Şimdi bir gülümsesen bütün karlar erir,mevsimlerden yaz olur.
Yoongi'den
Yanıma Mi Cha gelmesiyle Jungkook'un gözleri dolmuştu.Jungkook hediyeyi Jiminle bıraktığında bile onu görmüştüm.
Heyecanını..mutluluğunu.Fakat onunla olamazdım.Çünkü ailelerimiz evlenecekti.. Ve ben ben kardeşimle olursam ne bilim işte...
Erkeklerden hoşlanmazken Jungkook'dan çok etkileniyordum.
Olamayız her dediğimde içimde fırtınalar kopuyordu.
Mi Cha'ya bu olanlardan sonra kızmıştım.O an numara yapmıştım.Çünkü Jungkooktan hoşlanıyorum ve eğer sevgilim olursa babamım bizi ayıracağını biliyordum. Onsuz olmaktansa böylesi daha iyiydi.
Jungkook yanımdan ayrıldığından beri berbat hissediyordum.
Dolabımı açtığımda bir sürü çikolata çiçek olduğunu gördüm. onları görmezden gelip önemli kitaplarımı çantama doldurdum.
Jiminle Jungkooku takip ettiğimde heyecanla elini yumruk yapıp Jimine uzatıp tokalaştılar.burukça gülümsemiştim.
Anne ve babamız evlenmeseydi.. Belki bende onunla evlenebilirdim...
Aklıma gelenlerle gözlerimi sildim kar yağıyordu.Jungkook karı çok severdi.Aklıma gelmesiyle kocaman gülümsemiştim.
Eve vardığımda gördüğüm manzara karşısında dona kalmıştım.Jungkook bu karlı havada incecik formasıyla kapıyın pervazına başını yaslamış gözlerini yummuştu.
Yanına çömeldiğimde kızarmış burnu ve gözleriyle dudaklarımı büzdüm.Burnunu öpeceğim sırada gözlerini aralayıp bana baktı.
"Hyung üşüyorum..."
Neden burda durduğuna anlam veremezken hyung demesi ile içimde bir şeylerin kırıldığını hissettim.
Elimi andına koyduğumda yandığını fark ettim."J-Jungkook yanıyorsun."
Hızla kapıyı açtığımda umursamadan içeri girdi kapıyı kapatıp arksından ilerlediğimde yüz üstü yatağına uzanmıştı.
Ateş ölçeri getirip Jungkookun ateşini ölçtüğümde ateşinin 40olduğunu görmemle gözlerim büyüdü.
"Bebeğim neden kapıda durdun anahtarın yok muydu?."
"Evde unuttum.Evde kimse yoktu."
Yorgunluktan sesi çatallıydı mırıldanmış kadar sesiz konuşmuştu.
Onu dürtükleyerek uyandırmaya çalıştım duş almalıydı.
"Bebeğim uyan..""Y-Yoongi ü-üşüyorum..."
Jungkookun kalkmaya mecali yoktu o yüzden kendim onu yıkıyacaktım.
Üzerini soymaya başladım.Gözlerini açmaya mecali yoktu.Odadaki küvete girip suyu hazırladım hemen odaya girdiğimde Jungkookun göğsü inip kalkıyordu hızla.
" Y-Yoongi.. P-pencere-yi k-kapat..."
Jungkooku kucağıma alıp küvete soktum yavaşça boğuk bir çığlık attı.
Suyun soğukluğundan olmalıydı.Titreyerek ağlıyordu.
"Y-Yoongi i-i-iyi hi-his-setmiyorum."
Başına ayarladığım ılık suyu dökmemle ağlamaya başladı.
Gözlerimin dolmasına engel olamıyordum.
"Şşşştt geçti bebeğim..."
Saçlarını okşamamla bana sarıldı.
"S-sen y-yanımdasın ya g-geçiyor.."
Bir süre sonra ateşi düşmüştü Shin teyzenin biz gelmeden önce yaptığı çorbayı ve ilacı Jungkook başta zorluk çıkarsada ikna edip içirmiştim.
Jungkookun saçını okşayıp öpmeye başladım.Onun canı yandığında benimde canım çok yanıyordu. O kadar yorgundu ki totosunu ıssırsam uyanmazdı.
Gözlerim dudaklarına kaydı onun hafif soluk pembe dudaklarını
öpmek istiyordum.Sanırım ona aşıktım.Fakat kabullenemiyordum.
O benim kardeşim olacaktı...
Bir gün bana olan aşkından pişmanlık duyacaktı ve başka biri ile...Gözlerimi silen elle ona baktım.
"Y-Yoonie a-ağlama...ben iyiyim bak sayende.. "yanaklarımı okşuyor ve dolup taşan gözlerimi siliyordu.uykuluydu yinede benimle ilgiliydi.Çenemden öpmesiyle göz bebeklerimin büyüdüğünü hissettim.
Kollarımı beline sarıp sımsıkı sarıldım.Jungkook benim yaşamamın tek sebebi olduğunu bir kez anlamıştım.Başımı Jungkook'un göğsüne yaslayıp gözlerimi yumdum.
"Seni seviyorum Kookiem."
Saçımı öptü.
"Seni çok seviyorum Yoongi-ah~"Sonrası derin bir uyku..
•○●º•○○º•○●º•○●º•○●º•○●º•○●º•○●º•○●º
Yazmıştım yayınlayim dedim biraz moodum düşük o yüzden kitabı etkilemiş olabilir eheheh
ŞİMDİ OKUDUĞUN
°Still with you yoonkook°아직도 너와 함께
RomansaKüçük eline aldığı silahı babasına doğrultdu. Büyük,ısrarla onun yanına sırıtarak ilerlemeye başladı. "G-gelme.." Büyük,ısrarla geliyordu küçük titreyen elleriyle silahı daha sıkı kavradı. Annesinin acılı inleme sesleri küçüğü dahada titretiyordu. ...