0.2

322 37 9
                                    

*Hoseoktan*

Annemler gittikten sonra üvey abimle yalnız kalmıştım. Ondan baya baya hoşlanıyorum. Çok çekiciydi ve ben büyüsüne kapılmış gidiyordum. Ama emindim homofobiğin tekidir muhtemelen...

Sabah kahvaltısından sonra odama çıkıp telefonumla uğraşıp yatağımda uzun süre zaman geçirmiştim.

Hava yavaştan kararırken üzerime bir şeyler giymiştim. Hava sıcak ama hafif esintiliydi ve ben bu havalarda dışarı çıkmak isterdim hep. Uzun bol turuncu bir tshirt ve kısa gri bir short giymişti. Short dizimin üzerinde kalmıştı ve tshirt shortuma yetecek kadar uzundu. Saçlarıma tatlı bir toka takmıştım.

Elimde olan az makyaj malzemeleriyle yanağıma azıcık allık sürüp dudakalarıma şeftali rengi lip balmımı sürmüş odadan çıkmıştım. Odadan çıkınca tam karşımdaki kapı da açılmış içeriden simsiyah giyinmiş bir Yoongi çıkmıştı. Onu tamamen süzerken yutkunmuştum.

Bana kaşlarını anlamaz bir şekilde çatarak bakıyordu. "Hayırdır nereye böyle?" Bakışlarımı kaçırıp boğazımı temizlemiştim. "Sadece dışarı çıkıcam öylesine yani.." Yoongi kapısını kapatıp bana yaklaşınca kendi odamın kapısına sinmiştim iyice.

"Kiminle nereye gideceksin ve bana haber varmeyi ne zaman düşünüyordun?" Bu kadar sıkıştırması hoşuma gitmiyordu. "Özür dilerim hyung tek başıma AVMye gidecektim öylesine." 

Yoongi kaşlarını çatarak "Olmaz öyle şey." dedi. Oflayarak kafamı eğmiştim. Hapisde gibi hissediyorum neden bana böyle davranıyor? "Çok istersen benimle bara gelebilirsin?" Kafamı hızla kaldırmıştım.

Hayatım boyunca bara gitmemiş içki falan içmemiştim ve aşırı merak ediyordum. Şu an kendimi gerçek bir genç gibi hissetmiş ve hızla kafamı sallamıştım. Yoongi ne kadar soğuk durursa da bıyık altından güldüğünü görmüştüm.

"Tamam o zaman gel benimle." O önden giderken ben heyecanla arkasından gitmiştim. Evden çıkmış onun spor arabasına binmiştik. Heyecanla beklerken sonunda araba durmuştu. Arabadan inince ben de onu takip etmiştim. Yeraltı gibi bir yere gelmiştik. 

Arka masadan yükselen seslerle Yoongi oraya gidince bende çok çekinerek arakasından ayrılmamıştım. Arkadaşları beni incelerken fazla utanıyordum. Yoongi onlar gibi masanın karşısındaki kanepeye oturmuştu benim ayakta boş kaldığımı anlayınca bileğimden tutup yanına çekmişti. 

Direk masadaki şişelerden eline alıp kafasına dikerken masum gözlerle ona bakıyordum. Şişeyi masaya bırakınca bana dönmüştü. Hemen bakışlarımı ondan çekip önüme dönmüştüm. Karşımda oturan çocuklar bana bakarken aralarından biri "Yoongi kim bu çocuk bizi de tanıştırsana." Yoongi bana tekrar bakınca mahçupça gülmüştüm.

"Jihonun yeni karısının oğlu Hoseok." Çocuklardan biri dalga geçerek "Üvey kardeşin yani?" Yoongi kaşlarını çatarak "Saçmalamayın o benim kardeşim falan deyil." Neden böyle yapıyordu hiç bilmiyorum. 

Bir kaç saatin ardından Yoongi baya içmişti ve neredeyse bir paket sigarayı bitirmişti. Kafası gitmişti resmen. Gözleri bayık bakıyordu ve uykulu gözüküyordu. Ben sadece alkolsüz kokteyl içmiştim. 

O kadar kokteylden sonra Yoonginin kulağına yaklaşmış "Hyung çişim var benim." Yoongi alayla gülerek bana bakıp kolumdan tutarak doğrultmuştu.

Beni tuvalete götürmüş ve kabine sokmuştu. Ama garip olan kendisi de benimle birlikte girmişti. Ne yaptığını anlayamadan sırtımı kabinin kapısına yaslayıp alnını alnıma dayayınca hızlı hızlı nefes almaya başlamıştım. "H-hyung ne yapıyorsun iyi misin?"  Göğsüm de hızla inip kalkarken sırıtıp dudaklarını kulağımın altında deydirip tahrik edici sesiyle konuşmuştu. "Bana hyung demeyi kes küçük."

Sesli şekilde yutkunmuştum. Ne demeğe çalışıyordu? Ah hayır Hoseok saçmalama şu an sarhoş ve ne dediğinden haberi yok. Belki de beni başkası sanıyo- "Çok güzel kokuyorsun." Bakışlarımı kaçırmıştım. Bu garip aurayı bozup kalçamı avuçlamaya başladığında ellerimi omuzlarına koydum.

"Hyung dur n-ne yapıyorsun?" Ellerim boşalmış gibiydi onu itemiyordum. Kafasını boynuma gömüp ısırınca inlemiştim. Beni dinlemeden kucağına alınca boynumu sulu sulu emmeye başlamıştı. Korkuyordum..beni kullanacakmıydı? 

Haberlerde görüyorduk yani bir erkek diğerine tecavüz ediyor ama gay değil ve üstüne homofobiğin teki. Sadece bedenini kullanmış yani.. Gerçekten böyle insanlardan iğreniyordum.

Yoongi omuzumu ısırıp kıyafetimi sıyırınca göğsüme girmiş ve derimi yakacak kadar sert izler bırakıyordu. Biraz çekilip dudaklarıma uzanacağı sıra hızla ittirmiştim ve beni bırakıp sendelenmişti.

"Hyung iyi değilsin yapma lütfen." Yoongini çenesi kasılmıştı. Şu an çok korkunç gözüküyordu.

*Yazardan*

Yoongi Hoseokun çenesini kavrayıp sıkarak "Beni delirtme! Kes sesini Hoseok!" Tıslamasıyla Hoseokun gözleri dolurken Yoongi tekrar ellerini kalçasına koyup sıkmaya başladı. Tekrar yüzünü tshirtinin içinden göğsüne sokup ısırıklar bırakıyordu "Immh yapma hyung." Hoseokun inlemesiyle Yoongi daha da hırçınlamıştı.

Hoseok ağlayıp ittirmeye çalışırken Yoongi sinirle Hoseoku yere bırakmıştı. Hoseok çöküp yerde ağlarken Yoongi umursamazca kabinden çıkıp masaya dönmüştü. Yoongi ve Hoseokla birlikte oturan Siwoo Yoongiye bakmış "Hoseok nerde?" Yoongi umursamazca "Ağlayıp karşı çıktı bana." Kısa ve tam anlaşılmayan cevabıyla Siwoonun gözleri kocaman olmuş "Hassiktir, naptın lan çocuğa?" Cevap beklemeden ayaklanıp tuvalete gitmişti.

Son kabinden gelen hıçkırık sesleriyle direk içeri girmişti. Yere öçkmüş hıçkırarak ağlayan Hoseokun göz yaşlarını silip "İyi misin sakin ol." 

Hoseokun dudakları titriyordu. "Eve gitmek istiyorum." Hoseokun isteğiyle Siwoo ona yardım ederek ayağa kaldırıp yardım ederek çıkarmıştı. Hoseoku arabasına oturup kemerini bağlamış kendi de oturmuştu.

"Yoongigiller dimi?" Siwoonun sorusuyla Hoseok gözyaşlarını silerken hüzünle gülümsemiş "Evet." demişti titreyen sesiyle. Siwoo daha fazla konuşmamış ve yoluna devam etmişti. Eve gelince Hoseoka yardım ederek kapıya kadar götürmüş kapıyı çalınca açan hizmetçiye baş selamı vermiş ve Hoseoku odasına götürmüştü. 

Hoseok yatağına oturup kendine gelirken "Teşekkür ederim hyung." Hoseokun sesinden bile kırgın olduğu belliydi. Siwoo kafasını sallamış elini omuzuna koymuştu. "Bir şeye ihtiyacın olursa mutlaka bana haber ver tamam mı? Yoongi fazla ilgisiz biridir. Numaramı bırakıyorum buraya." Deyip çalışma masasından kağıt kalem alıp numarasını yazmıştı. 

Son kez "Kendine dikkat et." Deyip çıkmıştı. Hoseok hızla ayaklanıp duşa girmiş bornozuyla yatağına uzanıp kara kara düşünürken açılan kapısıyla ve odaya yayılan alkol ve sigara kokusuyla yüzünü buruşturmuştu. Yoongi yalpalanarak üzerine gitmiş kendini aniden yatağa Hoseokun üzerine atmıştı.

Hoseok teleşlanıp Yoongiyi ittirecekken çoktan sızdığını görmüştü. Ayağa kalkıp hızla üzerine bir şeyler giyip Yoonginin bir kolunu boynuna atıp kaldırmaya çalışmıştı. Ama aksine Yoongi Hoseoku kendiyle yatağa çekmiş kolunun altına alıp kaçmasını engellemişti. "Hyung bırak boğuluyorum." Hoseokun kısık sesle konuşmasıyla Yoongi mırıldanarak Hoseoku göğsüne çekip sarılmıştı. Hoseok oflayarak biraz öyle durmuş sonunda o da uyumuştu. 

Devam edecek...


Pourquoi me faites-vous cela? -YOONSEOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin