bodrum katındaki gölgeler

1.4K 106 98
                                    

Bodrum katındaki gölgelerin zihnimdeki silik sesleri, arasında sıkışıp kaldığım duvarlara rengarenk gökkuşakları çizdiğimde şehirden silinmişti, izi de kalmamıştı şimdi düşlerimde. Dudaklarımın arasında eriyen hapların tatlı tadı acı bir gerçeğe dönüştüğünde, içinde oturduğum küvette dizlerimi kendime doğru çektim. Soğuk zemini tenimde hissederken başımı arkaya yaslayıp titreyen bedenimi sardım kendi ellerimle, kuruyan ağzımın içindeki haplar eridiğinde yutkunup tavanı seyrettim bir süre.

"Hyung, uyuyor musun?"

Duyduğum kısık ses, benim için yalnızca bu bodrum katındaki silik gölgelerden biriydi fakat zihnimin içinde durmadan yankılanıp da silemediğim tek sesti. Ben kaçtıkça kovayalan, kaçmadığımda ensemde soluyandı. Başımı kaldırıp etrafa bakarken, içine kendi acılarımı da kattığım o rengarenk gökkuşaklarımın yavaşça silindiğini gördüm. Onun çıplak tenimde gezinen bakışlarını gördüğümde hayata döndüm. "Yine hap mı aldın?" Diye sordu. Bana doğru yürüyordu, buradaki varlığı titrek nefeslerimin kesilmesine sebep olmuştu. Elleri ıslak omuzlarıma değdiğinde soğuktan titreyen bedenim irkildi, tüylerimi ürperten sesini duydum, "Hyung neden beni dinlemiyorsun?" diye sordu sakince. Parmakları ıslak saçlarımı geriye tararken onun dokunuşlarıyla başımı eğdim.

"Hap almak istediğinde yanıma gelmeni söylemiştim."

"Bana ne verebilirsin?" Diye sordum kısıkça, dilim uyuşmuştu, bütün bedenim kaskatı kesilmişken onun tenimde gezen sıcak parmakları arasında eriyor gibiydim. Tüylerimi ürperten o soğuk esinti bir süreliğine kesilse de üzerimde aniden soğuk su damlalarını hissettiğimde irkildim, dudaklarım aralanırken yerimden kalkmak için hareketlendim fakat omuzlarıma sımsıkı sarılan elleriyle beni tekrar olduğum yere oturttu. Gözlerimi açtım, kafamdan aşağı akan soğuk suyla hayata dönerken arasında sıkışıp kaldığım duvarlarda gökkuşağı olmadığını fark ettim. Ben onların hepsini dudaklarım arasına hapsettiğim haplarla kendi zihnimin içine çizmiştim.

"Sana daha önce verdiğim ilacı hatırlıyor musun? Onlar çok hoşuna gitmişti hyung." Ellerini tekrar ıslak omuzlarımın üzerinde hissettiğimde ona baktım, keskin bakışlarını örten gri saç tutamları alnına düşmüşken gülümsüyordu. Soğuk su tenimden akıp giderken onun sıcak parmakları vücudumda geziyordu. Omzumu okşayan parmakları göğsüme doğru ilerlerken ısırmaktan kanayan dudaklarımı yalayıp küvetin içinde bacaklarımı uzattım. Başımı tekrar arkaya yaslarken gözlerimiz buluştu, bana yukarıdan bu şekilde bakarken aklından ne geçtiğini merak ediyordum. "O kırmızı haplar hiçbir işe yaramadı. Bana daha iyisini vermelisin." Diye fısıldadım, kısık gülüşünü işittiğimde karnımda gezinen parmakları tenimden çekildi. Vücudumda hissettiğim soğukluk gözlerimi aralamama sebep oldu. Musluğu kapatırken kalçasını küvetin kenarına yasladı ve bir süre beni seyretti.

"Seni böyle görmek hoşuma gitmiyor." Dedi, soğuk suda ıslanan parmakları çenemi kavradığında kafamı kaldırıp ona bakmama sebep oldu. "Kendini öldürmeye mi çalışıyorsun?" Baş parmağı alt dudağımı okşarken net olmayan görüş alanıma onun kıvrımlı dudakları girmişti şimdi, ağzımı aralarken dudaklarım arasında duran parmağına değdi sıcak dilim. Gülümsedi. "Sana haptan daha iyi gelen şeyler olmalı hyung." Parmaklarını yalayan ıslak dilimi seyrederken irisleri çok soğuk bakıyordu. "Yarın bütün bunları hatırlayacak mısın?" Diye sordu. Onun kalın sesi kısık bir şekilde kulağıma değdiğinde dudaklarını boynumda hissettim, fısıldarken sıcak nefesi ıslak tenimde geziyordu.

Ben daha fazlasını isterken o bana yalnızca dokunup geri çekilecek kadar acımasızdı, ayık olduğumda kaybolacak; karşıma yalnızca o ağzımdaki tatlı haplar damarlarıma karıştığında çıkacak kadar da korkaktı Kang Taehyun. "Hyung seni diğerleri bu hâlde görmeden önce bulduğum için çok şanslısın." Kıkırdadı, parmakları ağzımın içindeyken gözlerimi yumdum. Dudaklarımın arasına sokup çıkardığı parmaklarını kavrayan ellerim, onun boynuma değen ıslak dudaklarının tenimden çekilmesiyle durdu ve yüzüme baktı. "Beni unutmanı istemiyorum." Dedi. Parmakları ağzımın içinden ayrıldığında boşluğa düşen dudaklarım aralandı, sonra kollarımın altını sıkıca kavradı uzun parmakları; beni içinde saatlerdir oturduğum küvetten çıkardı.

"Eğer ayıkken yanıma gelirsen ağzına haptan daha güzel bir şey vereceğim,"

Onun ince tişörtünü sımsıkı tutan parmaklarım başımı sol göğsüne yasladığımda gevşemişti, söylediği her söz aklımın bir köşesine kazınırken kokusu burnuma değiyordu, ağırlaşan gözlerimi kapattım. Ciğerimi delen bu hafif kokusuydu haplarımdan daha ölümcül olan, alışırsam başka bir bağımlılığım olacaktı bu sıcaklığı. "Söz veriyorum." Diye fısıldadı, beni yatağa bırakırken işittiğim sesi çok kısıktı. Ellerinin uzun bir süredir vücudumun her bir hücresine karışan sıcak varlığı benden uzaklaştı, yerini tekrar o serin esintiler aldı. Sonra titreyen bedenimin üzerine kalın bir yorgan bıraktı, ben uyumadan önce hissettiğim en sıcak şey onun tenime usulca değen dokunuşlarıydı.

Bodrum katındaki bu karanlık odada kendi intiharlarımla boğuşurken bana gölge olandı Kang Taehyun, zihnime çizdiğim o rengarenk gökkuşaklarını varlığıyla gerçeğe dönüştürendi.

✧࿐

✧࿐

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

MERHABALAR DUYDUM Kİ BENİ VE TAEGYU'YU ÇOK ÖZLEMİŞSİNİZ BEN DE HEMEN GELDİM ✨💕💘💞💖💓

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


MERHABALAR DUYDUM Kİ BENİ VE TAEGYU'YU ÇOK ÖZLEMİŞSİNİZ BEN DE HEMEN GELDİM ✨💕💘💞💖💓

Smutlarımı da çok özlediğinizi duydum ;)

Görmek istediğiniz sahneler varsa şuraya yazın bakayım, hepsine göz atacağım !!

Ayrıca hikâyenin playlistine profilimdeki linkten ulaşabilirsiniz <3

Umarım hoşunuza gider,

Diğer bölümde görüşürüz.

heaven and back ✥ taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin