Uyandım. İçimde büyük bir boşluk vardı. Derinden hissediyordum bunu. Sabah sabah ne bu burukluk?
Evde kimse yoktu, açtım bir şarkı, saatlerce bağıra bağıra ağladım. Saat 10'a yaklaştığında toparlanmaya başladım. Dershanede deneme sınavım vardı geç kalmamam lazımdı. Denemeden hemen sonra eve geldim. Akşam annemin okulunun sanat gecesi olduğu için ona hazırlanıyordu Fevzi'yle. E İvan'ların da şiir dinletisi var ve ben çok gitmek istiyorum‽
Anneme biraz acıtasyon yaparak ikna ettim. "Tamam git ama gece 10'da yanımda olucaksın." dedi. "Tamam merak etme bende o iş." dedim. Annemler hazırdı ve hemen çıktılar evden. Bende hızlıca hazırlanıp çıktım. Tam 8'de Urla'ya vardım. Defne Gizem'le beraber beni kapıda karşıladı ardından Defne'yle beraber içeri geçip insanların arasına karıştık ve koltuklara oturduk. İvan benim geliceğimi bilmiyordu. Defne'ye söyleme demiş çünkü eğer ben gidersem odaklanıp okuyamazmış utanırmış, Defne öyle demişti.
Ve program başladı. Anlatıcı anlatıyor, şiirini okuyacak olan kişi sahneye çıkıyor, şiirini okuduktan sonra tekrar anlatıcıya geçiyor. Böyle böyle 4 kişi okudu şiirini. Sıra 5. kişiye geldi. Sahurli anlatıcı, metnini okudu ve en son "Oysa Herkes Öldürür Sevdiğini" dedi. Defne bana baktı ve kısık bir sesle "İvan..." dedi. Evet İvan çıkıyor. Çok heyecanlıydım. Uzun süre sonra görücektim onu.
Siyah gömlek, siyah pantolon ve beyaz Air Force ayakkabı. Kusursuz gözüküyordu. Bir kez daha etkilenmiştim.
Ve başladı şiirini okumaya;
"Oysa herkes öldürür sevdiğini
Kulak verin bu dediklerime...."
Pür dikkat onu izliyordum. Okuduğu şiir en sevdiğim şiirlerden birisiydi ve o bunu bilmeden okuyordu. Şiirleri sevdiğimi bilmiyordu aslında. Nerden bilecekti ki ona hiç söylememiştim.
O okurken gözlerimden istemsizce damlalar akmaya başladı. Beni daha çok kendine bağlamıştı.
En son şu mısraları söyledi ve sahneyi terk etti;
"Çünkü herkes öldürür sevdiğini,
Ama herkes öldürdü diye ölmez."
Evet, bende henüz ölmemiştim...