Yok öyle bir amacım.
Kalbini kırıp sonra geriye doğru dönmeyeceğim.
Kararım tam bu noktada bir kara delik.
Sonunun mahşer olacağı kesin.
Belirsiz bir şekilde sonsuz derecede teşekkür ederim.
Ama başka bir yolu yok hayatıma artık pis yalancı olarak devam edeceğim.
Ellerimin ulaşamadığı gökyüzü altında yemin ederim, artık ölü bir yaşamım.
Paramparça dizlerimin altında barındırdığı o acılar vücuduma çok ağır geliyor.
Hayata bağlı olan tendonlarım yine kopuyor.
Kışın geçmesi içeride dört mevsim yaşamaya başlar kalbim.
Tüm bu cümleler sağır ve lâl olmuşçasına boğazıma takılıyor.
Bağırmak istiyorum içimdeki sözler arasında boğuluyorum.
Kahverengi toprağın içine girmek pek korkutucu.
Beni azat etmeden kalbim, kendimi ben özgür edeceğim.
Bu yer neredeyse bulup kendimi ilk ölümüme bırakacağım.
Acıyı sadece ben seviyorum.
Bu bozuk hüzünlü melodi tıpkı tatlı bir cinayet gibi.
Siyahların içinde açığa çıkan bir mavi.
Turuncunun esir aldığı bir mavi.
Olmayan bir yere gitmiş mavi soru işaretlerim.
Bu hayat rüya gibi bir kâbus hâline geldi bu bataklığa girdikçe.
Zorlanıyorum ama düğümlenmiş bir noktada...
Beni ezip geçersin ama asla mutluluğumu ele geçiremezsin.
Bu bir okyanus daha derinlere inleyeceğim.
Bunun beraberinde kendimle beraber bir rulet masasında tek namluyu dayıyorum.
Bir suçlu olamayacak kadar varlığım.
Ben kendime bakamayacak kadar günahkârım.
(Kutsanmış bir insan olsaydı kalbim)
Bu bir ışık olsaydı, parladıkça ben karanlığa çekiliyorum.
Arkamdaki gölge beni durmadan içine çekiyor.
(Kalbimi bu yalnızlık yaratmış)
Daha fazla delirmeden bu anım için haykırıyorum 'tasukete' durmadan pinyin kuruyorum bu belirsiz dile.
Yeni bir sözlük içinde anlamını bilmediğim bu çıkmazın içinde açık bir yolum var.
Tüm uçaklarım kalkıyor bu dakikada sonunda hep ben yalnızlığın içinde...
Bu anımda bile acılarıma diz çökmem.
Delinmek veya öldürülmek hiçbir şey.
Bu yeni bir jenerasyon tam bir kahraman değilim ama dizlerimin yaralarını umursamayacağım.
Dünyaya karşı ilk savaşım değil ve kaybetmek istemiyorum.
Gözlerimi açtığımda sadece puslu sabahlar vardı.
Tüm gece sayamadan gitti tüm bu ışıklarım.
Her acı sonunda bir yıldız sayardım ama gökyüzümde yıldızlar kalmadı.
Bu kusursuz bir dünya değil en ufak bir sesle yıkılıyor ve siyah eşliğinde mor mezarlar çıkıyor.
Başlarında durmadan etmeyeceğim pembe dualar.
Kim engellerse engellesin mor bir yolla ulaşacağım.
Beni kırabilirler, kemiklerine kadar.
Bu acıdan sadece bir rüzgar ile çıkabilirim...
Sadece bir kâbus olarak görüyorum bu dünyayı.
Imtihan değilde bir rüya gibi çektiğim tüm bu şeyler gözümü açtığımda yok oluyor.
Ne olsada kaş çatmalar ve kınamalar ötesinde farkına vardım.
bende bir insanım ve bunu değiştirecek bir engel göremiyorum dikenli yolumda.
Islanıyorum ve yağmur olmadan göz yaşlarımla.
Parlak güneş.
Mavi gökyüzü.
Siyah deniz.
![](https://img.wattpad.com/cover/342285626-288-k113136.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞARKILAR.(KENDI YAZDIĞIM)
Teen Fictionsadece ben yazıyorum bence bir şansı hakedebilirler.