Bölüme başlamadan önce yıldıza basıp oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Bakın oy ve yorumlarınız benim için gerçek anlamda önemli. Kitap daha çok yeni. Lütfen oy ve yorumlarınızı esirgemeyin.
Keyifli okumalar
💔
Yıkıcı bir duygudur nefret. Kimseye kızmıyorum, nefrette etmiyorum. Bunlar geçici duygular. Ama iliklerime kadar kırılıyorum. Her seferinde kırılan, acıtılan, ezilen, küçük düşürülen ben oluyorum. Bundan şikayetçi miyim? Hayır. Alışık olduğum duygular bunlar. Aksini bilmiyorum. Bilsem bile nasılsın hissettirdiğini bilmiyorum. Ne demişler, bilmemek değil, öğrenmemek ayıptır. Ben bir ayıp işliyorum. Ve bunu elimde olmadan yapıyorum.
Siyah olan hayatımın küçük bir kısmında ışık görüyorum. Ama onun ne tarafta olduğunu bilmiyorum. Hayatımın güzel olacağına o ışığın olduğunu bildiğim kadar eminim. Nasıl olduğunu bilmiyorum ama olacağını biliyorum. Hayat sürprizlerle dolu. Ne olacağı ve ne zaman, nasıl güzel olacağı belli değil.
💔
"Sevda!?"
"Sevda aç gözlerini güzelim!"
"Sevda beni duyuyor musun? Ses ver bana. Sevda!"
Tiz bir ses var tepemde. Kim olduğunu bilmiyorum ama beni derin bir boşluktan çekmeye çalışıyor ve başarılı da oluyor.
Burnumda iğrenç bir koku belirdi. Sanırım kolonyaydı. Gözümü güçlükle araladım. Her yer bulanık ve sisliydi. Tavan dönmeye başladı. Gözlerimi kapattım. Birkaç saniye sonra gözlerimi açınca Elif'i baş ucumda korkmuş vaziyette gördüm. Beti benzi atmıştı korkudan.
"Oh çok şükür! Allah'ım sana şükürler olsun. İyisin?" Rahatladı anında. Sanırım ciddi baygınlık geçirdim.
"İyi misin Sevdam hastaneye gidelim mi?" Yerimden kalkmaya çalıştım ve başarısız olup yatağa geri düştüm.
"İyiyim. Göğüs kafesimde çok iğrenç bir ağrı var." Deyip yüzümü buruşturdum acıdan.
"Noldu Sevda? Yine baban mı yaptı bunları sana? Şu haline bak yüzün gözün kan içinde." Yüzümün kan olduğunu o söyleyince fark ettim. Bu konuyu daha fazla konuşmak istemiyorum.
"İyiyim Elif bir şeyim yok. Lütfen konuyu kapatalım. Ayrıca geldiğin için teşekkür ederim." Dedim. Bir şey söylemedi. Yataktan kalkıp tişörtümü çıkardım ama büyük bir hızla geri giyindim.
"Bir dakika bir dakika! Çıkart bakayım sen o tişörtünü!" Kahretsin! Sırtımdaki kemer izlerini gördü kesin.
"Of Elif-" sözümü kesti.
"Hadi dedim Sevda! Bak sen çıkartmazsan ben çıkartacağım." El mahkum çıkarmak zorunda kaldım. Elif sırtımı görünce gözleri yuvasından çıkacak kadar açıldı.
"Sevda! Bu- bu ne!? Ne yaptı sana o pislik herif. Bu böyle olmaz. Şimdi hemen hastaneye gideceğiz sonra da vakit kaybetmeden karakola gideceğiz. Bir an önce bu adamdan kurtulacaksın." Kolumdan tutup kaldırmaya çalıştı ama engel oldum ona.
"Olmaz Elif o benim babam. Bunu ona yapamam." Elif sinirli bir şekilde burnundan soluyarak konuştu.
"Ama o sana yaptı. Hemde en kötüsünü, en iğrençini yaptı!"
"Bunu ona yapamam." Sesim güçsüz çıktı. Yatağıma oturdum.
"Sevda anlıyorum seni güzelim. O senin baban ama sen ona dur demedikçe kendi hükmünü göstermedikçe o sana kıymaya devam edecek. Hadi 'tamam' de bitirelim şu işi. Sende rahat et, bir nefes al artık. Ben seni böyle görmek istemiyorum. Seni güçlü görmek istiyorum. Lütfen tamam de nolur." Sesi sonlara doğru yalvarır gibi çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVDANIN SAVAŞI
Teen FictionSıcak nefesi tenime temas edince kendimden daha da geçtim. "Aslan avına ulaştı." Dedi gururla. İkimizde gecenin karanlığında, sıcak çarşafların üzerinde birbirimizi tamamladık. Ve bundan hala pişman değilim. Savaş Akman benim! O beni cehennemden...