Alfalar

110 12 1
                                    

Bir anda etrafta duyumsadığım yağmur sonrası toprak kokusuyla adeta huzur bulmuştum. Sanki içimdeki bu garip heyecan ve gerginlik yerini saf bir huzura bırakmış, kendimi hiç olmadığım kadar huzurlu ve güvende hissetmiştim.

Önce o huzurlu koku daha sonrasında artan seslerden dolayı dönüp arkama baktığımda gözlerim bir çift keskin kahve gözle birleşmişti. O an o kadar garip hissetmiştim ki sanki o gözlerde kayboluyordum. Etrafta bir şeyler oluyordu ama ben bunları takip etmekte zorluk çekiyordum. Ne kadar o gözlerde kayboldum bilmiyorum ama Felix'in beni dürtüklemesiyle ancak kendime gelebildim.

"Ah yakışıklı alfalar haydi siz de yerlerinize geçin ve neden burada toplandığımızı konuşalım"

Ajummanın söylediklerinden sonra tahminimce alfalar yan tarafımızda bulunan boş yerlere yerleştiler. Kimisi o kadar uzun ve o kadar iriydi ki kendimi yanlarında küçücükmüş gibi hissettim. Sonra tekrardan o gözlerle kesişti bakışlarım. Hiç gözünü kırpmadan beni izliyordu. Ben de onu izlemeye başladım. Bir kediyi andıran gözleri, simsiyah saçları ve keskin bakışlarıyla adeta ben buradayım diye bağırıyordu, çok yakışıklıydı. Onu incelediğimi fark ettiğinde yandan bir sırıtış atarak bana göz kırpmıştı. Hemen gözlerimi kaçırdım. Yanaklarımın kızardığını şimdiden hissedebiliyordum.

"Arkadaşlar ben Jonghyun. Biliyorum hepiniz buraya neden toplandığınızı merak ediyorsunuz bugün biraz bu konu hakkında konuşalım istiyorum. Lütfen bölmeden beni dinleyin"

"Biliyorsunuz ki toplumumuz için omegalar ve pasif betalar çok değerli.... Yıllar önce erkek betaların doğum oranının az olmasına rağmen bu durum pek garipsenmezdi ancak aynı şey erkek omegalar için pek geçerli değildi.    Hem bir erkeğin omega olması nadir görülen bir durumdu hem de bu omegaların doğurganlık oranı diğer bütün türlerden daha fazlaydı. Bu durum zamanla kullanılmaya, erkek omegaların zorla ilişkilere sokulup, istemedikleri halde çocuk sahibi olmaya zorlandılar. Hem zorla ilişkiye sokulup hamile kalıyorlardı hem de çocuklarını görmelerine izin vermeden çocuklar başka ailelere satılıyordu.

 Bir gün bir grup adam ortaya çıktı ve omegaların hapsedildiği yere gelerek bir katliam başlattı. Önlerine çıkan herkesi öldürdüler ve omegaları oradan kurtardılar. Bu gruptan biri baş alfanın oğluydu ve omegalardan birinin kendisinin ruh eşi olduğunu ve ona yapılanların bedelini herkese ödeteceğini bir daha kimsenin erkek omegaların kılına dahi dokunmasına izin vermeyeceğini söyledi. Sonradan alfaların baskın alfa olduğu ve omegaların da onların ruh eşleri olması sebebiyle kimse bir daha omegalara dokunmaya cesaret edemedi.

Ama bu korku çıkarcı insanlara engel olamadı ve 4 tane erkek omeganın ölümüne sebep oldular. Ruh eşlerini kaybeden baskın alfalar o kadar büyük bir katliam yarattılar ki kimse onlara engel olamadı. Yaşanan bu olaylar sonrasında devlet yeni doğan çocukların türünün önceden tespit edilmesini, erkek omegalar ve baskın alfaların korunma altına alınmasına karar verdi"

Duyduklarım o kadar ağır şeylerdi ki bir an kendimi o omegaların yerine koydum da gerçekten korkunçtu.

"Ben de o alfalardan biriyim. 25 yıl önce sizin oturduğunuz yerlerde oturuyordum. Arkadaşlar biz türünüzle ilgili bilgileri verip size yardımcı olacağız. Sulli şimdi sizlere kağıtlar verecek ve siz de oraya bir araya geldiğiniz andan itibaren aldığınız kokuyu ve kendi feromonlarınızın kokusunu yazacaksınız anlaştık mı?"

Her ne kadar neden böyle bir şey yaptığımızı anlayamasam da ajummanın elime tutuşturduğu kağıda yağmur sonrası toprak kokusu ve portakal çiçeği kokusu yazdım ve hocaya teslim ettim.

"Evet arkadaşlar hepiniz kağıtlarınızı teslim ettiğinize göre artık kim kimin ruh eşi bunu öğrenme vaktimiz geldi"

LifeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin