Sessiz sessiz ama heyecandan titreyerek onu takip ediyordum. Benden uzundu, geniş omuzları, omuzlarına kıyasla daha ince bir beli, kalın baldırları vardı. Üzerindeki kıyafetlere rağmen çalışılmış bir vücuda sahip olduğu belli oluyordu.
"Böyle geçelim mi?"
"Ah tabi"
Gösterdiği odaya geldiğimizde gerçekten insana huzur veren bir yerdi. Camın hemen önünde bir masa vardı. Masaya yaklaştıkça ilk olarak kenardaki kediler ve çiçekler dikkatimi çekti. Kedinin biri çiçeğin sarkan yaprağını yakalamaya çalışıyor ama diğeri ona izin vermiyordu, öyle tatlılardı ki bir an da yanımdaki Minho'nun varlığını unutup onlarla oynamaya başlamıştım. Biraz sonra Minho da yanıma çöküp bir diğer kediyi alıp oynamaya başladı.
"Sanırım kedileri çok seviyorsun"
"Evet çok fazla seviyorum ama Bam biraz kıskanç bir köpek. O yüzden bir tane sahiplenemiyorum"
"Neyseki benim üç tane kedim var istediğin zaman onlarla vakit geçirebilirsin"
"Gerçekten mi?"
"Hm hmm. İstediğin zaman onlarla vakit geçirebilirsin"
"Bunu çok isterim"
Kedilerle biraz daha oynadıktan sonra daha rahattım. Yavaşça masaya ilerleyip oturdum. İşte başlıyoruz.
"Jisung bana biraz kendinden bahseder misin?"
"Böyle söyleyince ne desem bilemedim. Neler öğrenmek istersin benim hakkımda"
"Bilmem sen anlat ben dinlerim seni"
"O zaman başlıyorum. Ben Han Jisung. 19 yaşımdayım. İki tane babam var. Kookie babam alfa olmasına rağmen bu hayatta tanışabileceğin en tatlış insan olabilir. Minnie babam bizim en değerlimizdir, bana çok düşkün aynı şekilde ben de ona. Sonraaaa Bam var biraz kıskanç bir köpek ama onu çok seviyorum. Şu an müzik öğretmenliği 2.sınıf öğrencisiyim. Hayalim öğrencilerimin gözlerine baktığında parıltılar görebilmek. En sevdiğim şey cheesecake diyebilirim. Tıka basa dolu olsam bile onun için midemde mutlaka bir yer bulabilirim"
"Çok tatlısın"
"Şeyyy teşekkürler. Sıra sende biraz da sen kendinden bahset"
"Pekala ben Lee Minho. 21 yaşımdayım. Benim de iki babam var. Chanyeol babam ve Baekhyun babam. Birbirlerinden o kadar faklılar ki anlatamam bir de aralarına ben katılınca iyice kaotik bir ortam oluşuyor. Konservatuar son sınıf öğrencisiyim. Hayalim kendi dans okulumu açmak. Yemek ayırt etmem hatta yemek yapmayı da çok severim"
"Oh öyle mi? Yemeklerinden yemeyi çok isterim"
"Sen ne zaman istersen"
Daha sonra konu konuyu açtı ve ben ne ara iki saatin geçtiğini asla anlayamadım. Anladığım kadarıyla eğlenceli ve flörtöz biriydi. Bu durum iyi mi kötü mü daha tam karar verememiş olsam da bence güzel bir tanışmaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Life
FanfictionToplumun çok küçük bir kısmını oluşturan erkek omegalar ve safkan alfalar.