Hayatta kadınların en çok korktuğu şey eşlerinin onları aldatmalarıdır. 2001-2002 yılları olması gerek. İnsan kötü yılları hatırlamak istemez ya benimkide ondan. Eşim iyi paralı bir işe girdi. İşler düzene girdi. Borçlar ödeniyor
Bende çalışıyorum, tatilim yok , hafta sonları bile çalışıyorum. Çocuğumu görmeye vaktim yok degil ki adamı göreyim. Devamlı saat 22:30'da eve geliyorum. Eşim gün geçtikçe evden uzaklaşmaya başladı. Vardiyalı çalışıyordu ama hafta sonu hiç evde kalmıyordu. Cumartesi sabah saat 7:30da bir çıkıyor evden pazar günü akşamları bulunup geliyor. İşleri çok sıkışık hep mesai yapiyoruz diye anlatıyor. Bir ara 'Asker arkadaşım buraya yerleşmiş onunla buluşuyoruz, eczanede çalışıyormuş ' diye bir masal anlattsı bana bende onu yuttum. Meğer adam 6 ay boyunca beni burnumun dibinde karahayıtta pansiyonda karıyla aldatıyormuş. Banada o kadar iyi davranıyor ki sanki ben bir melek oldum. Bende çocuğumla evde avunuyorum. Baktım bu evlilik böyle gitmeyecek boşanmaya karar verdik. Aradan kısa bir süre sonra kendini ele verdi. Ailesi öğrenmiş söylemek zorunda kalmış. Bir gece 00:30 'da işten geldi. Aldı beni karşısına konuşmaya başladı. 'Ben birisine aşık oldum ' dedi. O saniye dünyalar başıma yıkıldı. Hiçbir yerlere sığamadım. O zaman için kadın 30 yaşındaymiş benimle yaşıt. Kadında kadın olsa yüreğim gam yemiyecek. Hemde Çivrildenmiş. Burnumun dibinde neler oluyormuş hiç haberim yok. Evdeki nikâhlı karısına faydası yok ama yenı tanıştığı kızı kendisine karı yapmış. Ne cesaret hâlâ daha aklım almıyor. Onunla birlikte olmuş, yatmış. Vicdansızlar birde bunları bana ikisi anlatıyor. O günleri atlattım ama beynimden kalbimden hiçbir zaman silinmedi. 6 yıl oldu ama sanki daha dün gibi acısı içimse duruyor. Kısa bir süre sonra bir tane daha kızımız oldu. Ama benim içim hiç rahat değil. Eşim o zaman için ' ben ayrılmak istemiyorum, hata yaptım biliyorum' dedi. Bende onu çok serbest ve ilgisiz bıraktım hatalıyım biliyorum. Onun için bunların hepsini yuttum olmamış kabul edip hepsini göğüsledim. Aradan 6 yıl geçti. Yine çalışıyorum ama insan yerine geçmiyorum. Her zaman aldığım para hiç yerine geçti. Herzaman aşagılandım. Senin aldığın para sigara parana yetmiyor diye yüzüme yüzüme bağırdı. Benim başka hiç bir masrafım yoktur. Millet gibi her ay kuaföre gitmem , kıyafet almam. İyiki bayramlar olmuş. Ne zaman alırsam bayramdan bayrama alırım. Ama öncelik çocuklarım gelir. Her neyse ben bunlarıda istemiyorun. Ben sadece sevgi, saygı, rahat ve huzurlu sımsıcak bir yuva istemiştim ama.... Rahatı huzuru görmedim mi gördüm ama kötülüklerin yanında onlar hiç kalıyor. Ben yine aynı şeyleri yaşıyorum herhalde. Yine o zamanki gibi hiçbir şey yok diyor. Başka birşey demiyor. Adamda haklı bilgisayardaki kadınların yanında ben bir paçavra gibiyim. Kendime bakmam. Çünkü ben böyle şeylere vakit ve nakit bulamıyorum. Çünkü benim okuyan 2 tane çocuğum var. Onların eğitimi daha önemli. Eşim beni beğenmese ne olur. Zamanında bende böyle değildim. Her kadın gibi bende mutlu olmak , saygı ve sevgi görmek istiyorum. Herkes çok farklı , millet hep mutlu tabiki mutlu olmayanda vardır ama neden ben. Ben bunlarımı hakettim diye kendi kendime soruyorum. Ben böyle değildim , çok kararlı birisiydim. Ama şimdi ne oldu bana anlamıyorum. İradesiz ve gurursuzum karar verdiğim şeylerin ardında duramıyorum. Deliriyorum herhalde. Şimdi yine gurursuzca eşimi sevdiğimi söyleyeceğim. Çünkü o benim ilk erkeğim oldu. Daha evlenmeden ben ona kendimi teslim ettim, ama çok seviyordum , sanki o olmazsa yaşayamayacak gibiydim. Çok mutlu bir çift olup hayatımızı sürdüreceğimizi düşünüp hayal ediyordum. Beraber yaşlanacak , beraber ölecektik. Ama şuan bunlar bana çok uzak ve yabancı geliyor. Yine aldatıyor beni , yine sevmiyor. Bir insanın telefonu hiç mi çıkmaz cebinden , hep sessiz mi durur. Bir gün gecenin bir vakti telefonu açtım karşımda bir kadın defalarca aramış aramış aramış... Benim telefonu açmam suç oldu. Sanki ben evli bir adamı rahatsız ediyor arıyormuşum gibi bana 'Sen bu telefonu nasıl açarsın orospu ' diye hakaret etti kadın. O zaman bile eşim nikâhlı karısını savunmadı bile. Ben bunu ona sorduğumda cevabı çok saçmaydı. 'Tanımıyorum ' dedi. Numarası telefonda kayıtlı , daha önce defalarca görüşmüşler. Bana dalga geçer gibi gülerek 'Diyebilir.' diye cevap verdi. 2 çocuk annesi evinde namusluyla duran bir kadın bunlarımı hakediyor. Soruyorum bu sayfaları okuyacak kişilere!
Çocuklar olduktan sonra yatağı bile ayırdık. Ben hastaneden geldiğim gün eşim ayrı yatmaya başladı. ilk çocuğu , kadın yeni doğum yapmış biraz ilgi göster be adam. Ama 40 gün sonra evde bir karısı olduğunu anlayıp yanıma geldi. Erkek milleti işte bir nefsine sahip çıkamıyor. Ayrılsam 2 çocukla ne yaparım nerde sığınırım çocuklarım babasız ne yapar diye düşünüp kendimi buraya bağlıyorum. Ben insanmıyım neden diğerleri gibi güçlü değilim ? Neden kararlarımı alıp uygulayamıyorum ? Çünkü eğitimim az ,maddi gücüm az, sırtımı dayayacagım birileri yok. Bu kahpe dünyada hep yapayalnızım. Bende bir memur hanım olsaydım , milyarları kazansaydım çok farklı olurdu. Bizim evde herşey parayla ölcülür. Onu aldım bunu aldım herşeyin var diye başa kalkar. Alıyor , almıyor değil ama evin ihtiyacını alıyor , bana almıyor. Onun vazgeçilmezleri birası, sigarası, telefonu ve bilgisayarı. Hayatı bunlardan ibaret. Karısı, çocukları ve ev her zaman ikinci planda kalıyor. Bende ya bir gün canıma tak deyip kendime kıyacağım ya da böyle eşek olup semerle bu hayata devam edeceğim. Her zaman yüce ALLAH'ıma dua ediyorum. Beni yanlış yapmaktan koru hata yaptırma beni doğru yolundan ayırma, çocuklarımı erken zamanda benden alma diye. İnsan her zaman onlar için yaşamaz ama ben bir anneyim onlarsız bir hayat düşünemiyorum. Şimdi yine hedeflerim var bu yaştan sonra okuyacağım, ders çalışacağım, sınavlara gireceğim, bende o kaliteli kadınlar gibi olacağim, değerim artacak mı. Bu dünyada herşey paraymış ben bunu anladım. Parayı çok getirirsen karıcığım, aşkım , birtanem. Benim gibi 3 kuruşa çalışırsan evde hizmetçide olursun, orospuda olursun. Kaşıkla verir kepçeyle gözünü çıkarır. Eşim benim yokluğumu bile aramaz. Ben ölsem en son üzülecek kişi o olur.İlk evlendiğimiz 1 sene çok mutlu geçti. Eşimi çok seviyordum. Onu aşırı derece kıskanıyordum. Onu hiç kimse ile paylaşmak istemiyordum. Ailesinden bile kıskanıyordum. Hep benimle olsun, benimle ilgilensin istiyordum. O zamanlar hatalarım çok oldu. Bir de cocuk var, maddi sıkıntılar başladı. Çaresiz, çocuğumu bırakıp işe başlaım. Benim kazandığım hep borca gidiyor hep borca gidiyor. Ben 5 yıl çalıştım kendi paramı 5 defa bankadan çekmemişimdir. Eşim ilgilendi para işleriyle. Onuda işe katıverdik ee ne yapacak adam borçlar bitti paralar fazla geldi azdı ne yapacağını şaşırdı. Hovardalığa başladı. Yine aynı , yine başladı. Sorduğumda ' ben birsey yapmıyorum ' diyor ama gel bunu benim kırık kalbime söz geçir anlat bakalım. Beynim mantıklı düşünüyor ama kalbim bunu anlamıyor. Dahada anlamayacak herhalde. Zaman herzaman ilaçmıdır yaralara ? Çaremidir çaresizliklere ?
Okulda çalışıyorum. İşimi seviyorum, çocuklarım yanımda. Okul idaresi , öğretmenler bazıları benden büyük bazıları küçük, ama hepsi bana Gülsüm hanım diye hitap ediyor. Adamlara 1 bardak çay veriyorum dua üstüne dua ediyorlar. Herkes beni çok seviyor. Bende bu hanımlar beyler gibi olsaydım ne vardı ALLAH'ım diye soruyorum.