AMARİS'ten
Burnuma ve boğazıma konan öpücüklere ile gözlerimi açtım boğazımdan dolayı canım çok yanıyordu ve deli gibi açtım.
"Meleğim, kalk hadi seni yıkayalım" Hector'un kurduğu cümle ile üzerimdeki yorgana daha çok sarılırken utançtan başımı kaldıramıyordum, biz dün gece ne yaşadık öyle.
Hector'un kahkaha atmasıyla düşüncelerimden sıyrılırken, beni birden bire çıplak bir şekilde sırtına alıp, kıçıma şaplak atmıştı. "Hector! Canım yandı."
Hector sözlerimi aldırmadan hamama doğru giderken, o sırada bende onun dolgun kalçalarına bakmak ile meşguldüm.
kıçına vursam en fazla ne yapabilir ki? Sinsice sırıtıp beni yere indirmesini bekledim ama o doğrudan eline bir lif alıp beni kaba bir şekilde, küçük gölete atmıştı. Kendisi de gölete atlayınca, doğrudan yanıma yüzüp beni kucağına aldı.
Beni narin bir şekilde okşayıp, yıkarken mayışıyordum. Elime lifi tutuşturmasıyla yüzüne 'neden bunu elime verdin' gibisinden bakıyordum.
Gülümseyip konuşmaya başladı. "Kocanı yıkamayacamısın." Konuşması ile ne anlatmak istediğini anlayınca, gül kokan sabunu, lifin arasına koyarak, göletteki su ile ıslatıp, karın kaslarından başlayarak bütün vücudunu lifledim.
Dokunduğum her yer, cayır cayır yanarken odağıma adem elması girdi, irademden bağımsız bir şekilde elim oraya doğru giderken, kendime engel olamıyordum.
Yavaşa yavaş adem elmasını okşarken yutkunması ile duraksayıp göz bebeklerine baktım. Mavi harelerinde adete bir bayram havası vardı.
Elimi adem elmasından çeker çekmez belimden tutup beni aşağıya çekti. Suyun altında vücudumuzdaki büyün köpüklerden arındıktan sonra, suyun yüzeyine çıkıp beni kucağına aldı.
"Artık çıkalım mı?"demesi ile kafamı salladım. Anadan ürme bir şekilde kucağındayken utançtan resmen moraracaktım. Hamamdan çıkmamız ile hemen yandaki kapıya doğru ilerlerken kapının önünde durup eğildi.
Ona soran gözlerle bakarken konuştu, "kapıyı açsana" sözleri ile hemen elimi kapı koluna atarken kapıyı açtım. Açar açmaz kocaman bir giyinme odası ile karşılaştım.
Bu bir koridora benziyordu, bir tarafı erkeklere göre doldurulurken, diğer tarafı kadınlara göre doldurulmuştu.
Hector içeriye doğru adımlarken beni yere indirmişti. İlk olarak girişteki bir çekmeceyi açıp, içinden durulanmamız için havlu çıkardı.
Beyaz olan havlulardan bir taneyi alıp beline bağladı. Bir tanesini de, bana yaklaşıp göğüslerimin üstünden geçirip bağladı.
"Kaç gündür yemek yemiyorsun, üzerine bir şeyler seç de aşağıya inelim" söyledikleriyle kafamı sallarken, derhal rengarenk olan elbiselerin önüne geldim, o kadar çok çeşit vardı ki hangisini seçsem, diğeri üzülecek gibi hissetmiştim.
Hector'u bekletmemek için derhal bir tanesini seçip Hector'un yan tarafımda giyinmesi umursamadan, üzerimdeki havluyu açıp yere düşmesine izin verdim.
Elbisemin korsesinindin başlayarak giyindim. Uzun ve geniş odanın sonunda ayna vardı. Aynadan kendime bakarken gerçekten de güzel olduğunu ve üzerime tam oturduğunu gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HRİDAYEŞ
WerewolfEski zamanlarda Kurt klanının ,insan ırkının üzerinde olduğu bir dönem... Likan kraliyet ailesi... Ülkenin Likan kralı masum bir insan kadınına mühürlenirse... Amaris'in bilinmeyen güçleri... Artık bir şeylerin değişmesi gerektiğini düşünen kral Hec...