Ölüm Sessizliği

28 1 0
                                    

Herkes ifadesiz bir şekilde kalktı ve yürümeye başladık aklımda Doruk vardı bildiğim tek şey bunu Doruğa birisinin yaptığıydı ama bu küçük kasabada böyle bir olay hiç olmamıştı ve nasıl bir insan Doruğu o kadar yüksek bir dala asabilirdi aklım almıyordu, buna hiç bir merdiven yetişmezdi. Bu köyde kalarak ve bunları düşünerek delirebilirdim ama kalacaktım. Kuzenime, arkadaşlarıma ve biricik Angınıma destek olacaktım, Doruğa ne olduğunu bulacaktık ve bizi çok yorucu bir maraton bekliyordu, böyle zamanlarda anneme her şeyden daha çok ihtiyaç duyuyordum onun yanımda olduğunu hissetmek istiyordum bana tekrar öyle sarılmasını, öpmesini. Ama beni izlediğinden emindim buna uygun davranmaya çalışıyordum onu hayal kırıklığına uğratmak istemiyordum ve uğratmayacaktımda.

Cerem Berkayın koluna girmişti,ve bizde Angınla yan yana yürüyorduk, birden yaklaşıp elimi tuttu kendimi birden rahatlamış hissettim midemde kargalar tepişiyordu sanki yüzümde bir tebessüm oluştu ve yürümeye devam ettik, Dorukların evine yaklaştığımızda ev neredeyse kapıya kadar doluydu, duyan herkes gelmişe benziyordu. Bende cesaretimi toplayıp yediğim siyah ojelerimi tükürüp kapıdan içeri girdim, kalbim yerinden çıkarmışçasına atıyordu, gözlerim ise Doruğun annesini arıyordu ama etrafta görünmüyordu, en sonunda yanımdan geçen kadını durdurup sordum

-Pardon, Meral Teyzeyi gördünüzmü

Şişman kadın durup beni süzdü ve mahkeme duvarı suratıyla cevap verdi

-Yukarıda. Son iki saattir Doruğun odasında camdan bakıyor, yerinden kıpırdamadan sadece bakıyor

Dedi. Giderken öyle bir bakış attı ki resmen gözleriyle beni öldürecekti. Siyah saçları dibinden çıkmış sarı saçlı bu kadın bana tanıdık geliyordu, Doruğun teyzesi Yasemin olmalıydı. Teyzesi bile bu haldeyse annesini düşünemiyordum, daha fazla zaman kaybetmeden üst kata çıktım ve koridorun sonundaki açık olan kapıya doğru ilerledim kapıdan içeri girdikten sonra karşımdaki manzarayla yere çakıldım, oda darma dumandı her şey kırılmış perdeler inmişti Doruğun annesi ise sadece orada durmuş camdan dışarı bakıyordu.
Cesaretimi toplayıp yanına yaklaştım kolundan dürttüğümde ürperdi. Üzgün bir ifadeyle

-Başınız sağolsun efendim. Bilmeniz gereken bazı şeyler var

Dedim. Saniyler geçiyordu ancak cevap alamadım

-Beni dinliyormusunuz

Dedim. Soğukkanlı bir tavırla

-Anlat

Dedi. Sert ve bir o kadarda nefret dolu bakışlarıyla. Kendimi yerin dibine girecekmiş gibi hissediyordum. Olayı baştan aşağı ayrıntılı bir şekilde anlattım, son cümlelerimde gözümden akan yaşlara engel olamadım birden Meral, kin ve nefret dolu bakışlarıyla kolumdan tutup beni aşağıya sürüklemeye başladı, beni çekiştirerek jandarmaların yanına götürdü, diğer çocuklarıda göstererek

-Doruğun ölümünün sorumluları ! Anlatsanıza anlatın !

Bir şey diyemiyordum. Resmen sorumlusu biz olmuştuk, etrafımda bir kere döndüm ve Angına bakarak

-Orada amacımız Doruğun ölümü değildi. Anlatsanıza !

Diye çemkirdim. Ama çocukların sesi çıkmıyordu. Ve en sonunda jandarmalar pis pis bakışlarıyla kolumuzdan tuttukları gibi bizi karakola götürdüler.
Arabada herkes çok sessizdi, ben değildim içimden rahatlamak için şarkı mırıldanıyordum, Esila bunu duydukça kolumu sıkıp ağlıyordu, daha fazla dayanamayıp

-Neden bizi götürüyorsunuz ? Suçlu olsak size neden anlatalım

Dedim. Cevap verme gereksiniminde bile bulunmayıp arabayı durdurdular ve bizi kolumuzdan tutup karakola sürüklediler. Hepimiz tek tek çağırıldık,sıra en son bana geldiğinde Doruğun annesine anlattığım her şeyi tekrar anlattım, çocukların yanına geldiğimde sessiz bir şekilde bir saate yakın bekledik en sonunda adamlardan biri gelip

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 05, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Annemden SonraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin