Merhabaaaalaar, belki ilk kurgum değil ama ilk yayınladığım kitabım. Umarım beğenirsiniz
Şuraya başlama tarihlerinizi alayımmm👉🏻
VE ÇOK ÖNEMLİ DUYURU YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN KİTABIMIN ADI, KAPAĞIYLA BİRLİKTE DEĞİŞTİ
Okumu yayıma takıp, parmaklarımın arasına aldım. Sağ dirseğimi geriye doğru çekerken sol gözümü kapattım. Derin bir nefes aldım. Duruşumu dikleştirdirdikten sonra son kez hedef tahtasını kontrol ettim. Aldığım nefesi yavaşça verip aynı anda parmaklarımın arasından okun kaçmasına izin verdim. Açık olan gözümü de kapatıp çevremdeki seslere odaklanmaya başladım. Uzun süren sessizlik beni daha da germişti. Anlımdaki ter damlaları bir yol bulmaya başlamıştı. Tam o anda sağ ve sol tarafımda bulunan izleyicilerden yüksek sesle alkış ve tezahürat duyunca rahatça soluklanıp gözlerimi açtım. Gözlerimi açar açmaz kendimi antrenörümün kolları arasında buldum. Bu sefer akan ter damlalarım değil göz yaşlarımdı.
"Yaptın! Başardın!"
Atış yaptığım yere bakınca attığım 5. Okunda kırmızı alanın içinde olduğunu gördüm.
"Evet yaptım!" seyirci tarafından koşarak bana doğru gelen annemi gördüm. Çabucak ona doğru koşup kollarımı sardım.
"Anne gördün mü yaptım! Bölge 1.si Oldum!!"
"Evet kızım yaptın." annem, göz yaşları içerisinde bana sarılıp anlımı öptü. Annemden uzaklaşıp az önce rakibim olan kızın yanına yaklaşıp tebrik ettim. Gerçekten o da iyi oynamıştı. Sadece son atışını kaçırmıştı. Madalyamı ve plaketimi aldıktan sonra topluca fotoğraf çekildik.
"O zaman bunu kutlayalım!" Antrenörümün teklifiyle anneme döndüm. Annem onay verircesine başını salladıktan sonra soyunma odasına girip soğuk hızlı bir düş alıp üstümü giydim. Eve gidince ilk işim saatler süren bir duş olacaktı.
Salondan çıkıp etrafıma baktım. Kapının biraz ilerisindeki arabanın yanında beni bekleyen annem ve antrenörümün yanına ilerledim. Arabaya yerleştikten sonra annem söze girdi.
"Önce eve uğrayalım, Derin yorulmuşa benziyor. İki üç saat sonra gelip bizi alırsın, Ali." dedi. Ali abi onay verircesine kafasını salladıktan sonra eve doğru yol aldık.
🌷🌷🌷
Eve varınca soğuk bir duş almıştım. Alır almaz da yatağıma uzanıp orada uyuya kalmıştım. Uzun uykum sonrası annemin ısrarıyla yatağımdan ayrılıp hazırlanmaya başlamıştık. Şuan ise Ali abi söz verdiği gibi bizi yemeğe götürmüştü.
"Gerçekten büyük başarı Derin. Seni tebrik ediyoruz." dedi ali abi
"Çok çalıştı kızım. Yıllardır hayalini kurduğu şeyi başardı." mutluluğu gözlerinden okunuyordu. En az benim kadar mutlu olmuştu annemde. Gözleri dolu dolu yüzünde kocaman bir gülümsemeyle masanın altına eğildi. Ayağının dibindeki büyük karton kutuyu çıkardı. Hangi ara onu oraya atmıştı ve ben neden görmemiştim?
"Bu benim sana hediyem. Umarım başarın böyle devam eder güzel kızım." Elindeki kutuyu bana uzattı. Annemin elindeki kutuyu alıp masaya kattım. Üstündeki parıl parıl parlayan kırmızı poşeti yavaşça yırttım. Bayağı da büyük ve oldukça ağır bir kutuydu.
Poşeti yırtmamla ağzım açıldı. "Şaka yapıyorsun!" heyecanla ayağa kalkıp kutuyu poşetten kurtardım.
" Bu benim çok istediğim yay takımı! Anneee!" masa el verdiğince anneme sarılmaya çalıştım.
"Çok teşekkür ederim anne."
"Rica ederim kızım başarılarının devamını diliyorum."
"Ahahah, anne kız sarılmanızı bölüyorum ama benimde bir hediyem var Derin." Ali Antrenörüme döndüm. Henüz 42 yaşında ve simsiyah saçlara sahipti, kısa boyluydu. Daha önce hiç evlenmemişti. Yani en azından ben öyle biliyordum. Geçmişinden çok bahsetmemişti bana. Annemle arkadaşlıkları iyiydi. Uzun yıllardır antrenörlük yapıyordu. Ve kendimi bildim bileli ondan eğitim alıyordum.
Ali abi, oturduğu sandalyenin koluna astığı çantasının içinden bir kutu çıkardı.
"Annen bana senin antika eşyalardan çok hoşlandığını söyledi."
Antika eşyalarımı için ayrı bir oda kurmayı bile düşünüyordum fakat annemin bundan haberi yoktu çünkü duysaydı büyük ihtimalle antika eşyalarımla birlikte beni de evden atardı. Ama evet gerçekten çok seviyordum.
" Sana bunu aldım ve çok yakışacağını düşündüm. Umarım sana şans getirir." elindeki ufak kutuyu aldım. Avucum kadardı gerçekten. Çok zarif bir kutusu vardı. Üzerinde, pembe yeşil taşlarla kaplanmıştı. Dışı böyleyse kim bilir içi nasıldı?
Dışındaki kapağı yavaşça açtım. İçinden bir anlık ışık çıktığına yemin edebilirdim. Ya da bu benim gözlerimin parlamasıydı.
O kadar zarif bir kolyeydi ki...Hiç antikaya benzemiyordu. Kolye de dışı gibi pembe yeşil taşlarla kaplıydı. Ortasında küçücük bir küre vardı. Hafif şeffafımsı pembe renkti. O kadar güzel bir kolyeydi ki kaç saattir bu kolyeyi incelediğimi merak ettim. Bana yıllar gibi süren ama normalde 2 saniye kadar süre sonunda Ali Abi'ye döndüm.
"Gerçekten ne diyeceğimi bilmiyorum. Bu... Bu çok güzel bir şey ben bunu takmaya kıyamam." ne kadar çok bayılsam da geri vermek zorundaydım çünkü kim bilir ne kadar para vermişti adamcağız. Tek işinin de bu olduğunu bildiğimden bunu nasıl aldığını merak etmeden edemedim.
" Hayır kızım, olur mu öyle şey lütfen al bunu. Sen bunu hak ettin. "eliyle elimi tekrar bana doğru ittirdi. Ali abiye de kocaman sarıldıktan sonra kolyemi incelemeye devam ettim. Gerçekten büyüleyici bir güzelliği vardı. Milyonuncu kez Ali abiye teşekkür ettikten sonra gülerek söze girdi.
" Takmamı ister misin? "
Boynumda istiyordum bu kolyeyi. O kadar güzeldi ki...
" Evet lütfen. Ve teşekkür ederim gerçekten."
"Rica ederim dediğim gibi hak ettin sen bunu."
Ali abi ayağa kalkıp arkama geçti ve kolyeyi taktı. Gerçekten onda baba sıcaklığı hissediyordum. Babamı bu zamana kadar hiç görmemiştim. Annem bana babamın trafik kazası geçirdiğini söylemişti. Kolyenin küre kısmı tenime değince ister istemez tüylerim diken diken oldu.
"Çok yakıştı gerçekten." annemde çok beğenmiş olacak ki o da büyülenmiş gibi bakıyordu.
Yemeklerimizi yedikten sonra Ali abi bizi eve bıraktı. Onunda evi buralara yakındı. Yeni yay takımımla birlikte odama çıktım. Gerçekten çok beğenmiştim. Demir rengindeydi ve üzerinde kırmızı taşlar vardı. Sanki sözleşmişler gibi ikisi de taşlı hediye almıştı. Yayımın lastiğini kontrol ettim. Gerçekten o kadar kaliteliydi ki... Bununla kazanamayacağım turnuva yoktu.
Masamın yanına kattıktan sonra dolabımın önüne geçip pijamalarımı aldım. Sıcak bir duşun ardından tekrar odama dönüp saçlarımı taradım. Kıvırcık açık kahve ve uzun saçlara sahiptim. Saçlarımı taradıktan sonra tam yatacağım sırada aklıma kolyem geldi. Gerçekten çok beğenmiştim. Ellerim kolyenin ucuna gitti. O kadar zarifti ki...
Bugün hayallerimden birini gerçekleştirmiştim. Bölge birincisi olmuştum. Sırada ülke birincisi olmak vardı. Umarım bunu da başaracağım. Uykum düşüncelerime ağır gelmiş olacak ki yavaş yavaş göz kapaklarım aşağı indi ve uykuya daldım.
![](https://img.wattpad.com/cover/341534908-288-k491982.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KEHANET(Mühür)
FantasyKarşımdaki tahtta oturan genç bir adam vardı. Tahtından kalkıp bize doğru yürümeye başladı. Uzun boylu yapılı biriydi. Otuz kilometre öteden görebileceğim yeşil gözleri vardı. Siyah saçları dağınıktı. Üzerine giydiği siyah tişörtü vücudunu o kadar ç...