i | kırılmış kalbin izleri

3.6K 109 53
                                        

Hâlâ en yakın arkadaşının düğün törenine hazırlandığına inanamıyordu. Gabriela Bernolli evleniyordu, üstelik asla birlikte olacaklarına imkân vermediği Carlos Sainz ile.

Üzerine saatlerce mağazada dolaşarak ancak seçebildiği elbisesini giydi. Bedenini tamamen saran açık yeşil ipek kumaş, omuzlarındaki zarif düğümlerle onu tamamlıyordu. Yırtmaç uyluklarının bir kısmına kadar çıkıyordu, saçlarını dağınık bir topuz yaptırmıştı. Gelinin yanında en az onun kadar güzel gözükecekti.

Audi'sinin anahtarlarını çantasından çıkartırken dairesinden ayrıldı. Hava kararmak üzereydi, düğünü özellikle gün batımına denk getirmeye çalışmışlardı ve biraz daha geç kalırsa Gabriela'nın soğuk bakışlarına maruz kalacaktı.

Düğün için hazırladıkları sahilin hemen girişindeki otoparka, siyah bir Ferrari'nin ardından girdi. Bulduğu boşluğa park etti ve son kez makyajını kontrol edip arabasından indi.

Gelen misafirleri karşılamak için çok daha önceden orada olması gerektiğini biliyordu ama çeşitli aksilikler peşini bırakmamıştı. Zaten düğünle ilgili planladığı hiçbir şey düzgün gitmemişti. Şu an yürüdüğü tahta yolda erkek arkadaşının koluna girmiş olmalıydı. İki hafta önce ayrılmamış olsalardı plan buydu ama her şeyi mahveden oydu, Sofia'yı aldatmıştı.

İşte şimdi tek başına yürüdüğü bu yolda hiçbir şey olmamış gibi davranmalıydı. Davetliler arasında yerini almadan önce gelin odasına yöneldi. Hazırlık aşamasının büyük bir kısmını kaçırmıştı ve odaya girdiğinde Gabriela hemen sönebilecek öfkeyle ona baktı.

"Biliyorum biliyorum, özür dilerim. Beklediğimden fazla sorun çıktı." dedi evde olanları anlatmamayı tercih ederek. Mental bir çöküş beraberinde saatlerce gözyaşını getirmişti o gün aksilik olmak istermiş gibi. Kendini zor da olsa toparlayıp arkadaşının düğününe büyük gülümsemesiyle katılmaya çalışmıştı.

"Bugün en mutlu günüm olmasa yapacaklarımı düşün."

Böylelikle sahte de olsa onu gülümsetmeyi başardı. Normalde onun gerçek gülüşünü sahtesinden kolaylıkla ayırt edebilirdi. Ama o günün vermiş olduğu heyecan bambaşkaydı, kendisinden başka bir şey düşünemiyordu.

Aynada ona, ikisi de birbirlerinin ne kadar güzel olduklarına, bakarken odanın kapısı hafifçe tıklatıldı. Aralanan kapının ardında az önce hemen ardından otoparka girdiği siyah Ferrari'nin sahibi vardı. Charles siyah takım elbisesinin içinde Carlos'un zorlamasıyla içeri girmek için izin istedi.

"Hayır! Hiçbiriniz buraya giremezsiniz tabi ki!" diye çıkıştı panikle Gabriela. Gelinliğiyle odanın diğer köşesine geçmeye çalışırken Sofia ona yardımcı olmak için kapıya yöneldi.  Elini Charles'ın göğsüne koyup nazikçe ittirdi, kendisi de onunla birlikte odadan çıktı.

Kimsenin olmadığı koridorda sessizlik hâkim olduğunda söze girdi. "Bilirsin, gelin triplerinde biraz. Her şeyin kusursuz olmasını ve herkesin onu ilk kez bahçede görmesini istiyor."

Charles zaten o an orada olmayı seçmemişti, içinden Carlos'a teşekkür ederken başıyla onayladı.

"Kurban seçildim, Carlos tarafından. Hazır mısınız diye bakmam için gönderdi beni."

Huzursuzca kravatını çekiştiriyordu ve bu Sofia'nın bakışlarının boynuna yönelmesine sebep oldu. "Tutar mısın?" dedi elindeki çantayı ona uzatırken. Charles devamında ne geleceğini bilmeden çantayı aldı ve ona baktı.

Sofia aralarındaki mesafeyi kapatıp kravatını çözerken bunun onu ne kadar rahatlattığını fark etti, resmen nefes alamıyordu ve şu an oksijeni ciğerlerinin sonuna kadar çekebiliyordu.

"Kurtarıcım." dedi şakayla karışık bir şekilde gülerken. Ona gamzesini bahşettiği bu gülümsemesiyle Sofia'nın ilgisini çekmeyi başardı.

"Ve... Böyle daha iyi."

Gömleğinin ilk iki düğmesini açıp yakasını uygun şekilde katlarken ileri gidip gitmediğinden emin değildi. Charles ondan uzaklaşabilir ve kötü hissetmesine -bunu yapmaması gerektiği düşüncesine girmesine- sebep olabilirdi. Ama o yeşilin en güzel tonlarının birleşimi olan bakışlarıyla ona baktı.

"SOFIA AGRESTA!"

Arkadaşının fazladan gergin olan sesiyle bağırdığını duyunca gözlerini büyüttü. Aralarındaki sessizlik onun seslenişi ve Sofia'nın yüzündeki ifadeyi görünce Charles'ın gülüşüyle bozuldu.

"Sanırım ona baksan iyi olacak, dışarıda görüşürüz." dedi hafifçe gamzesini gösteren gülümsemesiyle.

"Ah, lütfen beni ona bırakma."

Gülerek onunla vedalaştı. Odaya tekrar girdiğinde Gabriela, duvağını çekiştiriyordu. Aynadan odaya giren arkadaşını ve elindeki kravatı gördüğünde ona döndü.

"O Charles'ın kravatı mı? Az önce üzerinde gördüğüme yemin edebilirim."

Elinde olduğunu fark etmesiyle kravatı çantasına atması bir oldu. Harika, Gabriela şimdi hiç de masum şeyler düşünmüyordu.

"Neden duvağınla uğraşıyorsun? Gayet yerinde duruyor." Geçiştirmeye çalışması başarıyla sonuçlandı. Bugün arkadaşının dikkatini dağıtması oldukça kolay gözüküyordu.

"Bilmiyorum. Bir şeyler içime sinmiyor." dedi hemen odağını kravattan uzaklaştırarak. Zihnindeki o eksiklik hissini yok edemiyordu, sanki bir şey eksik ve devamında da her şeyi mahvedecekmiş gibiydi.

"Bir melek gibi gözüküyorsun, Gab. Bugünün yıldızı sensin ve inan bana hiçbir şey ışığını söndüremeyecek."

Yapması gereken buydu. Onu olabildiğince rahatlatmak ve her şey güzel bittiğinde evinde sıcak yatağında saatlerce dinlenmek. Bu gece iyi geçecekti, böyle olması için elinden geleni yapacaktı.

"Ama biraz daha burada kalmaya devam edersen Carlos kök salabilir, ciddi anlamda."

Güldürme sırasını üzerine aldı. Sofia böyle biriydi, kendi mutsuzluk denizinde boğulmak üzere de olsa etrafındakileri mutlu etmekten asla vazgeçmezdi. Mutsuzluğunu içine atıp geri planda olmayı seçerdi hep.

Son kez aynada kendine baktığında ona iyi gözüktüğünü söyleyip Carlos'un gelmesi için odadan çıktı. Kapıdan çıkarken birine çarptı, aslında çok uzak olmak istediği ama bedenlerinin temas ettiği biri. Diğer tarafa yönelip kapıdan geçmek istediğinde onu durdurdu, Sofia o an onun yüzüne bile bakmak istemiyordu.

"Sözümüzü gerçekleştirmeye geldim." dedi sadece, ses tonundan pişman hissettiğini anlayabilirdiniz. Ama aldatmak yapabileceği en büyük ve geri dönülemez tek hataydı, başka birini öpmesi. Üstelik o gün Sofia ikisi için hazırladığı sürprizi ona göstermek için saatlerce uyanık beklemişken.

Ertesi sabah yaptığı hatanın farkına varmış bir şekilde geceyi geçirdiği kızın yanından kalkmıştı. Bir süre sessizce koltukta oturmuş, ne yapacağını düşünmüştü. En son dürüstçe itiraf etmeye karar vermişti.

Birlikte kaldıkları daireye döndüğünde Sofia kırgın bir hâlde salonda oturuyordu. Hazırladığı sürpriz, özenle notlar yazdığı bir albüm, sehpanın üzerinde duruyordu. Açık resimleri görünce gözleri dolmuştu. Sofia'nın önünde dizlerinin üzerine çöküp başını eğdiğinde Sofia her ne kadar kırgın olsa da başını kucağına yaslamasına izin vermişti.

Eli saçlarının arasında gezinirken ağlamak üzere olduğunu aldığı nefeslerden anlamıştı ve bu ne olursa olsun onu tedirgin etmişti, sorun neydi? Neden dün gece evde değildi?

Zihnindeki soruları tek cümlesiyle cevaplamıştı o an. Sofia'nın kalbini onarılamayacak şekilde kırmıştı.

"...Başka bir kızla yattım..."

paşam hem yapıyor hem üzülüyor

𝑪hampagne and sunshine ── ꗃ charles leclercHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin