Orman

64 4 4
                                    

Ceremin bu lafından sonra bir şey diyememiştim,yaz tatillerimin vazgeçilmez çocuğu Angın, her yaz tutkulu bir aşk yaşadıktan sonra yazın sonunda ayrılırdık. Ve bütün sene ondan haber alamadım, açık kahve saçları ve ela gözleri vardı saçları ne kısa ne uzundu, o hep ayrıydı benim için yeri gelince dostum olmuştu yeri gelince aşkım, o Angındı. Benim yaz aşkım. Cereme dönüp ;

-Babam gelmeden önce tembihledi başına bela açma diye, gece yarısı buluşmakta neyin nesi?

Cerem umursamaz bir tavırla gözlerini kaçırdı beyaz perdeyi çekti ve biraz dışarıyı izledikten sonra dönüp ;

-Sima ne belası ?  Yanımızda Angın, Doruk ve  Berkay varken başımıza bir şey mi gelir zannediyorsun ?

Düşünceli bir şekilde su yeşili kolsuz gömleğimi bavuldan çıkartıp yatakta bağdaş kurmuş katlarken Angını düşündüm ve onu ne kadar özlediğimi, ona anlatmam gereken şeyler vardı babamın hal ve hareketleri annem öldükten sonra değişmişti, gerçekten hiç bir şeyi anlayamıyordum ve yorulmuştum

-Tamam.

Dedim
-Tamam, gidiyoruz

Cerem kıyafet katlamam bittikten sonra

-Sima yoldan geldin yorgunsundur sen biraz uyu bende anneme yemekleri yapmasına yardım edeyim

Dedi. Bende gülümseyerek
-Çok iyi olur

Dedim. Ve beyaz nevresimli yumuşak yatağımın içine gömüldüm.

Kalktığımda yumoş kokan yastığımın altında Iphone umu aradım hava kararmış ve saat sekiz buçuk olmuştu, hemen kalktım ve ayağıma kırmızı terliklerimi geçirerek aşağı indim, teyzem mutfakta yemek yapıyordu beni görünce durdu ve

-Kalktınmı kızım, Cerem duşa girdi ilerideki bakkaldan iki ekmek alıp gelirmisin ?  Fortmantonun üzerinde bozuk para var

Dedi. Mis gibi portakallı enginar kokusu geliyordu, annemde hep yapardı, patlıcan moru elbisesiyle mutfakta salınarak nasıl yemek yaptığı aklıma geldiğinde burnumun direği sızlıyor,

-Tamam teyze on dakikaya gelirim

Dedim. Teyzem sevecenlikle cevap verdi

-Tamam tatlım bekliyorum

Fortmantoya yürüdüm bozuk paraları cebime attıktan sonra kırmızı terliklerimi çıkartıp converselerimi giydim. Beş dakika yürüdükten sonra bakkala vardım, içeri girdiğimde adam beni görünce birden ürpermişti ve anlamsızca suratıma bakıyordu ekmek dolabı kapağını açıp ekmekleri içine attıktan sonra iki lirayı masaya bıraktım ve bakkaldan çıktım. Bu adamın neyi vardı böyle ? Tek kelime dahi etmedi ve verdiğim paraya dokunmadı bunu düşünmekten vazgeçip yürümeye devam ettim, kısa süre sonra arkamda ayak sesleri duyduğumdan emindim arkama döndüğümde kimse yoktu. Zaten köy gibi bir yerdi ve üstelik hava kararmıştı o yüzden dışarıda kimse yoktu, iki dakika sonra yine arkamı döndüğümde benim yaşlarımda bir çocuk bana doğru yürüyordu, inanılmaz derecede çekiciydi benden uzun bir boyu, sarı saçları ve yeşil gözleri vardı, bir an ürksemde yanımda durunca ağzımı açıp

-Merhaba tanışıyormuyuz ?

Dedim. Çekici bir şekilde gülümsedi ve

-Hayır tanışmıyoruz ben Demir, tanıştığıma memnun oldum

Sözünü bitirir bitirmez kulaklarım inanılmaz bir acıyla çınlamaya başladı,elimden, ekmek poşetini düşürüp ellerimi kulaklarıma götürdüm ağzımdan istemsiz bir inleme kaçtı, canım çok yanıyordu, Demir aniden kolumu tuttu

Annemden SonraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin