"Görüyor musun yazar adımı başlıkta kullanacak kadar beni seviyor," dedi Yankı.
Aren oturduğu sırasında öne doğru kayıp rahat bir pozisyon bulduktan sonra kaşlarını çatıp ona baktı. "Ne diyorsun?"
Yankı gülüp arkadaşının yanındaki sırasına oturdu. "Diyorum ki Leyla oldukça güzel bir kız. Biraz tutuk davranıyor ama eğlenceli biri olduğunu tahmin -"
Aren, Yankı'nın söylediklerini duyunca irkildi. Onun konuşmaya devam etmesine izin vermeden hızla doğruldu. Sert bir ifadeyle arkadaşına baktığında Yankı'nın yüzündeki gülümseme yok oldu. Arkadaşlarının sinirlendiğinde kaplanınkileri andırdığını söylediği gözlerini ürkütücü görünüyordu.
"Ona bulaşma," dedi sert bir sesle. Ardından arkadaşının ona nasıl baktığını gördü ve derin bir nefes aldı. Gergin vücudu rahatladı. Sanki Leyla'nın bir şeyiymiş gibi böyle konuşması hoş değildi. Üstelik arkadaşlarına bir kez bile kızdığını hatırlamıyordu; birçok kez hak etmelerine rağmen.
Arkasına yaslandı. "Leyla senin takıldığın kızlara benzemez. Hassas bir kız ciddi düşünmeden onunla oynama," diyerek Yankı'yı uyardı. Elinden gelen buydu. Eğer Yankı kızdan hoşlanırsa ne yapar eder onu kendine bağlardı. Bu düşünce boğazını sıkan bir el gibiydi. Nefesini kesiyordu.
Yankı'nın yüzünde ciğer görmüş bir kedinin takınabileceği gülümseme belirdi. "Ondan hoşlanıyorsun," dedi gözlemlediği bir gerçeği dile getirerek. Biraz fazla yüksek sesli konuşunca Aren'in gözleri ardına kadar açıldı hemen etrafı kontrol etti.
"Niyetin herkese durumu duyurmak mı?" diye sordu telaşla.
Yankı arkadaşının dolaylıda olsa duygularını kabul etmesi kahkaha atmasına neden oldu. Birkaç kişi onlara doğru baksa da Yankı'nın taşkın hareketlerine aşina olduklarından yaptıkları işlere geri döndüler.
"Ondan hoşlandığını anlamıştım. Aren hiçbir zaman duygularını saklayamıyorsun."
Aren'in kaşları çatıldı. Yüzünde tedirgin bir ifade vardı. "O kadar belli mi ediyorum? Leyla'da anlamış mıdır?" Sesindeki endişe Yankı'nın olay hakkında alay etmesini engelledi.
"Sanmıyorum. Leyla fark etmemiştir. Peki sen ne yapmak istiyorsun ne zaman açılacaksın?"
Aren düşünmeden başını salladı. "Ona açılmayı düşünmüyorum."
Yankı arkadaşına hayret dolu bir bakış attı. "Ne yani platonik takılıp onun için şarkılar falan mı yazacaksın?"
Aren gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Şarkı yazabileceğini sanmıyordu. Eski zamanlar aşık olsa herhalde en berbat adam olurdu. Romantiklik adına elinden bir şey gelmezdi.
"Şarkı yazmayacağım ama onun iyi olması için elimden geleni yapacağım. Gölgelerde kalarak onu korumak gibi."
Yankı arkadaşının verdiği cevaptan memnun değildi. Suratı asıldı. "Üçüncü sınıf romantik film konusu gibi," dedi beğenmediğini belli ederek. "Onunla konuşmazsan ben değil ama biri kalbini çalabilir. O zaman pişman olmayacak mısın?"
Aren derin bir iç geçirdi. Öğretmenlerinin nerede kaldığını merak etmekten kendini alamadı. Yankı kanın kokusunu almış kurt gibi peşini bırakmayacaktı. Yine de Leyla'nın en yakın arkadaşının sevgilisi olmasına göz yumamazdı. Ne zaman ikisini yan yana düşünce nefesi kesiliyordu. Gerçi Leyla'yı başka birinin yanında da düşünemiyordu orası ayrı.
"Leyla'ya bir sevgilinin vereceği ilgiyi veremem," dedi sanki sıradan bir konudan bahsediyor gibi. Ardından hemen ekledi. "Leyla'dan da uzak kalamıyorum. Onun yanında nefes aldığımı hissediyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sıradan Bir Kızın Olağanüstü Hayatı
Teen FictionLeyla Aydinç çoğu zaman hayatından memnundu. Sadece biraz sıradan olduğunu düşünüyordu o kadar. Dizilerde gördüğü gibi bir lise hayatı olmayacağını biliyordu ama sanki bir şey eksik gibi hissediyordu. Sıkı dostluklar ve ilk aşk gibi. Hayatı tatsız...