Kurtuluş

Benim

Tamamen umutsuzdu.

Ceren iki dakikadır oturdukları binanın cam kapısından kocasına bakmış, bu kadar zeki ve anlayışlı birinin sosyal etkileşimin nüanslarına gelince bu kadar kör olabilmesine hayret etmişti.

Gerçekten mi. Kör bir adam o kızın kendisiyle flört ettiğini anlardı.

Sarışın, oldukça uzun boylu Ceren, apartmanın zemin katındaki salonun ortasında kocasıyla flört etmeye çalışıyordu.

Bu cümlede "denendi" kelimesi çok gevşek bir şekilde kullanılmıştır.

Kocasının muhtemelen kıza yeni tutkularından birinin inceliklerini açıklamaya çalışırken çılgınca el kol hareketleri yapmasını hayranlıkla izleyen Ceren, "Denemek, muhtemelen daha uygun bir terim olur," diye düşündü.

Ki onda çok şey vardı. Ekoloji, matematik, seyahat. Ceren, Nedim'in giriş çıkışlarına ayak uydurabileceğinden hala emin değildi ama şu ana kadar gayet iyi gittiğini düşünüyordu.

Ama o kız... Kocasının ne söylediğiyle değil, onun kim olduğu ve nasıl göründüğüyle ilgileniyor gibiydi.

Sadece Nedim, durumun bağlamını tamamen gözden kaçırmıştır. Ve Ceren sözlerinin kıza ayna gibi yansıdığını düşünse de konuşmaya devam etti.

Kız saçını geriye itip dekoltesini ortaya çıkardığında Ceren kahkahasını tuttu. Nedim'in dikkat bile etmediği bir hareket, şu anda hâlâ çok tek taraflı, dost-komşu diyaloğu yürütüyor.

Eğer o hareketi yapıp saçıyla oynamaya başlasaydı, Nedim uzun zaman önce izini kaybeder ve ne kadar derinin açığa çıktığına odaklanırdı. Kocasının boynuna bir tür takıntısı olduğunu çoktan keşfetmişti, bu yüzden bu manevrayı kullanmak, özellikle de kocasının bir şeyi araştırmayı gerçekten bırakmasını istediğinde, bir alışkanlık haline gelmişti.

Ve gerçekten keşfetmek istemediği konu, onun ailesi, onun ailesi ve geride bırakmak istedikleri tüm karmaşaydı.

Ancak bu kız o değildi ve Nedim'in şu ana kadar ilgisini çekme çabaları beyhudeydi, çünkü iş başka kadınlarla sosyalleşmeye geldiğinde kocası tamamen çaresizdi.

Peki Ceren bunu sorun edecek miydi? Kesinlikle hayır!

Kendisinden başka kadın görmediği için gururu okşanıyordu ama bazen durumu tamamen yanlış anlaması, onu çimdiklemek ve az önce olanları açıklamak istemesine neden oluyordu. Bunu, Nedim'in, hastalığının 20 yıl boyunca odasının dört duvarı arasına hapsedilmesinin kendisine ne kadar çok hayat dersi öğrettiğini anlayacak kadar utandığı için yapmadı.

Şimdiki gibi, genç komşusu, Nedmo'nun görünürdeki olumsuz geri bildirim eksikliğinden cesaret alarak elini onun ön koluna koyduğunda olduğu gibi.

Ceren'i o ana kadar eğlendiren bu durum, sanki bir sihir gibi, onu rahatsız etmeye başladı.

Çünkü Ceren, Nedim'in çekici bir adam olduğunu biliyordu.

Bunu fark etmemek için kör olması gerekirdi. Sadece kör değil, sağır da çünkü sesi ensesindeki tüyleri diken diken etti. Dokunuşunun çıplak teninde uyandırabileceği tepkilerden bahsetmiyorum bile.

Sadece son iki aydır hafızasından hatırlayabildiği tepkiler.

Doğum sonrası iyileşme bir orospuydu.

Dürtülerine hakim olmakta zorlanıyorsa da, bunun Nedim için de kolay olmadığından şüpheleniyordu. Buna rağmen, mükemmel bir beyefendi olarak kaldı ve ona hem fiziksel hem de duygusal olarak doğumdan sonra iyileşmesi için zaman verdi.