Beyaz odada geçen 1. ayım. Aklımı yitirmem için sürekli gelen rindou. Ve bana bakan hiç bir çalışan yüzüme bakmıyor. Onlara doğru yaklaştığımda ise uzaklaşıyorlardı. Ayna var odamda. Her baktığımda farklı birisi görüyorum. Her zaman farklı bir kişilik, kişiliğini kaybeden bir kız ve onun daha çok kaybolmasına neden olan o adam. Aynı beden farklı isimler ve farklı ruhlar. Sahi ben neden yaşıyordumki? Ben neyim veya ben gerçekten yaşıyormuyum? Yüzümdeki tırnak izlerine dokundum, farklı kişiler yüzünden kendime verdiğim zarara dokunuyorum. Aslında bunu kimse yapmamıştı, yine ben yapmıştım. Elbisemi kaldırıp karnımdaki kesiklere baktım, dişlerim gıcırdarken bedenim titremeye başlamıştı bile. Kulağıma fısıldayan yüz binlerce kişi ve yine ben. Bu beyazlığın içinde yüz bin kişi var ama bedensel olarak sadece ben varım. Aynaya yumruk attım, bunu ben yapmadım ben bir şeye zarar veremem. El kemiklerime gözlerim kayarken kulağımın çınlaması ile ellerimle kulaklarımı kapattım. Bir faydası dokunacakmış gibi benim çığlığım onları susturacakmış gibi bağırmaya başladım. Bu bağırış normal bir bağırış değildi, feryat figan ve acı doluydu. Bir yardım istemiyordu ama kurtulmak istiyordu sanki çığlık. Yüz bin kişi bedenime dokunuyordu ama odada sadece ben vardım. Beyaz elbisem yeniden kan olmuştu, kapının gıcırtısı daha çok azap çekmeme neden olmuştu. İki büklüm yerde yatarken bana yaklaşan adımları umursamadım bile. Nefesim sıkışıyor, sanki ak ciğerim iflas ediyordu. Gözlerim karanlığa bulanırken onu hissetim. O bana dokundu,geri çekildi . Duraksadım, kokusunu hatırlamaya çalıştım ama bir sürü el yeniden bana dokunmaya başladı. Beynim kendi kendine alarm verirken bedenim harekete geçemiyordu. Sanki ölmüştüm ama hala nefes alıyordum.
Beynimdeki sesler ağırlaşmaya başlayınca bedenim titremeye başlamıştı. Tırnaklarımı yüzüme batırdım. Bu bedenden kurtulmak istiyordum. Bu bedendeki parçalar bana ait değildi sanki ben kendim değildim. ''YARDIM EDİN!'' diye bağırdım. Sesim beynimdeki yankılandı ve beynimdeki sesler ağlamaya başlamıştı. Yüzümdeki tırnaklarımı şiddetli bir şekilde yüzümde gezdirirken bşr yere yatırıldığımı hissettim.
Bağırışlarım ağıt yakarken kollarımı ve bacaklarımı bağladılar. Bedenim titremeye devam ediyordu. Gözlerimdeki yaşlar yüzümü ıslatırken ağzıma top yerleştirmeye çalışıyorlardı. Sahi ben nerdeydim? Vücud'umu kontrol altına aldım ama her şey için çok geçti. İlk kafamda ıslaklık ve soğukluk hissettim ve sonra şok. O şok canımı yakıyordu. Hayatım boyunca bir kere bile kendi isteğim ile hareket edememiştim. İnsanları hep kıskanırdım. Hep bana babalarını anlatırlardı. Onlar anlatır ben dinlerdim. Fahişe bir kadının haydut kızı derdi babam bana. Başkaları güzelim gibi kelimeler işitirken benim işittiğim tek şey ise kırbaç sesleriydi. İnsanların dönüm noktası yoktur. Ama benim dönüm noktan vardı. Hep tercihlerin arasında kaldığım noktalar benim dönüm noktalarımdı. Kim bu kız dedim aynaya baktığımda. Canım acıyor ama ben alışkınım. .Çünkü ben hep alışılmaya zorlandım.
Beynime verilen 3. elektro şokta ise gözlerim karardı. 4.de ise..