xxvi | bir annenin vedası

659 30 34
                                        

💌

Karnımda seni taşıdığımı öğrendiğimde dünyanın en mutlu insanıydım. Doktor bana bir bebeğe sahip olacağımı söylediğinde havalara uçtum ve mutluydum. Baban ile aramızdaki gerginliklerin seninle son bulacağını düşünmüştüm. Kocaman bir aile olacak, mutluluk tablosunun somut hâline gelecektik. 

Hamilelik sürecimde gayet de öyleydi. Henüz baş göstermeye başlayan kavgalarımız gitmiş, evliliğimizdeki çatırdamalar yok olmuştu. Ya da sadece üstü kapanmıştı, ben öyle hissetmiştim muhtemelen. Sen benim umudumdun, Sofia.

İlk aylarımız oldukça sancılıydı. Doktor riskli bir hamilelik olacağını ve istersem sonlandırabileceğimden bahsetti. Bir an bile düşünmedim bunu, senden vazgeçemezdim. Sen benim ışığımdın, Sofia ve ben karanlığımda kaybolmak istemedim.

Doğumunu dört gözle bekliyorduk. İçimden bir ses kız çocuğu olacağını söylemişti ve ismin ilk andan beri hazırdı aklımda. Sofia... bir rüya gibiydi bu isim bana göre, sana çok yakışacağına emindim.

Nihayet hislerim doğrulandığında mutluluğumun katlandığını söyleyebilirim, ailemize katılacak prensesimiz için heyecanlıydım ve babanda da aynı heyecanı görmek beni mutlu etmişti. Senin kalp atışlarını ilk kez dinlediğimizde gözleri bile dolmuştu.

Nasıl bu hâle geldik yeniden diye saatlerce sorguladım kendimi. Sorun bende değildi, ona sevgimle beraber her şeyimi vermiştim. Neden yetmedi ki bu ona? Hep yapmadıklarım yüzünden yargıladı beni. Yetersizmişim gibi hissettirdi.

Ama sen vardın, prensesim. Günün sonunda yanında uyuyakaldığım sendin, birlikte kitap okuduğum sendin. Hatırlıyor musun en sevdiğimiz kitabı? Nasıl da ağlamıştın kitabın kül olmuş sayfalarını gördüğünde. O an da çok kızmıştım babana senin gözyaşları dökmene sebep olduğu için.

Sen büyüdükçe üzerinin kapandığına emin olduğum çatlaklardan tekrar sızıntı olmaya başladı. Eskisi gibi mutlu değildik, sen bile huzursuzdun bu durumdan. Babanın bağırışları arasında kulaklarını tıkayıp dizlerini kendine doğru çektiğini hatırlıyorum, çok korkmuştun ve ben seni rahatlatmak için tüm gece yanında kalmıştım.

Aptaldım, Sofia. Tam bir aptaldım. Her şeyin güzel olabileceğine inanmıştım, senin gelişinin ailemizi iyileştireceğine inanmıştım. Oysaki sadece kanayan yaramıza kısa süreli tampon olmuştu bu. Asla seni suçlamak için söylemiyorum, eğer yeniden sana sahip olduğum ana gidebilseydim yine dünyaya gelmeni isterdim. Hayatımdaki değer verdiğim tek şey sensin, kızım.

Çok düşünüyordum son zamanlarda. Gittikçe artan kavgalarımızı, kanayan ruhumu, akan gözyaşlarımı. Sadece kendi aldığım zararı değil, seni de düşünüyordum aynı zamanda. İyi değildin, evden kaçtığının farkındaydım ve gittiğin yerde güvende olduğunu bildiğim için rahatlıyordu içim.

Ah, tatlı oğlum Charles, onu da ilk kez kucağıma aldığım zamanı hatırlıyorum. Pascale çok mutlu gözüküyordu ve ben de teyze olduğum için mutluydum. Ondan birkaç ay büyüktün, ikimiz de yakın zamanlarda anne olmuştuk.

Birlikte büyümenize şahit olmak yaşadığım en güzel deneyimdi. Bir süre sonra ise Charles'ın senin için doğru kişi olduğuna inandım. Ah tatlım, onun sana olan aşkını kilometrelerce öteden bile anlayabilirdim. Şakayla karışık birkaç kez ona takıldığımı hatırlıyorum, yanakları kızarmıştı ve beni geçiştirmeye çalışmıştı.

𝑪hampagne and sunshine ── ꗃ charles leclercHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin