19. Bölüm - Yoldan Çıkan Topun Etkisi

2.8K 400 152
                                    

Spor salonunun iki kanatlı kapısında dikilirken derin derin nefes alıp verirken bu yaptığım meditasyonun beni sakinleştirmesini umuyordum. Bir şekilde bu işin altından kalkmalı ve işi almalıydım. Başarılı olacağımı biliyordum. Sadece daha fazla çabalamam gerekiyordu. Bir de yaptığım işten keyif almam.

"Daha ne kadar orada dikileceksin?"

Soru soran kişiyi önce kapıdaki yansımasından gördüm. Önce onun Yankı olduğunu sandım ama sert konuşması Atlas olduğunu kanıtlıyordu. Siyah ve beyaz rengin hakim olduğu eşofmanı onu oldukça çekici gösteriyordu. Eğer ikiz kardeşi gibi gülümsese onunda kızlar arasında popüler olacağını biliyordu.

Konuşmadan önce zorlukla yutkundum. "İçeri girecektim."

Atlas tek kaşını kaldırıp sorgularcasına beni süzdü. "O zaman sanırım kapının nasıl açıldığını çözmeye çalışıyordun," derken uzanıp kapıyı içeri doğru itti. Kapı aralandığında bana bakıp göz kırptı. "Çok basitmiş değil mi? Fazla bir zekaya gerek yok," dedikten sonra içeri girdi.

Onu boğmak istiyordum.

Ya da sakat bırakmak.

Artık hangisi olursa.

Boğazımdan yüzüme doğru yükselen ateşin şevkiyle içeri girip peşine takıldım. Öfkelenmiştim. Hem de hiç olmadığım kadar. Onunla tanıştığımdan bu yana kaba davranışlarına katlanmıştım ama bunu neden yaptığımı bile bilmiyordum. Kimse bana böyle davranamazdı.

"Bana neden böyle davranıyorsun? Seni kızdıracak ne yaptım?" diye sordum ona yetişmek için koşar adım yürürken.

Atlas bana bakmadı bile sadece omzunu silktiğini gördüm. "Beni kızdıracak kadar önemli biri değilsin. Sadece gelip geçici kızlarla samimi olmayı sevmiyorum."

Soyunma odasının kapısını açıp içeri girdiğinde sinirlenen çocuklar gibi ayağımı yere vurmamak için kendimi zor tuttum. Atlas hayatımda tanıdığım en ukala, en kötü, en bencil adamdı.

Soyunma odasına sırtımı dönüp salona doğru yürüdüm. Yapılacak işler vardı ve Atlas'ın sinirlerimi bozmasına izin veremezdim. Aren gün boyunca o işi yeterince halletmişti.

Gün hiç bitmeyecekmiş gibi geliyordu. Seyircilerin oturduğu yere geçerken kameramı çıkarmak için çantamla uğraşıyordum. Nasıl bir çekim yapacağımı bende bilmiyordum. Geçen seferde atış çalışmaları yaparken videoya almış onları paylaşmıştım. Sonuç pekte iyi olmamıştı.

Onları kötüde göstermezdim. Bir şekilde hesabı yükseltmek için başka bir yöntem bulmam gerekiyordu.

O sırada Atlas geldi ve diğerlerine katıldı. Bir insanın bu kadar yakışıklı olup bir o kadar gıcık olmasını anlayamıyordum. Yüzüne bakan bir an ona kolaylıkla çekilebilirdi.

Yüzüne bakan.

Çekilirdi.

Aklıma gelen fikirle yüzümde bir sırıtış meydana geldi. Acaba düşündüğüm şey bu kadar basit bir şekilde çözülebilir miydi? Cevap her zaman gözümün önündeyken nasıl olmuştu da bunu düşünememiştim.

Basketbol takımında olan oyuncuları incelemedim. Hepsi yakışıklı çocuklardı ve okulda hayranları olduğuna emindim. Sadece başlangıçta o kızlar takip etse bile sayfanın istatistik değerleri ivme kazanırdı.

Yapılacak şey basitti. Oyuncuların çalışırken daha yakından, özellikle yüzlerinin net göründüğü görüntülere öncelik verecek, takipçileri çekecektim. Bunun için seyirci kısmından kalkmam ve parkelere inmem gerekiyordu. Ben bunu düşünürken elinde su şişelerinin olduğu tekerlekli arabayı taşıyan Yudum önümden geçti. Onu görmek sabah ve öğlen olanları hatırlamama neden oldu.

Sıradan Bir Kızın Olağanüstü HayatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin