"Buraya gel." dedi Charles sakin tonuyla kollarını ona doğru açarken. Sofia bir saniye bile düşünmeden kollarının arasına girdi ve başını omzuna yasladı. Gözyaşları akıyordu, evden çıkmadan önce kendisini ağlamayacağına inandırmış olsa da kalbini kıran adamı görmesi bütün direncini yok etmişti.
"Daha iyi hissetmen için ne yapabilirim?" Kibarca sordu. Elinden ne gelirse yapmaya hazırdı. Bir arkadaşı olarak onunla olacaktı, çocukluk aşkını hiçe sayıyor olsa da yapması gereken buydu.
Sofia kelimeler yerine gözyaşlarını döküyordu. Neredeyse hıçkırıklarını tutamayacak kadar çoğalmıştı gözyaşları. Neyse ki herhangi bir gazetecinin ulaşamayacağı köşelerden birindeydi. Zaten ayrılıkları basına sızdığında oldukça olay yaratmıştı, şimdi arkadaşının omzunda ağlarken yakalanmamalıydı.
"...Sadece... Canımı acıtmasına izin vermemeliyim..." Tek nefeste cümlesini tamamladığında büyük bir iç çekiş kaçınılmaz olmuştu. Charles duyduğu her iç çekişte, akan her gözyaşında kızıyordu arkadaşına.
İkisinin ilişkisinin her evresi gözlerinin önünde gerçekleşmişti. Onların tanışmasına vesile olmuş, birkaç toplu buluşmayla da aşık olmalarını sağlamıştı. Sofia hiçbir zaman Charles'ın duygularını fark etmemişti. O da cesur olmadığı için asla dile getirmemişti.
"Her şey iyi olacak, inanmak zor geliyor biliyorum ama atlatacaksın." Ona güç veriyordu. Kendisini biraz olsun toparlayabilirse yeniden hayatına devam edebilirdi. Sofia güçlüydü, Charles buna çocukluklarından beri inanırdı. İnatçılığı, kararlılığı ve tuttuğunu koparan yönüyle hep hayran bırakmıştı onu kendine.
"Yapabileceğimi biliyorsun, Perceval." dedi genç Sofia büyük bir iddiayla arabaya binerken. Şu an pistte olmaları bile yasaktı, üstelik çiğnedikleri tek kural bu da değildi. Sofia, Charles'ın arabasını kullanmak konusunda ısrar etmişti. Charles endişelendiği için yapmaması gerektiğini söylese de Sofia, yapamayacağını düşündüğünü için bahane uydurduğuna inanmıştı.
"Bana Perceval deme ve in aracımdan, lütfen."
Sofia onu dinlemek yerine kaskın camını indirdi ve Fransızca veda kelimesinin ardından hızlandı. Charles arkasından bakakalmıştı. O hızla pistin devamında görüş alanından çıkarken sadece bekledi. Onu durdurabilmek için yapabileceği hiçbir şey yoktu, neden kullanmak için ısrar etmişti ki? Bunu ilk kez deniyordu ve ehliyeti bile yoktu. Kullanabildiği tek araç tam anlamıyla bisikletti.
Neredeyse iki dakika sonra yeniden görüş alanına girmişti. Buraya kadar başarıyla gelebilmişti ama aldığı son virajda kontrolünü kaybetti. Charles çaresizce arkadaşının adını bağırırken aracının durmasını umdu. Nihayet yolun kenarındaki bariyerlere çarpıp dönerek durduğunda yanına koştu.
"Sofia!"
Birini aramalı mıydı? Onu tek başına araçtan çıkartmaya çalışması vücuduna zarar verir miydi? Resmen ikilemlerin arasında donakalmıştı ve ağlamak üzereydi. Ya çoktan öldüyse? Ya sarsıntı ile yaşamını etkileyen kemiklerinden biri kırıldıysa?
Kaskatı kesilen bedenine dolanan iki kolla ancak kendisine gelebildi. Birkaç saniye sonra sesleri daha net duymaya başlamıştı ve ona sarılanın az önce arabadan inen Sofia olduğunu anladığında gözleri büyüdü.
"Bu hayatımda yaptığım en çılgınca şeydi!"
Tek başına arabadan çıkmıştı ve iyiydi. Yaptığı şeyi çılgınca bulduğuna göre zarar görmemiş olmalıydı. Az önce onu kaybettiğini sandığı için sımsıkı sarıldı arkadaşının küçük bedenine. Kendisi de ona göre çok büyük sayılmazdı ama rahatlıkla onu kollarının arasına alabiliyordu.
"Ölebilirdin!"
Sofia ağlamaklı ses tonunu duyunca geri çekildi. Kendisi için ağladığı düşüncesi kalbini acıttı, belki de fazla endişelendirmişti onu bu sefer. Yine de gözyaşlarını tutmak için dudaklarını birbirine bastırdığında ortaya çıkan gamzesini görünce gülümsedi. Mahcup bir gülümsemeydi bu, onu üzdüğü için gelen hissin yansımasıydı.
"Özür dilerim... Böyle bir şey olacağını tahmin etmemiştim."
Cevap olarak Charles onu tekrar kollarının arasına çekmişti. Neredeyse ellerinden kayıp gidecekti, kâbusları gerçek olacaktı ve bir daha asla eskisi gibi hissedemeyecekti.
"Yine bana oldukça inatçı olduğumla ilgili bir sürü şey zırvalayacaksın değil mi?" dedi başını yavaşça geri çekip onunla göz teması kurarken. Makyajı olabildiğince düzgün gözüküyordu, ufak düzeltmelerle az önceki hâline dönebilirdi.
"Eğer seni güldürecekse, evet." diye yanıtladı hiç beklemeden. Elinin tersiyle yanağındaki ıslaklıkları silerken hafifçe kıvrılan dudaklarını gördüğünde amacına ulaştığını biliyordu. Bazen bunu yapmasının doğru olmadığını düşünse de Sofia'yı Jorge'un yaptığından daha çok mutlu ettiğine inanıyordu. Ona daha iyi davranıyordu, yanında rahat hissetmesi için elinden geleni yapıyordu.
"Belli ki başarıyorsun, Perceval."
Tıpkı çocukluklarındaki gibi. Charles ne yapıp edip o gecenin Sofia için eğlenceli olmasını sağlayacaktı.
▫
küçük perceval çok tatlı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑪hampagne and sunshine ── ꗃ charles leclerc
Hayran Kurgu❛ and all at once, you are the one i have been waiting for king of my heart, body and soul, ooh whoa ❜ ❛ ♡ ─── 𝒄𝒉𝒂𝒓𝒍𝒆𝒔 𝒍𝒆𝒄𝒍𝒆𝒓𝒄 . . . 💌 𝟮𝟬𝟮𝟯 ﹙☆﹚ 𝗮𝗺𝗼𝗿𝗱𝗲𝗺𝗮𝗿𝗶𝗽𝗼𝘀𝗮𝗮
