6~"Sen hâlâ o şeytansın!"

127 15 34
                                    

Arkamdan gelen ses ile irkilip kafamı camdan kaldırdım ve arkama döndüm.Minho dikilmiş bana bakıyordu.Ne yani o şeylerin hepsini ben mi hayal etmiştim? Belki de gerçekten aşı-...aşık olmuştum?

"Napıyorsun?"

Hayal dünyamdan sıyrılıp sorusuna cevap verdim.

"Felix'i düşünüyorum..."

Felix'in adını duyunca uzun bir süre bana baktı.Niye bana bakıyordu bu be? Yavaşça bana yaklaştı ve ellerimi tuttu,başını yere çevirdi.Ben de kafamı hafifçe sağ tarafa çevirip ne olduğunu anlamaya çalıştım.Sahi neden böyle davranıyordu?
Burnunu çektiğini duydum.Gözleri doluyordu,ne? Elleri soğumaya başlamıştı,hissediyordum.Zorla dudaklarını aralayıp konuşmaya başladı.

"Jisung...Felix'i bi' daha göremezsin"

Nefesimi tutmaya başladım, ne demek onu bir daha göremezdim?
Hızlıca ellerimi ellerinden çekip dolmaya başlayan gözlerimle ona baktım.

"Ne demek bi' daha göremem!?"

Beni tekrar yakalayıp kendine çektiğinde dudağımı dişledim.
Ağlama, ağlama, ağlama.Şimdi olmaz sus, sus, sus.

"Felix araba kazasında ölmüş"

İşte bu bardağı son taşıran damla olmuştu.Hıçkıra hıçkıra ağlamaya bile başlamıştım.Felix nasıl nefes almıyordu?
Hayatıma girdi, hayatına girdim.Kardeş olduk birbirimize bağlandık.Bu kadar kolay mıydı bir kavgayla bitirmek kardeşliği,hem de barışamadan biri bu Dünyadan göçüp gitti?

En sonunda kendime olan sinirimi kontrol edemeyip ellerimi tekrardan hızlıca çektim.Minho'yu iterek odadan çıkardım, kapıyı kilitleyip odama döndüm.Komidinimin üzerinde olan ne varsa yere fırlattım.Dolabımı devirdim içindekileri bir kenara fırlattım. Yatağımı dağıttım.En sonunda aynaya baktım.Saçlarım darmadağın, gözlerim kıpkırmızı olmuştu.Minho'nun seslerine aldırış etmedim, takmadım bile. Umrumda olan tek şey Felix'in yaşamıyor olmasıydı.Kendime baktıkça içimde kendime karşı olan nefretim büyüyordu.İğreniyordum kendimden.
En sonunda da aynaya yumruğumu geçirdim.Aynanın kırılma anıyla beraber elimi tuttum ve yere,dizlerimin üstüne çöktüm.Cam parçaları dizlerimi de kesiyordu belki de ama umursamadım.Tuz buz olan ayna,yer, üstüm kan olmuştu.Acıdan daha çok sinirlendim.Oradan kalkıcak gücü bulamadım.Bir şey emiyordu ruhumdaki gücü.
Kapıdan gelen sesle göz ucuyla oraya baktım.Minho içeri girmişti.Bir dakika kapıyı mı kırmış o?
Hızlıca yanıma gelip çöktüğünde cam parçaları olan elimi yavaşça tuttu.Sinirle burnundan güldüğünü duydum.Sonrasını hatırlamıyordum...

(...)

Uyandığımda ilk duyduğum koku Minho'nun kokusuydu.Gözlerimi aralayıp nerde olduğuma baktığımda onun yatağında olduğumu fark ettim.Kalkmak için ellerimi arkaya koyduğum an elimin sızlamasıyla kalkmayı başaramadım.Elime baktığımda bandajlı olduğunu gördüm.Sinirle kafamı yastığa vurduğum an koltukta oturmuş kitap okuyan Minho'yu fark ettim.Onu görmemle bir anda sakinleşip onu izlemeye başladım.Saçları, dudakları, burnu,elleri, gözleri her şeyi çok güzeldi...kalbi ve ruhu da öyleydi..
Kafasını çevirip bana baktığında yerin dibine girercesine utandım.

YA BU NİYE SIRITIYO BE!

Niye acaba düşün bakalım.AAAA BULDUM ÇÜNKÜ ÇOCUĞU YİCEK GİBİ BAKIYON GERİZEKALI.

aynı anda hem berbat hem de heyecanlı hissediyorum, iğrenç.

Bi de aşık?

•Birthday Party• | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin