini yastıkla boğarak öldürecek kadar da merhametsiz biri... Safo'yu sevmiyoruz, etmiyoruz ama itiraf edelim, bazen işimize yarıyor." Bilgisayarda birkaç tuşa tıkladım. Ne yaptığımı bende bilmiyordum şu an. "Başka sorun yoksa siktir git, dışarıdaki çıtır asistanlarla flörtleş Ares. İşim var. Hadi!"

"Sana Saffar dolaylı yoldan senin için adam öldürmüş diyorum! Sen bana git asistanlarla flörtleş diyorsun! Ya bi kafanı kaldır da bu konu hakkında konuşalım!"

Halamın yolladığı mailleri okumaya devam ederken, "Konu hakkında konuşacağım bir şey daha var o da cenaze... Damat Ferit'in cenazesi bugün kalkacakmış. Asla gitmeyi düşünmüyorum." dedim umursamazca. "Üç mekanda bulunmaktan hoşlanmam. Birincisi cenazeler, ikincisi düğünler, üçüncüsü pavyonlar..."

Ares huysuz bir homurtu çıkardı. Ona bakmasamda beni izlediğini hissedebiliyordum. "Yalan söyleme, Mayıs. Pavyonlardan hoşlanırsın."

"Hayır, hoşlanmıyorum."

"Neden?"

"Oradaki led ışıklar cilt bariyerine zarar veriyor çünkü." Bilgisayar ekranındaki maili hızlıca okuyup dudağımı büktüm. "Cildimi sevdiğim için pavyona uzun zamandır gitmiyorum."

Ares yavaşça masaya vurdu. Dikkatimi çekmek için yaptığı davranış, boşa giderken "Ya ben ne diyorum, sen ne diyorsun?" diye çemkirdi aniden. "Saffar ablanı korumak ve dolaylı yoldan senin gözüne girmek için adam öldürmüş diyorum! Sen cilt bariyeri, pavyon falan diyorsun, Mayıs! Aynı dili konuşmuyoruz."

Aslında Ares ile aynı dili konuşuyorduk ama o dili konuşmaya başlarsam, odağımı kaybedeceğimi bildiğimden aptallık kartını oynuyordum.

Evet. Saffar dün akşam saatlerinde -hastanede yatan- bir adamı öldürmüştü. Ablamın nişanlısını... Korumasından öğrendiğim kadarıyla Ferit'i öldürmesinin nedeni(?) ablamla beni gizlice dinlemesinden kaynaklanıyordu. Muhtemelen Saffar, Ferit'in kendi çocuğunu red ettiğini, ablamı zorbaladığını, zorbalanmaya dayanamayan ablamın direksiyona atak yaparak Ferit öldürmeye çalıştığını bizi dinlerken duymuş, bunların üzerine de böyle bir cinayet işlemişti.

MaziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin