Merhaba... Bu benim ilk kez kitap yazmayı deneyişim değil fakat bir çok kez kötü sonuçlandı ve yazamadım. Umarım yazım hatası vb. yoktur şimdiden iyi okumalar dilerim. Teşekkürlerr :D
<< Bu Bölüm İçin Mitski, Adele ve Lana Del Rey gibi şarkıcılar uygundur. >>
Bazen önemli olmamalı gidecek olan veya gelmeyen. Çünkü bazen başlamak gerekir her şeye yeniden. Gerek yeni bir sayfa, gerek yeni bir kişilik. Bu gün o gün. 5 Mart 2012...
Hayata yeni bir adım atmıştım. Bu sefer korkmuyordum çünkü korkarak hiç bir şeye ulaşamadığımı anlamıştım. Korku insanoğluna yararı olmayan bir duyguydu fakat olacaklardan da korurdu. Bahsedilmesi imkansız, hissedilmesi imkanlıydı.
Mutluluk hoştu fakat çok mutluluk saflık demekti. Üzüntü kötüydü fakat üzülmez isen hissedemezdin. Hem acı hem sızı; hem sevinç hem mutluluk. Hem keder hem hüzün. Ben hepsi demektim.
Saat 12.34 ve ben sınıf kapısının önünde bekliyorum. Soğuk terler kaşlarım ve saç diplerimden inmiş yanağıma doğru süzülüyordu. Bir hışımla elimin tersiyle terleri sildim ve sınıfa girmek üzere kapı kolunu tuttum.
Çok gergindim ve neden gergin olduğumu ben bile bilmiyordum. Sahi, neden gergindim ki?
Korkuyordum ve neden korktuğumu ben bile bilmiyordum. Sahi, neden korkuyordum ki?
Bir elim kapı kolunu tutuyor, diğer elim ise kapıyı tıklatmak için yavaşça kapının bana doğru dönük olan yüzüne gidiyordu. Sanki yaptıklarımı kontrol edemiyor gibiydim. Elim aşırı derecede titriyordu ve nedensizce durduramıyordum. Kapıyı dikkatli bir şekilde tıklattım ve o iğrendirici emiri bekledim. ''Gir!''
Yavaşça sürgülü kapıyı tek elimle açtım ve sınıfa doğru kafamı uzattım. Kafamı uzattığım anda bütün meraklı ve küçümseyici bakışlar bana döndü. Sınıfta olan gözlerim, öğretmenin yapmacık mutlulukla bana seslenmesi nedeniyle öğretmene döndü.
"Neden," diyen öğretmen uzunca bir nefes aldı. Gözlerinin içine baktığımda gözündeki yorgunluğu görebiliyordum. Bu sınıf gerçekten belalı olmalıydı. Nefesini veren öğretmen yüzüne tekrar bir gülümseme takındı. "Kendini tanıtmıyorsun? Sınıf olarak yeni gelen öğrenciye ısınmak için onunla tanışmamız gerek. Ben başlayayım. Ben 'Ahsena Gülbeyaz'. Sen?"
İsteksiz gözlerle sınıfa baktım. Herkes bana meraklı gözlerle bakıyordu belli ki yeni gelen kişiyi tanımak için can atıyorlardı. İki kişi dışında. O iki kişinin de bakışları birbirinden farklıydı fakat herkesinkine de benzemiyordu. Biri beni küçümseyen, biri bana gözlerine baksam bile anlayamadığım şekilde bakıyordu.
Sessizliğim canımı sıkmaya başlayınca konuşma kararı aldım.
"Merhaba," dedim isteksiz bir sesle. "Ben İlay Karaca. 19 yaşındayım."
Utanınca elim ayağım birbirine giriyordu ve saçma, en ufak bir anlama sahip olmayan cümleler söyleyebiliyordum. Şu an, hayatımda ilk kez bu kadar utanmıştım ve kurduğum cümleler beni yerin dibine sokmuştu.
Öğretmen beni dikkatlice izledi. Ben ise yorgunluktan altları morarmış gözlerim ile sınıfa tekrar baktım. Baktığım gibi gözlerim onun gözleriyle buluştu. Gözleri açık yeşil ve açık kahverengi arası, büyüleyici bir ela rengine sahipti. Gözlerimin tam içine baktı ve kalbimi tekledi. Ona çok içten sayılamayacak bir gülüş attım ve gözlerimi kaçırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Bulana Dek
Novela JuvenilAren elini çeneme koydu ve denize çevrili olan kafamı kendisine doğru çevirdi. Utancımdan ona nasıl bakacağımı bilemiyordum. ''Korkma İlay. Bir şeyi dediysen bu dediğinin arkasında durman gerek. Yoksa seni çok ezerler.'' dediğinde zorunlulukla...