Yolculuğum yakışıklı muavinle bakışmak dışında pek ekşınlı geçmemişti.
Bodrum tabelasını gördüğümde eşyalarımı toplamaya başladım.
Beni almaya dedemler birini gönderceklermiş. Yan komşusu mu neymiş. Mete demişti galiba annem tam hatırlamıyorum. Onu nasıl tanıyacağımı da bilmiyorum. Lanet olsun!
Araba durdu ve yolcular birbirlerine dayayarak arabadan indiler. Ve mütüş Duygu ezilmemek için aklını kullanıp herkesin inmesini beklemişti.
İner inmez Mete diye hatırladıgım çocuga bakındım. Arkamdan biri parmaklarını omzuma geçirdiğinde arkama bağırarak döndüm.
"Heyy ne yaptığını sanıyosun? Omzumu deldin hayvan"
"Şş sakin ol küçük hanım. Sen Duygu olmalısın. Tek mal mal bakınan sendin de"
Ağağağaa bu çocuk beni almaya değil de beni çıldırtmaya gönderilmiş gibiydi.
"Evet benim. Adın Mete miydi?"
"Evet Mete"
"Hadi şimdi bavulumu al ve taşı"
"Hopp buraya hamallık yapmak için gelmedim. Sevgili anneannen ve deden rica ettiği için geldim. Ama cadı olduğunu bilseydim gelmezdim"
"Ben de geveze birini gönderceklerini bilseydim istemezdim"
Dudağı yukarı kıvrılarak sırıttı ve bavuluma yöneldi.Kaldırmak için bavulun koluna tutundu;
Denedi,
Denedi,
Denedi ve,
"Ceset mi var bunun içinde yaa" diyerek pes etti.
"Ya sanane içinde ne oldugundan taşı işte"
"Biraz yardım etsen iyi olur küçük hanım"
"İlk olarak bana o hitabı kullanmasan sevinirim ve ikinci olarak sadece kaldırmana yardım edip bırakırım"
"Tamam anlaştık küçük hanım"
"Sen bana böyle demeye edersen ben de sana fire head derim"
"Nedenmiş o?"
"Turuncu saçların yüzünden"
Bana siqici bakışlar attıktan sonra bavulu kaldırmasına yardım ettim ve taşımaya başladı.Saçları turuncu olanları hep sevecen ve sıcakkanlı olarak bilmişimdir. Ama bu çocuk resmen bu düşünceme tecavüz ediyordu.
Aslında dış görünüşü gayet iyidi. Yakışıklı değildi ama tatlı bir suratı vardı. Fiziğinden spor yaptıgı belli oluyordu ama içi dışı kadar iyi değildi sanırım. Yani onunla konusmaya basladıgımdan beri bu kanıya varmıstım.
20 dklık bir yürümenin ardından eve varmıştık. Evin önündeki dedemi ve anneannemi görünce elimdeki poşeti atıp onlara doğru koşmaya başladım. Bi kolumu dedemin boynuna bi kolumu anneannemin boynuna attım. Sıkıca sarıldıktan sonra Mete yanımıza geldi ve ben gidiyorum Ayşe Sultan dedi.
"Teşekkür ederiz oğlum. İyi akşamlar"
Birbirimize bakıp sahte gülücük attıktan sonra yan tarafımızdaki eve girdi.Biz de dedemlerle içeri girdik. Hemen benim için ayırdıkları odaya gittim ve eşyalarımı yerleştirmek için bavulumu açmıştım ki anneannem seslendi;
"Yavrum ekmek alıp gelir misin?"
"Tabi Ayşe Sultan"
Kapıda gördüğüm terlikleri ayağıma takıp bakkala yürüdüm.Her yer çok değişmişti. Bir sürü yeni ev yapılmıştı. Ama hala bakkalımız aynı yerinde duruyordu. İşte buna sevinmiştim!
Mahalleli yaşlı teyzeleri andıran terliklerimle bakkala girdim. Ekmeklerin oldugu dolaptan ekmeği aldım ve kapağını kapatırken yanda duran dondurmaları gördüm. Gözüm hemen sakızlı olanı aradı ve görünce küçük(?!) bir sevinç çığlığı attım. İçerden biri koşarak geldiğinde ağzım açık kaldı.
Mete karşımda elinde telefonu ve altında şortuyla karşımda duruyordu.
"Korkuttun küçük hanım"
"Sen ne yapıyorsun burda"
"Babamın bakkalında da hesap mı vereceğim yaa" diye isyan etti
"Burda mı çalışıyorsun?"
"Evet. Sen niye bağırmıştın? "
Demek bakkalın sahipleri değişmişti ve bunlar almıştı. Hayırlısı be gülüm.
"Eaa şey.."
"Ney?"
"Sakızlı dondurma"
"Evet nolmuş?"
"Çok severim"
Sakızlı dondurmaya bayılırdım. Özellikle de burdakine.
"Ben hiç sevmem"
"Wowow haram" dediğimde ikimiz de kıkırdamaya başladık
"Külahta mı istersin dondurmayı?"
"Evet"
Külaha dondurmayı koyduktan sonra
"Bu da benden olsun küçük hanım"
"Tamam ama sadece bu günlük yoksa batarsınız fire head" dedim ve gülmeye başladım.
Ekmeğin parasını uzatıp evime doğru gitmeye başladım.Dondurmanın parasını almaması artı puan almasına neden olmuştu gözümde.
Eve doğru giderken bir dans kursunun açıldığını gördüm. Sakızlı dondurmamı yalayarak içeri kafamı uzattım ve herkes anında bana baktı. Dondurmamı yalamayı bırakıp
"Eaa iyi akşamlar" diyip kafamı geri çektim. İyice rezil olmuştum. Of!Eve gelince kapıyı tıklattım ve kapıyı dedem açtı.
"Gel bakalım yavrum"
Beraber yemeğe oturduk. Yemeğe gömülüp yemeye başladım pardon tıkınmaya.Midem patlayacakmış gibi hissettiğimde odama gittim ve uyumaya çalıştım. Çalışmaya çalıştım ve uyudum.