°•17•°[M]

729 51 44
                                    

Smutu iptal edememişim sorry

Biliyorum bıktınız inanın bende bıktım bu ikisinden

Ve asıl en büyük sorunumuz ise dünyanın en ciddiyetsiz ve en saçma smutunu yazmış olmam, ciddi kalamadım (olur öyle şeyler)

İyi okumalar<3

Hyunjin:

Hari içeri girdiğinde refleks olarak göz devirip derin bir nefes çekmiştim içime. Bebeğimi üzdüğü yetmiyor bir de güzel anımızı bölüyordu.

Donuk bakışlarım onun üzerindeyken onun da az öncekinin aksine fazlasıyla sinirli olduğu belli oluyordu. Gururu incinmişti sanırım. Tüh... Ne kadar üzüldüm anlatamam.

"Tamam. Sorunlar çözüldüğüne göre asıl işimize geçelim." Onu isteksizce başımla onayladığımda karşımdaki koltuğa oturmuş sözleşme detayları hakkında konuşmaya başlamıştı. Ben gram ilgilenmediğim konuları dinliyormuş gibi yaparken kucağımda uyumak üzere olan Minho da fazlasıyla sıkılmış görünüyordu.

Belini yavaşça okşayan elim onu iyice mayıştırıyor olmalı ki başını göğsüme sürterek uykulu bir mırıldanma bırakmıştı.

Lafı dolandırıp durması sabrımı taşırmaya başlarken uyuduğunu sandığım Minho'nun elinin pantolonumdan içeri sızdığını hissetmemle donakaldım. Öyle zarif hareket etmişti ki kemerimi çözdüğünü bile anlamamıştım.

Küçük eli penisimin etrafına sarıldığında kesik bir nefes çektim ciğerlerime. Ne yapmaya çalışıyordu? Yüz ifademi düz tutmaya çalışırken bakışlarımı önümdeki kadından ayırmıyordum, belki en azından biraz olsun sertleşmemi engeller umuduydu bu. Ama kucağımdaki güzel gencin penisimi sıvazlayan kişi olduğunu bilmek bunu imkansız kılıyordu.

Dakikalarca kendimi tutmaya çalışırken Minho'nun göğsüme yaslı başını kaldırıp dudaklarını kulağıma yaklaştırarak fısıldadığı kelimeler bardağı taşıran son damlalar olmuştu.

"Aletini emmek istiyorum..."

Burnumdan ağır bir nefes verirken dişlerimi sıkıyordum. Penisime sarılı eli sıkılaşırken kulak mememi dudakları arasına aldığını hissettiğimde belindeki elimi iyice sıkılaştırmıştım. Pekala. Şu an kucağımdaki bedenden başka hiçbir şey dikkatimin zerresine sahip değildi.

"Yeterli. Sen çıkabilirsin gerisini şirkette babanla konuşuruz."

"Ama-"

"Çık."

Minho'nun kıkırdayışı kulaklarımı kutsarken fazlasıyla alınmış görünen beden bir hışım odayı terk edip ikimizi yalnız bırakmıştı.

"Evet... Sonunda baş başa kaldığımıza göre... Ne diyordun güzelim?"

"Bir şey mi demişim?" Anında düşen yüzümle onun gülüşü büyürken kasıklarımda dolanan elini bulunduğu yerden ayırarak iki kolunu da boynuma sarmış kucağımda öne gelip bu sefer kalçasının kasıklarıma baskı yapmasına sebep olmuştu.

"Çocuk gibi mızmızlan bir de istersen..." Dudaklarımın üstünde dalga geçercesine konuştuğunda aynı zamanda belini kıvırarak aletim üzerinde hareket ediyordu.

"N'oldu sana birden? Çok mu sıkıldın?"

"Evet. O kadın canımı sıktı. Ama bir yandan çok güzel bir fikir verdi bana." Anında kaşlarım çatılırken merakla sordum.

"Neymiş o?"

"Senin sürtüğün olma fikri... Hoşuma gitti..."

"Min..."

Crazy•° HyunHoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin