İhtiyaç odasındaydı.Bir minder'in üzerinde oturdu.Ve o sessiz ve huzurlu yerde düşünmeye başladı.
"Neden ben?Neden Draco,Mattheo veya Pansy değil?Neden ben?"
"Belki de onların bunu yapmaları için bir sebep yoktur"- dedi kafasındaki bir ses.
"Ne?"
"Onların ailesi azkabanda değil.Ama senin annen azkabanda.Eğer Lord geri dönerse annen de geri döner.Ve sen bunu çok istersin öyle değil mi?"
"Evet..Yani her şey Lord'un bir planı.."
Sonrasında yavaş yavaş uykuya daldı.Uyandığında akşamdı.Hatta geceydı sanırım.Hemen dışarı çıktı ve ortak salon'a gitti.Görünüyordu ki herkes akşam yemeğindeydi.
Odaya girdi ve yatağa yattı.Herkes gelene kadar bekleyecekti.
Tam 15 dakika sonra içeri Pansy girdi.
"Y-yn?Sen burada mıydın?Biz de-Yani Draco da seni arıyordu."
Öyle yorgundu ki cevap bile vermedi.Pansy dışarı çıktı.
"Off ödev yapmam gerek.."-kendi kendine söylendi.
Dışarı çıktı.Draco yn'i gördüğü an yanına geldi.
"Yn?!Neredeydin?"
"Burdayım işte Draco uzatma."
"İyi misin sen?Fazla yorgun görünüyorsun."
Evet o kadar zaman uyumuş olsa bile hâlâ yorgundu.
"İyiyim."
Sonra gözü Mattheo'ya kaydı.
Yorgun bir şekilde "Doğum günün kutlu olsun"-dedi.
Mattheo "Teşekkürler.."-dedi şaşırmışcasına.
Sonra bir köşede oturup ders çalışmaya başladı.
Biraz sonra Draco yanına geldi.
"Yn yardım edebileceğim bir şey var mı?"
"Hayır,teşekkürler :)"
Draco gitti.Saatler geçti.Herkes gitmişti.Ortak salonda sadece yn vardı.
İçinde bir duygu vardı..Daha önce hiç hissetmediği bir duygu.."Çaresizlik"
Öylece oturup saatlerce sessizce ağladı.
Derken yatakhaneden Mattheo çıktı.
"Yn..?"
Yn duymamıştı.
Mattheo gelip yn'in yanına oturdu.
"Yn sana neler oluyor?Bir şey varsa bize anlatabilirsin."
"M-mattheo anlayamazsın.."-diye hıçkırdı yn.
"Anlat hadi.."
Yn hiç farkında olmadan her şeyi anlatmıştı.
"Şaka mı yapıyorsun-"
"Hayır Mattheo,hayır kahretsinki gerçek.."
Mattheo yn'a sarıldı.Günlerdir ihtiyacı olan bir şeymiş gibi bu sarılma ona çok iyi gelmişti.
Uyuya kalmıştı.Sabah kalktığında Mattheo da yanındaydı.Ortak salonda uyuya kalmıştılar.Neyse ki kimse uyanmamıştı daha.Mattheo bile.
Sessizce gidip yatağına yattı.Ama artık uyuyamıyordu bir kere.
Çok uzun bir süre sonra kahvaltı zamanı gelmişti.Büyük salona ilk gelen o değildi.Bir kaç Ravenclawlı kız,Granger ve Weasley ve Cedric vardı.
"Günaydın yn."
"Günaydın Cedric."
Herkes gelene kadar Cedric'in yanına oturdu.
"Ee naber" diye sordu yn.
"İyi senden?"
"Ben de iyi işte."
"Bu gün Ortak Bitki bilimimiz var :)"Diye Cedric gülümsedi.
"Ben konuyu pek anlamadım aslında..Umarım güzel bir puan alabilirim."
"İstersen derste benim yanıma gel sana anlatırım."-Cedric yine gülümsedi.
"Olur ya çok teşekkürler, görüşürüz sonra."
"Görüşürüz yn."
Arkasını dönerken Harry'i gördü.
"Aa Harry günaydın."
"Günaydın yn.Dün hiç göremedim seni."
"Aa evet biraz yorgundum izin aldım.."
"İyi misin?"
"İyiyim,sağol"
"Neyse ben kahvaltıya gidiyorum görüşürüz Harry."
"Görüşürüz."
Slytherin masasına gitti oturup kahvaltı yaparken Pansy geldi.
"Yn.."
"Pansy..?"
Pansy hiç bir şey söylemedi.Sadece sarıldı.
"Neden bize anlatmadın?"
"Neyi?"
"Mattheo her şeyi anlattı."
Yn bir şey söylemedi.Kendisi de bunu neden sakladığını bilmiyordu.
Artık her şey eskiye dönmüş gibiydi.4-ü yeniden bir aradaydı sonunda.
"Yn şey daha vaktimiz var gidip kütüphaneye bu işi nasıl çabucak bitireceğimizi düşünelim mi?"-Draco sordu.
"Olur gidelim."Kütüphaneye vardılar.Etrafında birileri olmamasına rağmen sessizce konuşmaya başladılar.
"Bence Baloda kimsesiz bir yere çek.Ben sonrasını hallederim ;)"-Mattheo sırıttı.
"Yok artık Mattheo..Kimseyi öldürmeyeceğiz değil mi?"
"Bence.."-diye söze başladı Pansy,"Baloda yap ama önce onunla birlikte sırlar odasına bir bahaneyle git.Basilisk dişini al."
"Mantıklı ama nasıl bir bahane?"-Draco Pansy'e sordu.
"Bilmiyorum"-dedi Pansy
"Çok mantıklı Pansy bahaneyi düşünürüm bir şekilde."
"Ama bunları aldıktan sonra ne yapacağız..?"
"Kaçacağız."
"Hayır Bakanlığa sızacağız."-dedi Mattheo karanlık bir sesle.
"Ne?"-diye sordu yn.
"Ben ve Draco bakanlığa sızacağız."
"Ama neden Mattheo?"
"Çünkü Karanlık Lord'un son isteği buydu.Hatırlamayırsanız Kehanet yüzünden ölmüştü"- dedi Mattheo.
"Ah..Evet Kehanet emin misiniz?"-dedi Pansy."
"Evet,eminim."
"Tamam o zaman baloya 1 hafta var yn.Yapalım şu işi."-Draco kararlı bir şekilde dedi.
"Anlaştık.Ben bu gün Harryle Sırlar odasına gitmeye çalışacağım."İlk ders bitmişti.İkinci ders Bitki-bilimdi.
"Nerede bu Cedric ya.."
"Yn!"
"Cedric, hızlı ol lütfen ders başlıyor."
Cedric öyle güzel anlatmıştı ki hemen anladı.
"Teşekkürler Cedric."
"Bir şey değil :)"Ders bittikten sonra güzel bir puan aldığını öğrendi.
Koridorda Cedric'i görünce teşekkür etmeye gitti.
"Cedric, teşekkürler tekrardan."
"Birşey değil."
"Karşılığını nasıl verebilirim bilmiyorum cidden :')"
"Aslında bir yolu var."-dedi Cedric gülümsedi.
"Ne?"
"Bir öpücük güzel olurdu aslında :)"
"Aa şey..."
Herşey bir anda olmuştu.Cedric'i yanaktan öpmüştü.
"Im..Şaka yapmıştım..Ama t-teşekkürler yn."
Cedric kızarmıştı.Yn da.
"Bunu neden yaptım ki?!Aaaah çok aptalım."-diye utançtan ölüyordu.
Sonra Harry'i arkasında gördü.
"Yn.."
"Harry?"
"Şey sana bir şey soracağım yanlış anlama.."
"Sor."
"Cedric'le az önce yaşananları gördüm de.."
"Aaa..şey... teşekkür ediyordum.Bitki bilim de yardım etmişti de."
"Yn..Rahatsız oluyorum..?"-Harry incinmiş gibiydi.
"Yani..?"
"Cedric'le bu kadar yakın olmandan.Benden daha yakınsın yn.Ben senin sevgilinim."
"Ne yani Cedric'le konuşmamamı mı imâ ediyorsun?"
"Hayır.Onla bu kadar yakın olmanı."
"Eh ona bakarsak sen Granger'la benden daha yakınsın.Onu ne yapıcaz."
"N-ne yani..Be-beni kıskanıyor musunn"
"Ne?! Hayır!"
"Harry sen onu boş verde,"-yn şimdi söylemeye karar vermişti.
"Sırlar odasına benimle gelir misin."
"Ne?Ne alaka?"
"Oranı çok merak ediyorum da.Sadece çatal ağızlar girebilirmiş."
"Ee peki tamam o zaman gidelim."
"Tamam."Kızlar tuvaletine gittiler.Harry Çatal dilinde bir şeyler söyledi.
Sırlar odasındaydılar.Yn'in gözü Basilisk'in iskeletini arıyordu.
"Harry.. Senin şu öldürdüğün Basilisk nerede?"
"Gel göstereyim."
Basiliski gördüğü an eğilip dişini koparmaya çalıştı.
"Yn..Ne yapıcaksın onu."
"Onu..Kolye yaoacağım "-diye yalan attı.
Sonunda koparmayı başardı.
Ayağa kalkıp arkasını dönünce Harry'le arasında çok az mesafe olduğunu gördü Harry gittikçe yaklaşıyordu.
"Harr-"
Harry yn'in belini kavradı.Dudakları bir birine değiyordu.Yn ne olduğunu anlamıyordu.Şimdi dudakları Harry'in dudağındaydı.
Sonra Harry yavaşça geri çekildi.
Yn kıp kırmızıydı.
"G-gidelim."-yn zar zor bir-iki kelime söyleyebildi.İksir dersiydi.İkisi de gecikmiştiler.
"İkiniz de cezalısınız."-dedi Snape.
Pansy'in yanına oturdu.
"Yn başardın mı?"
"Evet."
Geriye sadece balo günü kaldı.Dersler bitmişti.Ceza zamanıydı.
"İkiniz de iksir şişelerini,kazanları, malzemeleri ayıracaksınız.Tertemiz olsun Potter."
Bir süre sessizce eşyaları yerleştirdiler.
Sonra Harry
"Yn.. Hermione beni kullandığını söylüyor..Ama biliyorum bu doğru değil.Seni seviyorum."-dedi gülümseyerek.
"B-bende seni seviyorum."-şimdi gerçekten Harry'e üzülüyordu.
Harry yavaşça yaklaştı.Şimdi yn'in ellerini tutuyordu.
"Ailenin kim olduğu umrumda değil..Ben seni seviyorum."
Yn göz yaşlarına boğuldu.Harry'e sarıldı.
"H-Harry.."-hıçkırdı.
"Yn..?"
"Ben de seni seviyorum.."-yn bunun gerçek olmadığını biliyordu.Ama vicdan azabını biraz olsun azaltmak için yalan da olsa sevgisini dile getirdi.Ceza bitmişti.Ortak salona geldi.Herkes uyuyordu.Yavaşça yatağına girdi uyudu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Lord Geri Dönüyor
FanfictionHogwarts'tan 2 yıl önce mezun olan Tom Morvolo Riddle yani Voldemort destekçileriyle birlikte alt edilmişti. Albus Dumbledore ve Voldemort'un düellosunda Harry Potter'da yardım etmişdi.Ve sonunda Voldemort yok edilmişti.Peki gerçekten yok edilmiş mi...