Bölüm/14

249 26 102
                                    

Medya: Günseli Efnan Ve Ammar

Yazar'danHızlı bir hazırlık vardı mahallede

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yazar'dan
Hızlı bir hazırlık vardı mahallede. Herkes ordan oraya koşturuyor, çocuklar eğleniyor, sofra kuruluyordu.
Yaşlılar kendi arasında koyu muhabbetlere dalmışken gençler gülüşüyor, şakalaşıyordu.

"Ay elim yandı"

Efe'nin yakarışıyla ikizi ona dönmüştü.

"Bu ne demek oluyor biliyor musun?"

Efe gözlerini devirerek cevap verdi Yağız'a:

"Öldüm demek oluyor"

Bu sözüyle kafasına bir şaplak yemişti Efe.

"Hayır gerizekalı misafire götürdüğün çorbaya parmağını sokmuşsun demek oluyor. Otur kendin ye onu"

"Bu parmağımın ilk yanışı değil desem?"

"Götürdüğün kaçıncı çorba derim."

"Neredeyse tüm çorbaları ben götürdüm kardeşim."

Efe sırıtırken, Yağız yüzünü buruşturmuştu.

"Allah rahmet etsin içenlere. Sakın gidip de bal parmak esprisi yapma insanlara."

"Ama şimdi bal gibi parmağım var ya..."

"EFEEEE!"

"Yahu ne kızıyorsun çilekli sütüm sakin ol. Yapmam espri mespri. Espri de ne demekmiş?"

Yağız bu çıkış üzerine başını sağa sola sallayarak sabır dilemişti. Çok fazla benzemiyorlardı da aslında. Belki de ikiz değillerdi. Çünkü ona göre Efe kesin evlatlıktı. Dönüp dikkatle Efe'ye baktı bir dakika boyunca. Yok, yok malesef yanında ki denyo tıpkısının aynısıydı... çift yumurta ikizi olduklarından fazla benzemeselerde ilk bakışta kardeş oldukları anlaşılabilirdi. Evet... malesef kardeşlerdi!

Günseli'den

Gelip çalmıştı o gün... Onu görecek yazmayı durdurmamın ardından onunla ilk defa karşılaşacaktım. Heyecandan tirtir titriyordum. Şey... açlıktan da olabilirdi tabi.

Kaç gündür pek fazla bir şey yiyebildiğim söylenemezdi hani. İştahın i si bile kalmamıştı ki bende. Midem feryat figan ağlıyordu içerde. Aklım sayısız hakareti kalbime sayarken ben mal mal ortada dolaşıp saf saf etrafa bakmaktan başka bir şey yapmıyordum. Kendini gömenlerde bugün yine başı çekiyordum. Aşk acısı ne menem bir şeydi böyle yahu. Özdemir Asaf'ın dediği gibi ölüm gibi bir şey oluyordu ama kimse ölmüyordu.

Sevdiğin zaman ne zamanın ne mekanın bir hükmü kalıyordu. Her an yanıyordu içeride bir yer. Ben kendi kelebeklerimin katiliydim. Sevmemem gereken birini sevmiştim. Yapmamam gereken bir hatayı yapmış, bedelini kalbimin ağrısıyla ödemiştim. Bir de son zamanlarda yazan bir anonimim vardı şimdi. Anonim olayım derken onu beceremediğim gibi bir de anonimim olmuştu.

BEN ORUÇLUYUM (RAMAZAN TEXTİNGİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin