mini sahne iki

175 14 21
                                    

Can, Araz, Aylin sahnesi devamı..

İyi Okumalar.. 

40. Bölüm hafta sonu en geç sizlerler : )

Aylin, Can ve Araz'ı duymuştu. Ortaya çıkmadan arkada konuşmanın nereye gideceğini bekledi sabırla. Can'ın kendisine aşık olmasına asla ihtimal vermemişti. Hep onu arkadaşı, sırdaşı gibi görüp bir dost olarak zor günlerinde sığınmıştı. Şimdi hayatında Araz varken ve bu gerçeği duymuşken hâlâ bunu öne sürüp aralarında kalmaktan sıyrılabilecek miydi?

Hırsızlık olayı yüzünden ağır tepki vermiş Araz bunu anlatmaya çalışırken kendisini dinlemeyeceğini adı gibi emindi Aylin. Bunları sırası geldiğinde konuşmak için erteleyip Araz'ın tepkisine odaklandı.

Kıskandığı, gerçeği yediremediğini buradan anlıyordu. Korkusu zarar vermesiydi. Bakışları hiç duracak gibi değil, annesini öğrendiği zaman ki gibi öfkesinden beter şekilde tamirhaneyi yıkacak kadar güçlü olduğunu anladı.

"Aylin senin sevgilin olabilir ama ona göre ben sırdaşım, arkadaşım. Diğerleri tepkisini sen olmayınca verebilir ama ben onun üzülmesine susamam artık."

"Sen kimsin ki? Sevgilisi benim dediğin gibi sana ne iş düşüyor? Bugünden sonra değil Aylin'e yaklaşmak, aynı sokakta bile yürümenizi istemiyorum."

"Bunu Aylin kabul edecek mi? Biz onun her şeyden önce ailesiyiz, sonra arkadaşı. Sen hiç hırsız diye onun yüzüne vururken bizi neden bu kadar değerli gördüğünü ya da kaybetmekten korktuğunu sorguladın mı hiç? Tahmin edeyim hayır!"

"Sen ne anlatıyorsun ya?!"

"Aylin bizden önce sadece Melek'e anlattı bunu. Sonra ailesi güvenini yıktığı için ilk güvendiği Mert oldu. Hani ortaklık teklif edip eski sevgilinden ayırmaya çalıştığın Mert. Bunu hiç çekinmeden ona söyledi. Eminim sana da kaç kere güvendiğini belli etmiş, o ellerini tutmuştur senin karanlığına rağmen. Peki Mert'i ilk kime söyledi? Bana. Ben o gün açılacaktım ona ama sustum sonra sen geldin, vuruldun. Ki o kurşunun önünde ikimiz vardık! Sen söyle ben mi fedakarım sen mi? Sen Aylin'i hayatında biz varken kabul ettin mi? Aylin'in hayatında biz olmadan elini tutup seninle, aşkı seçsin istedin ve bizi üzerek bunu belli ettin."

"O köprünün altından akan suları şimdiye getirecek kadar sen üzüldüysen bilemem ancak elimi tutan Aylin kararını verdi. Sizden tek tekincesi dediğin gibi kaybetmemek. O güven öyle bir yıkılır ki yeri gelince sizde bizim gibi paramparça olursunuz.."

"Havalandırma senin bildiğin dostluklara benzemez. Birbirimize düşsek bile kolayca silmeyiz. Sen o olayı çok başka anlamışsın. Bir de hırsızlık olayında hırsız değil misin diyorsun ya.. Zahmet edip sorsaydın keşke sevgiline, neden hırsız olmayı tercih ettin? Neydi seni buna mecbur kılan? Sende o duyarlılık iş sicilimiz olunca yok oluyordu. Neyse.."

"Sen bize karışma. Geldiğin gibi git. Çünkü benim Aylin dışında dikkate alacağım bir Can yok şu an. Hadi kendi çöplüğüne hadi! Aylinden de uzak dur. Sonuçta o benim sevgilim."

"Eyvallah o senin sevgilin ama benim her şeyden önce dostum."

"Mirket!" Araz, Can'ın üstüne yürüyünce Aylin durdurmak için ortaya çıktı.

"Araz! Ne konuşuyorsunuz siz? Neyin kavgasını yapıyorsunuz yine?" Aylin konuşulanları duymamış gibi yapmayı tercih etti.

"Sen ne zaman geldin?" Araz bir Can'a bir Aylin'e bakıp sordu bu soruyu. "Canla konuşmamız bitmişti zaten bende senin yanına gelecektim."

"Bende seninle konuşmaya gelmiştim. Merdivenlerde de iyi değilsin sonra konuşalım demiştim sana. Sinirle hareket etmiştin. Hırsızlık konusunda düşüncelerimi değiştirmez ama sana anlatmam gereken çok geç kaldığım bir gerçek var. Can da biliyor, gelinciklerle sende sevgilim olduğuna göre duyman gerekiyor artık. Sonuçta neden vurulduğunu gerçekten öğrenmek hakkın."

"Neden vurulduğumu mu? Seni korumak için Aylin. Ne gerçeği? Adam psikopatın tekiydi sen neden kendine üzülüyorsun?!"

"O gün aslında duyup unuttuğun bir şey var Araz. Melek gerçeği söyle derken yapamaz demiştim hatırlıyor musun? Hepsiniz bana bakmıştınız."

"Evet. Bunun o adamla ne alakası var? Söyledikleri çok ağırdı, ilaç etkisinde demişti neden takıyorsun?"

"Aslında hırsızlık konusunda adamın dedikleri doğruydu ama suçlu bildiği kişi yanlıştı! Hırsızlık yazıyor o bulduğun kağıtlarda doğru ama suçlu olan ben değilim."

"Ne demek ben değilim? Dosyanda yazıyor.."

"Sadi hocanın bir lafı vardı. İnsan kağıtta yazan değildir her zaman, göründüğünden daha fazlasıdır diye bildin mi Araz efendi?" Can araya girince Araz bir an düşünüp Aylin'e döndü.

"Kağıtta hırsız olduğum yazıyor çünkü o ifadeyi ben kabul etmek zorunda kaldım. Üvey annem kardeşim için bana baktıkları yıllara karşılık iyiliklerin karşılığını ödemem için susup öz kızını kurtarma mı istedi. Bende babam ses çıkarmayınca sustum. Günlerce okulda kaldım çıkınca, ailemi reddedip mahalleye yerleştim."

Araz ne diyeceğini bilemeyince susup gerçekleri yedirmeye çalıştı. Aklına yaptığı tüm kötülükler gelince başını önüne eğdi. "Prenses özür dilerim. Seni dinlemeden kırdığım her gün için. Beni affedebilecek misin yeniden? Binbir hali olan Araz'ı görüp sana dediklerime rağmen konuşmaya gelmen zaten bana verdiğin değeri gösterir. Sen gerçekten benim için arkadaşlarına rağmen bana kendini hep kanıtladın. Ailen saydıklarını senin kadar sevemem ama seni sevmekten asla vazgeçmem Aylin. Bunu arkadaşların Can vesilesiyle öğrensin."

Araz, Aylin'i kendine çekip sarıldı.

ArLin🦋Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin