Bölüme geçmeden önce bir açıklama yapmak istiyorum. Kitabın bu bölümünü ben düzeltmek için yayından aldım. Ama düzelttiğim twk kısım yaptığım başlarda ve sonlarda olan açıklamalar. Hikayede bir değişiklik yoktur. Yani ilk hâlini okuduysanız bile bir farklılık söz konusu değildir.
Şimdi uzatmadan bölüme geçiyorum.
İyi okumalar!🤍
♡
"Kimsenin ne demek olduğunu, sadece kimsesiz anlar.."
En çok korktuğum zamanları hatırlıyorum. Annemin destelerce para yatırdığı o vazoyu kırdığım zaman ki korkum aklımdan hiç çıkmıyordu. 7 yaşında bir çocuk ebeveynlerinden korkmamalıydı. Bunu o yaşlardayken fark etmiyordum. Çünkü bütün anneler ve babalar çocuklarına kızıyor sanıyordum, ama öyle değilmiş. Herkesin ailesi bir eşya için çocuğuna kızmıyormuş. Aksine kırdığı eşya bir yerine batmış mı diye kontrol ediyormuş. Bunu bana, sokakta tanıdığım bir kimsesiz çocuk söylemişti. Ne kadar ironi değil mi? Kimsesiz çocuk kimsenin ne demek olduğunu biliyordu. Bir aile bir çocuk için herşeydir.
Kimse fark etmezdi belki. Bir çocuğa yuva olacak şeyin para olduğunu, uyuncak veya bir çok şey olduğunu sanardı. Ki sadece sanardı. Ama öyle değildi işte. Ben oyuncak oynamayı severdim. Annemin aldığı oyuncakları severdim. Babamın senede bir kere de olsa aldığı oyuncakları severdim. O zamanlar sevdiğim şeyin oyuncak olduğunu sanardım. Öyle değilmiş. Benim sevdiğim şey, bana alınan maddi şeyler değilmiş. Benim için manevi değeri olan kişinin aldığı maddi şeylermiş.
Şimdi elimde tuttuğum bir adet fotoğraf ve dosya ile ne yapacağımı kestirmeye çalışıyordum. Gözlerimi fotoğraftan alıp veremediğim etraf ile çevremin ne durumda olduğunu bilmiyordum. Saniyelerdir çalan kapı açılmış mıydı? Onu bile bilmiyorum. Bakışlarımı fotoğrafta gördüğüm yüzden ayıramıyordum. Her yerde karşıma çıkan bu adamın canımı bu kadar sıkacağını tahmin bile edemiyordum. Şimdi tek seçenek iki yol vardı. Gideceğim bir yolda; bu fotoğrafı yerine koyup hiç birşey olmamış gibi davranmak..
Diğer yol ise; aldığım fotoğraf ve dosyanın içine bakarak bir şeyler öğrenmek..Babam ve annem her zaman bir şeyler öğrenmemi söylerdi. Saçma veya mantıklı onlar için farketmez bir şekilde herşeyi bilmemu isterlerdi. Şimdi saçma olduğunu düşünmeyeceğim kadar önemli olan dosya ve fotoğrafı alıp buradan çıkmam gerekiyordu. Kapı bir dakikadan uzun süredir çalıyordu. Fakat kapıyı açıpta içeri giren kimse yoktu. Arada bir duran kapı sesi bir kaç saniye sonra çalmaya devam ediyordu. Odanın kapısına vurulan ele binlerce içimden küfür geçirerek aceleci bir şekilde elimdeki dosyayı ve fotoğrafı masaya bırakıp hemen yanındaki bir kaç dosyayı aldım. Diğerlerine bakmak istesemde şuanlık götüreceğim dosya benim boyumu zaten yeterince fazla açtığı için bunu sorun edemezdim bile.
Kapattığım kasa ile derin bir nefes alarak ayağa kalktığımda elimdeki dosyayı ve içine yerleştirdiğim fotoğrafı çıkarmadan elime aldığımda çanta almadığım için kendime kızdım. İlk defa çantanın bu kadar işime yarayacağını sanmıyordum. Saniyeler içinde kapıyı çalmaktan sabrını tüketen kişi kapıyı açtığında yerimden sıçradım. Elimdeki dosyayı telaşlı bir şekilde masanın altına attıktan sonra açılan kapıya baktığımde bana gülümseyen Ezel'e bakarak derin bir nefes verdim. Yüz ifadesinden anladığım kadarıyla dosya görmemişti. Oysa tamda o içeri girerken masanın altına saklamıştım, gördüğünü düşünüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Querencia+18
Teen Fiction[Cinsellik,küfür ve hakaret bulunmaktadır.*] |Başlangıç tarihi; 20/05/2023| TANITIM! Karşısındaki adamın göğsüne bir yumruk attı. Sert yumruk adamı sendelenmesine bile neden olmazdı ama o yumruk kadın için atan kalbine denk gelmişti, bu beklenmeyen...