MRBLAR!!!!! ☁️
su siralar mukemmel hissediyorum kem gozden uzak baba.
neyse her yeni bolum icin bunu soyleyecegim galiba ama bu en iyisi olacak su anlik.
HEMEN YAZMAYA BASLIYORUM SARKIYLA BOLUM ADI INANILMAZ UYDU CANIM DOSIIM.
optum🧚🍀🌠
✦video dükkanımızda sessizce akşam yemeğimi yeyip favori filmimi izlerken kapının açılmasıyla zil sesini duydum. kim olduğunu görmeden,
"hoşgeldiniz." deyip kafamı kaldırdım. gelen danielle ve arkadaşı minji'ydi. son lokmam boğazımda kalmıştı resmen. bu saatte ne işleri vardı ki burada. minji,
"bu arkadaşım danielle, yeni üyelere indirim var değil mi?"
biraz ne söylediğini düşünmedim değildi.
"evet evet, bekleyin." deyip hızlıca kağıt çıkarıp bir de kalem verdim.
"adını, doğum tarihini, ..." bir anlığına öğrenemeyeceğim şey yok gibi hissedip gülümsemiştim. hemen ardına minji,
"evet, çağrı cihazı numaranı verirsen bir film hediye ediyorlar." dedi.
ağzım açık bir şekilde bakakalmıştım. danielle,
"öyle mi?" derken minji bana bakarak sırıtıyordu. nefretimi kusmam için güzel bir zamandı. ama yapmayacaktım çünkü sayesinde bir şeyler daha öğreniyordum.⭒
☆ertesi sabah olmuştu. uyandığım gibi kulübe gelmişim gibi hissediyordum ve düşününce yalan da değildi. kulaklıklarımı takıp karşımdaki şeffaf, plastiğin ardındakilere bakmadan mikrofona doğru konuşmaya başladım,
"ben, hanni. sonsuz melodiler'in sunucusu. herkese merhaba. kiraz çiçeği festivali bugün başlayacakmış. okuldan sonra çiçekleri görmeye gidelim mi?" deyip aradaki şeffafın ardındaki minjiye baktım. gülümseyip iyi gittiğimi gösteren hareketler yapması beni de gülümsetmişti.
okuldan sonra radyoda bahsettiğim festivale gelmiştik. her yer çimen kokuyordu ve çok huzurluydu. gökyüzündeki uçaklar masmavi boşluğa yıldız şekilleri çiziyordu.
önümdeki neredeyse aynı boyutta olduğum kameraya ellerimi koyup, yüzümü yaslayarak danielle'i seyretmeye başlamıştım. etrafındaki kızlar ne kadar popüler olduğunun kanıtıydı. kendi kendime danielle'e bakarak,
"sevgili durumu nedir?"
"yok."
"favori tipi?"
"bilmem ki... shin ye-eun tarzı."
"anladım, saf ve masum tipler yani." derken defter ve kalemimi çıkarttım. not almaya başlayıp devam ettim,
"favori film?"
"yarının dünyası."
"aa, benim de o." dedim kıkırdayarak.
"hedefindeki fakülte?"
"tiyatro ve sinema."
"tiyatro... güzelliğiyle ünlü olmaya niyetli desene."
"hayır, kameraları sevdiğim için."
"kamerala..."
kafamı defterden kaldırıp yavaşça soluma doğru çevirip kim olduğunu görmem çok zor olmamıştı. minji kamerasıyla uğraşıyordu. omzuna vurup,
"hey! seni sormuyordum, danielle'i soruyordum. şimdi baştan başlamam gerek."
"tembel olma, sen de biraz video çek."
"peki, nasıl yapılıyor?" dedim defter ve kalemi çantama atarken.
minji gözünü kameradan ayırıp yüzünü yüzüme doğru yaklaştırıyordu. parmağıyla bir yeri işaret ederek,
"gözünü buraya koy." dedi.
"ellerini buraya koy."
parmak uçları birkaç kez ellerime dokunarak oralara yıldız çizmişti.
"bununla yaklaştır, bununla da uzaklaştır." derken ellerimde koca bir galaksi taşıyor gibi hissediyordum.
"fazla bastırma, gördün mü?" derken nefesini duyuyor, çok kez ve çok kısa da olsa kaçamak bakışlar atıyordum ama boy farkından dolayı gözlerine çıkamadan hepsi boynunda kalıyordu. en sonunda,
"tamam, anladık. gidebilirsin." dedim. yavaşça yakınımdan çekilerek,
"kırma sakın." deyip uzaklaştı.
gökyüzündeki uçaklardan kamerayı uzaklaştırıp danielle'e doğru çevirmiştim. güzelliğiyle herkesi büyülüyordu. uzun süre izlediğimin farkına varıp kamerayı biraz daha sola çevirmemle minji'yi görmem bir olmuştu. bir süre onu izledim. kirpiklerimin birleştiğini hatırlamıyordum o sürede. danielle ile konuşurken önce kafasını kameraya doğru çevirip, sonra da gözlerini çevirmişti. suçüstü yakalanmış gibi kamerayla birlikte hoplamıştım. ellerimi işaret edince gülümseyip, onun da farkında olduğunu anlamıştım.⭒
☆akşam olmuştu ve festival bitmek üzereydi. hyein'in uzun yalvarışları sayesinde karaokeye gelmiştik. sıra bize geliyordu ama dinlediğimiz kızın sesinin radyo için mükemmel olacağını düşünüyordum. dalgın dalgın elinde tuttuğu mikrofona bakarken oyun salonuna üst sınıflardan birisinin girip,
"çocuklar, kavga var!" demesiyle herkes fısıldaşmaya başlamıştı,
"cidden mi?"
"kimler acaba?"
"gidip izleyelim."
hyein de kolumdan tutup çekeleyerek ikimizi de salondan dışarı çıkarmıştı. hemen karşımızdaki topluluğa karışmıştık. gördüklerim sayesinde şok geçirmiştim. birisi danielle'i duvara yaslamış yakalarına yapışmıştı.
"kız arkadaşıma nasıl göz koyarsın." demişti uzun boylu kız. araya onun kız arkadaşı girmişti. danielle aradakinin omzundan tutup yavaşça kendine çevirerek,
"bu kızla çıkmamalısın." demişti.
arkasını dönüp minji'nin onu sırtından tutarak yürütmesiyle, uzun boylu kızın eline boş şişe alması bir olmuştu. tam deniz kızının kafasına vuracakken kendimi karate şampiyonası sanıp, bir omuzdan destek alarak şişeye tekme atmıştım. yine kalabalık, yine ben ve yine davranışlarım. utançtan yerde öylece kalmışken uzun boylu olan üstüme doğru geliyordu. kapak sesi duyup kafamı çevirmeme kalmadan minji'nin şampanyaları patlatıp kızın yüzüne doğru fışkırtmasını görmemle gülümsemiştim. şişeleri yere atıp elimden tutarak hızlıca yanına çekmişti beni.
"koş!" diye bağırmıştı kahkaha atarak.
danielle'in de elinden tutmuştum ve koşmaya başlamıştık. uzun boylu ve diğerleri de peşimizdelerdi. çıktığımız ara sokak zifiri karanlıktı. birkaç köşe daha döndükten sonra gecenin lacivertinde yeşil ışıklarla kaplı, evlerin yanlarında çiçek dolu bir yolda nefeslerimizi gülümsemek için harcarken koşuyorduk.⋆
★HANNI BEN BILE UTSNDIM NE YAPIYOSUN YA
neyse simdi anladiniz mi secmelerde niye tahta kirdigini.
bu bolumun estetigi cok hosuma gitti dosii vibei aldim✋
kocaman oluyoruz bu arada tesekkurler hamladim herkesi☹️⭐✮
ŞİMDİ OKUDUĞUN
20th train that goes forever
Fanfictionseni görmek istiyorum, 21. yüzyılın hanni'si. ততততত ততততত ততততত [l'amour de ma vie🤍]