xii | bazı kopuşlar

1.2K 96 53
                                        

Monako'ya dönmelerinin üzerinden bir gün geçmişti. Charles ilk yarış için Barselona'ya uçmuş, sıralama turlarının olduğu gün de Sofia oraya gelmişti.

Gabriela ile birlikte ikisini desteklemek için oradaydılar. Mükemmel bir sıralama turu atlatan Charles, pole pozisyonunu almıştı. Onun ardından üçüncü sırada başlayacak olan Carlos da Ferrari garajının yüzünü güldürmüştü. Önceki sezona göre oldukça iyi bir başlangıç sayılabilirdi.

Sıralamaların belirlenmesinin ardından pilotlar geceyi geçirecekleri otele yerleşmişti. Sofia, Charles'ın odasının hemen karşısındaki odada kalacaktı. Onun yanında Carlos ve Gabriela vardı. Otel lükstü ama çok büyük değildi, ki bu daha iyiydi.

Geceliğini giydikten sonra kendini yumuşak otel yatağına bıraktı. Yarınki yarış için heyecanlıydı ve sosyal medyada yarışları takip edenlerin paylaşımları da bu heyecanın sadece onda olmadığını gösteriyordu. Charles'a açılmış hesapların çoğunu takip ediyordu, içlerinde ikisi için açılmış olanlar da vardı ve ikisine bir sürü video yapılıyordu.

Bugün Charles'ın aldığı pole pozisyonu için yapılmış videolardan birini izlerken üstte gözüken bildirimle uygulamadan çıktı.

- Charles
odama gelebilir misin?

Hiçbir açıklama olmadan tek bir mesaj. Bu onu endişelendirdi ve hemen üzerine sabahlığını geçirip odasından çıktı. Koridor boştu, loş ışık aydınlatıyordu. Karşıdaki odanın kapısını tıklattı ve açılmasını bekledi. Karşılaştığı gözler, yorgun ve kırmızıydı.

Charles içeri geçmesi için kenara çekildi ve o girdikten sonra kapıyı kapattı. Yatağına döndüğünde dizlerine yaslanarak yüzünü ellerinin arasına aldı.

"Uyuyamıyorum. Kâbus gördüm ve gözümün önünden bir an bile gitmiyor." dedi titreyen sesiyle. Kâbus gördüğü geceler uyuyamazdı ama bu gece uyumaya ihtiyacı vardı. Gördüklerinin etkisiyle korkmuştu.

"Uyku ilacı alamam çünkü yarınki yarışta da beni etkiler. Ama uyuyamazsam... uykusuz nasıl yarışacağım?"

Bakışlarını Sofia'ya çevirip bir şey demesini isteyen gözlerle baktı. Sofia daha önce bu durumdayken onunla ilgilenmişti. O zaman sorun değildi çünkü ertesi gün yarışması gerekmiyordu.

"Ufak bir masaja ne dersin?"

Vücudunun ne kadar gergin olduğunu tahmin edebiliyordu. Onu rahatlatmanın ilk adımı basit bir masajdı, kaslarını gevşetmesine yardımcı olarak uykusunun gelmesini sağlayacaktı.

Yatağa çıktı ve Charles'ın arkasına geçti. Elleri onun omuzlarında yerini aldığında kaslarının ne kadar sıkı olduğunu anladı, bu kâbus onu oldukça germiş olmalıydı.

Masaja başladığında Charles bedenini serbest bırakarak gözlerini kapattı. Görüntü yok olmuyordu, etrafında onun asla yeterli olamayacağını söyleyen çok sevdiği insanlar vardı.

Canı yandığında hafifçe inledi. Ama devam etmesi için onu teşvik etti, amacına ulaşıyordu. Vücudu biraz olsun rahatlıyordu.

"Çok iyi geliyorsun, Sofia." Yorgun sesiyle mırıldandı. Duygularını ifade edebileceği en iyi cümle buydu, bana çok iyi geliyorsun.

"Amacıma ulaşıyorum o hâlde." diye yanıt verdi kalbindeki kıpırdanmayı görmezden gelerek. Duyduğu ses tonu farklıydı veya ona farklı hissettirmişti bu sefer. İki türlü de oldukça hoşuna gitmişti.

Charles omzunda hareket eden elini tuttu ve yüzüne doğru getirdi. Baş parmağını derisinin üzerinde yavaşça gezdirirken gözlerini araladı. "Benimle burada kalır mısın bu gece? En azından... Ben uyuyabilene kadar?"

𝑪hampagne and sunshine ── ꗃ charles leclercHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin