baby/14

365 25 31
                                    

Taehyung simsiyah,ipek gibi olan saçları hafif dokunuşlar ile tarıyordu. Silah tutmaya alışık olan elleri karısının saçlarını taramak için tutuyordu şimdi.

Hastaneden çıkmış,eve gelmişlerdi. Jisoo çok konuşmuyor,bazen Taehyung'a hastanede yaptığı şeyleri tekrarlayarak onu zor durumda bırakıyordu.

İkiside birbirinden kötüydü. İkiside bebeklerini kaybetmişti. Taehyung işlerine odaklanamıyor,zaten çoğu zamanda evde kalıyordu. Karısını bu durumda yanlız bırakamazdı.

Şimdi ise Jisoo'ya duş aldırmış, makyaj masasına oturtmuştu. Saçlarını nazikçe tarıyor,ona iltifat ediyordu.

"Güzelim benim,saçların çok güzel."

Jisoo Taehyung'un iltifatlarına hafifçe gülüyor ve aynadan ona bakıyordu. Jisoo saçlarında ki tarak çekilince ayağa kalkarak bornozunu düzeltti.

"Teşekkür ederim."

Jisoo Taehyung'a masumca sarılırken elleri siyah,tenine yapışan gömleğin düğmelerine baktı. Baştan birkaç tanesini açıp uzun tırnakları ile cildini çizdiğinde Taehyung onu durdurdu.

"Yavrum,aşağıdayım ben giyin üstünü gel. Konuşalım biraz."

Jisoo'nun açıkta kalan boynuna derin bir öpücük kondurdu. Daha sonrada odadan ayrıldı.

Jisoo dolabından beyaz gömlek ve siyah bir ceket aldı. Altına ise açık renk bir kot giydi. Son olarak ta ayağına lüks bir markanın siyah ince topuklusunu giydi. Saçlarını ise kurutup,düzleştirdi.

Jisoo merdivenlerden yavaşça inerken gözleri salonda telefonla konuşan Taehyung'a takıldı.

"Amına koyayım,bensiz bir boku beceremiyorsunuz!"

"Kes amına koyduğumun! Siktir et! Hepsini gebert,tek birinin canını almazsan ben senin canını alırım!"

Jisoo topuklarını daha sert vurarak aşağı indiğinde Taehyung onu fark etmişti. Telefonu hiçbir şey demeden kapattı.

"Yavrum,gel."

Taehyung eliyle koltuğu gösterdi. Jisoo zarif adımlarla koltuğa doğru adımladı.

"Biliyordum işte! O aldığın canların hepsinin birgün gelip bizi bulacağını biliyordum!"

Jisoo sakinleşemiyordu,hergün sinir krizlerine giriyor. Taehyung'u suçluyordu. Bebeğini kaybetmesinin nedeninin Taehyung'un işlediği günahlar olduğunu düşünüyordu. Onun karanlık işlerini yüzünden diye yatıştırıyordu kendini.

"Yapma,kendinde değilsin."

Jisoo eline aldığı vazoyu Taehyung'un ayağının dibine fırlattı. Taehyung yerinde hareket dahi etmezken Jisoo çoktan yere çökmüştü bile.

"Sakin değilim,olamam!"

"Ne bekliyordun Jisoo,sen her zaman kendi bildiğini okudun. Lan sen beni sevmemişsin bile,ne diyorsun hâlâ?"

Jisoo kafasını biraz yukarı kaldırarak önünde duran Taehyung'a baktı. Sevmişti,çok sevmişti. Sadece geçmişte yaptığı bir acemilikti. Hırslıydı,en iyisi olmak istiyordu,o yüzden bu davayı kazanmakta ısrarcıydı.

"Sevdim,çok sevdim ben seni Jisoo,ama sen.. Sen beni bir dava olarak gördün. Söylesene ben sana evlenelim dediğimde,neden erken dedin?"

Jisoo birşey söyleyemedi,haklıydı Taehyung. O zamanlar ona aşık değildi.

"Gelmeseydim peki sana? Oyun oynamasaydım,biz evlenebilir miydik? Söylesene!"

Jisoo bağırmaya başladığında Taehyung'ta sakin olmaya çalışıyordu.

"Seni çok seviyorum Taehyung! Sevmeseydim,beni burada tutabilir miydin? Tanımıyor musun beni?"

Jisoo elini karnına koydu.

"Bebeğimi kaybettim ben,bebeğimi. Canımdan can koptu benim! Nefes alamıyorum ben,onun alamadığı nefesi aldıkça ölüyorum ben!"

Taehyung elindeki telefonu yere fırlattığında,Jisoo hareket dahi etmemişti. Alışkındı bu seslere,ölüme.

"Bende çocuğumu kaybettim! Benimde çocuğumdu o. Anlamıyor musun? Bana yaptığın şeyin affedilmez olduğunu. Ben seni ölsem bile severim,ama affedemem."

--------------

Kısa oldu ama sadece 'seninle oynamayı seviyorum' bölüm yazasim geldi. Özlü söz buldum. Hehhehe

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 29, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BabyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin