Diğer bölümlerde linonun bileği için çıkık demişim ama burkulmuş demişim gibi davranalım lütfen çünkü çıkığın iyileşmesi çok uzun sürüyomuş (en başından araştırsaydın ya geri zekalı...)
İyi okumalarr~
"Ben... Ne diyeceğimi bilemiyorum. Üzgünüm..."
Ne yani gidecek miydi? Ona duygu sömürüsü yapacak değildim herhalde. Yeterince uğraşmıştım ve hâlâ gitmek istiyorsa onu tutamazdım...
"Sen bilirsin. Üzgünüm zorlamış gibi oldum biraz. Sen ne zaman istersen şoförle seni evine bırakırız."
Beynim error veriyor gibiydi. Gitmesini istemiyordum. En azından biraz daha zaman geçirmek istiyordum onunla. Biraz daha tanımak istiyordum onu.
"Sen bana ajitasyon mu yapıyorsun?!"
Büzdüğüm dudaklarım ve yıllar sonra ilk kez dolmuş gözlerimle ona bakarken başımı olumsuz anlamda iki yana salladım. Aslında yapıyordum... Doğaçlama gelişmişti. Gideceği düşüncesi ağlamak istememe sebep olurken kendimi tutmayarak şansımı deniyordum... Rezillik cidden. Onun yanında kendimi tanıyamıyordum. Farklı biri çıkıyordu içimden ama hoşuma gittiğini inkar edemezdim.
"Ya ama ağlama..." O da dudaklarını büzdüğünde içimden ufak ufak zafer nidaları atmaya başlasamda dışarı yansıtmadım. Hatta ilk göz yaşım yanağıma düştü. Yabancı bir histi bana ağlamak. Ama şu an pekte şikayetçi olduğum söylenemezdi.
"Yaa... Tamam lütfen ağlama. Bir iki gün kalırım ama bileğim iyileştiğinde giderim."
"Dört gün." Burnumu çekerken teklifi yükselttim.
"İki." Sıkı bir pazarlık olacağa benziyordu...
"Beş."
"Üç."
"Altı."
"Üçten yukarı çıkmam."
"İstemiyorsan seni zorla tutamam tabii... Sadece iyileştiğinden emin olmak istemiştim..." Yüzüm tekrar ağlak bir ifade alırken duygu sömürüsünün âlâsını yapıyordum resmen. İtibar falan kalmamıştı. O tekrar ağlamaya başladığımı görünce telaşla ellerini sallamış yatakta dizlerinin üstünde yükselerek bana yaklaşmıştı.
Onun ağlamaklı yüz ifadesine, küçük bir çocuk gibi bakmaya devam ederken o tam yanımda durup başımı göğsüne yasladı. Anlık afallarken saçlarımda gezen parmakları hissedince kollarımı beline sarıp iyice yapışmıştım ona. Bu kadar fırsatçı olduğumu da yeni öğreniyordum mesela.
"Dört gün olsun mu?" Başımı kaldırıp ona yalvarır gibi bakıyordum dolu gözlerimle. Ağlayan bir bebeğe bakar gibi kıyamayarak bana bakarken büzdüğü dudaklarını ısırmak istiyordum. Nasıl bu kadar sevimli olabilirdi?! Biraz da saftı maalesef. Kötü biri olsam çok kolay kandırırdım onu. Kötü bir insan değilim demiyordum da... Ona bir kötülük yapmazdım.
"Off... Tamam. Ama seni tanımıyorum sonuçta hoşuma gitmeyecek bir şey olursa giderim."
"Tamam! Prensesler gibi bakacağım ben sana zaten. Her şey senin istediğin gibi olacak!." İstemeyerekte olsa ondan ayrıldığımda ayağa kalkıp kollarımı beline ve bacaklarına sararak onu yataktan kaldırdım. O afallayarak kollarını boynuma sarıp tutunmaya çalışırken onu tekrar yatağa yatırmıştım.
Kolları hâlâ boynuma sarılı olduğu için ben üstüne eğilmişken yüzlerimiz çok yakındı. Benim heyecandan bayılabileceğim kadar yakın. Onun kollarını çekmemesinden aldığım cesaretle gözlerimi özgürce yüzünde gezdiriyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Crazy•° HyunHo
FanfictionBu hayatta yenilikler korktuğum nadir şeylerdendi. Sonuçlarını ancak tahmin edebilir asla emin olamazdınız çünkü. Şimdi burada yanımda mışıl mışıl uyuyan yenilik nasıl bir sonuç verecekti? _Küfür içerir!_ Bottommin Tophyun Başlangıç Tarihi: 09.05.23...