5~"Kokun, Minho kokun beni cezbediyor..."

150 16 34
                                    

Yıldızlar sönmüştü o an.Gecenin karanlığı ne görse içine çekiyordu sanki.Tabiki bunlar Minho için geçerliydi.Sâdece Han'a baka kalmıştı.Hepsi cidden Minho yüzünden mi olmuştu? Oysa o sâdece sevdiğini kendi gazabından korumak istemişti.Neden eli yüzüne bulaşmıştı?
O an tek düşündüğü Han'dı.Nabzını kontrol etti.Normaldi.Fakat belki de şimdilik her şey yolundaydı.Sonrasında ne olacaktı?

(...)

"Siz şaka mısınız!? Nasıl içeri giremem!"

"Beyefendi, hasta uyanmadan sizi içeri alamam.Lütfen beni de anlayın"

Korkudan mı sinirden mi bilinmez ama Minho çok tedirgindi.Kime sinirli olduğunu o da bilmiyordu.Hemşirenin suçu yoktu, bu onun göreviydi.Sakinleşmek için derin bir nefes çekti ve dişlerini sıktı.Ardından yerine oturdu ve kollarını göğsünde bağlayıp kafasını duvara yasladı.O an düşündüğü şeyi o bile bilmiyordu.Ne hissettiğini, ne olduğunu ve olacağını gram bilmiyordu.Kısacası korkuyordu Lee Minho.

Hemşire ile Minho'nun arasındaki gerginliğin üzerinden tam bir saat geçmiş olacaktı ki odaya doktorun girdiğini gördü Minho.Olduğu yerden kalktı ve kapının yanında yaslandı.İçerden çıkacak doktoru bekliyordu.O bekleme çok da uzun sürmedi,beş dakika geçmeden doktor odadan çıkıp,Lee'ye onun yanına girebileceğini ve birazdan uyanacağını belirtti.Hızlıca içeriye koştu Lee.Yatağın yanındaki sandalyeye oturup göz bebeğini izlemeye başlamıştı.Korkuyla bir eliyle onun elini sıkıca kavramıştı.Konuşmaya başlarken istemsizce sesi titremeye başlamıştı;

"Özür dilerim Jisung.Ben, ben böyle olsun yemin ederim istemedim.Ben sadece seni kendimden korumak istedim ama işte görüyorsun, hatta yaşıyorsun.Ben seni korumaya çalışırken bile tehlikeye atıyorum..."

Son cümlesini söylerken sessizce ağlamaya başladı ve fark etmeden Han'ın elini daha sıkı kavradı.
Koca hastane odasında yanlızca onların bedenleri, ruhları ve Minho'nun ağlama sesleri vardı.Üzerinden beş dakika daha geçmeden Lee o ses ile başını kaldırdı.

"Senin yüzünden değildi, ben çok dikkatsizdim..."

Ani bir hareket ile ne yaptığını bilmeden, düşünmeden hızla Han'a sarıldı Minho.Ona sarıldığı anla ağlaması hızlandı.Konuşmak istedi ama hıçkırıkları izin vermedi.Onu kaybetme düşüncesi veya zarar gelme düşüncesi onu o kadar tedirgin ediyordu ki hayal ettikçe delirecekmiş gibi hissediyordu.Tek diyebildiği şey ise;

"Beni bırakma olur mu.."

"A-asla bırakmam seni Lee Minho.."

(...)

Tam 1 hafta geçmişti kazanın üzerinden.Chan,Changbin,Hyunjin,
Seungmin,Jeongin,Han'ın durumunu öğrenmiş ve en az 1 hafta boyunca 50 kere aramışlardı.Fakat Felix ortalarda yoktu.Ne Han'ı aramış ne de onun yanına gelmişti.Bu durum Han'ı ne kadar üzse de belli etmemişti.

O kavgadan sonra o evde kalamayacağı için hastaneden çıktıklarında Minho'ya kendi evine gideceğini belirtmişti.Minho ise biraz daha iyileşene kadar kendisinin onunla birlikte kalıp kalamayacağını sormuştu.Bunun üzerine Han o teklifi reddetmemiş, Minho ile birlikte gelmişlerdi eve.
Han nedensizce Minho'ya olan korkusunu tam 1 hafta önce atlatmıştı.Artık korkmak istemiyordu.Çünkü biliyordu ki onun sadece sevgiye ihtiyacı,yaslanacak bir omuza ihtiyacı vardı. 

En sonunda bu düşüncelerini bir kenara atmıştı Jisung.Camdan dışarı bakarken yine aklına Felix ve o gün dedikleri takılmıştı.

"Zamanında canının canından can alan çocuğun o evde bayılmış ve kanlar içinde olması bu kadar merak ettiriyor?"

"-sana istemediğin gibi davransın ve sonra seni kullanıp bir köşeye çöpmüşsün gibi atsın!"

-selam! Buradan itibaren sadece Jisung'un anlatımı ve hisleri olacak.Böyle sevmezsiniz söyleyin değiştiririm<3-

Anlayamıyordum.Bunları söyledikten sonra birden hayatımdan çıkmıştı.Ah gerçekten bu kadar salak mıydım? Onu kendimden uzaklaştıracak kadar gerizekalı olamazdım ya!  Bütün sorun bu da değildi.Ya Felix neredeydi?!

Kafamı cama çevirdim.Fark etmeden dışımdan tekrar etmeye başladım.

"Neredesin Felix...Nerde..?"

Kafam acıyordu.Salakça konuştuğum için onu kaybettiğimi düşünmekten deliricektim.Kafamı acımasızca cama vurmaya başladığım zaman kapının açılma sesini duydum.Buna rağmen bırakmadım kafamı o cama vurmaya.Yakamdan tutup camdan uzaklaştırmıştı o beni.O an onun yüzüne dahi bakmadım.Bakamadım.Açıklamam yoktu.Çenemden tutup yüzüne bakmamı sağladı.Dilim tutulmuş gibi hissediyordum.Eğer düşündüklerimi söyleseydim kendini suçlayıp benden uzaklaşacaktı.Ben bunu istemiyordum.Kalbim bunu istemiyordu.Beynim bunu istemiyordu.Ruhum istemiyordu.Hiç bir hücrem istemiyordu işte.İliklerime kadar lanet olsun ki onu istiyordum! Belki de Felix'in dediği gibi beni kullanıp çöp gibi bi kenara atardı.Ama bu umrumda değildi.Ona lise döneminde vermediğim şansı şu zamanlarda vermek istiyordum.

Yüzünü incelediğimde dişlerini sıktığını fark ettim.Gerçekten sinirliydi.Bunu görmesem bile hissederdim.

"Bunu neden kendine yapıyorsun? Sana zarar gelsin istemiyorum.Bunu bir daha katiyyen yapma."

Sâdece gülümsemekle yetindim.Birden ruhumun vücuduma ağır geldiği hissetmeye başladım.Ruhum ona teslim olmuş durumdaydı.Buna karşı gelemezdim.
Anında kendimi Minho'ya bıraktım, hiç korkmadan bütün ağırlığımı ona bırakmıştım.
Ellerini belimde, kokusunu burnumda hissediyordum şimdi de.Çok huzur verici bir duyguyu bu benim için.Yıllar sonra aşka kapılarımı açmıştım.İzin vermiştim aşkın ruhumu, bedenimi,düşüncelerimi hatta hücrelerimi zehirlemesine.

Göz kapaklarım gittikçe ağırlaşıyordu.Kokusu beni zehirlemişti bile.Ne kadar büyüleyiciydi...Kafam onun omzunda, elleri belimde, başıyla saçıma sürtünüyordu.Çok hoş bir histi bu...Çok...

"Minho..."

"Hm?"

Kafamı kaldırıp usulca onun yüzüne baktım.Yüzümü yüzüme yakınlaştırıp fısıldadım.

"Kokun,Minho kokun beni cezbediyor..."

O an başka hiçbir şey düşünmeden dudaklarımı onun dudaklarıyla buluşturdum.Yavaşça hareket ediyordu dudaklarımız birbirmizi öperken.Hayatımda en zevk aldığım öpücük, Minho'mun öpücüğü olmuştu...

Uzun zaman sonra üşenmeden yazdımm.Çok özür dilerim baya beklettim.Bundan sonra daha hızlı bölümler atmaya çalışacağım.Lütfen hatalarımı görmezden gelin.Hatalarım varsa affedin.Güzel aşk dolu bölümlerde görüşmek üzere<333


•Birthday Party• | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin