~~~"Umarım bunlar imzaladığım son belgelerdir abi. Aksi takdirde canımı sıktığından daha fazla canını sıkarım. Bunu yaparım biliyorsun ve hiç çekinmeyeceğime de emin olabilirsin"
Abim sanki sinirlerimi daha da derinlere inercesine bozmaya yemin etmiş gibi söylediğim şeye gıcık olunacak derece bir kahkaha attı. Derdi neydi inanın hiç anlamış değildim. Şuan çok ciddiyim ve o ciddi olduğumu çok iyi biliyordu. Şakaya vurarak yumuşayacağımı umuyordu ama ben öyle biri değildim. Beni en iyi tanıyan iki insandan biriydi ve hala bunu alışamamış mıydı gerçekten?
Kahkahasını durdurarak yüzüme baktığını fark ettiğimde ona döndüm. Suratımdaki ciddi ifade yüzünden olacak ki diğerinden daha büyük bir kahkaha patlattı. Sabrımı sınıyordu. Komik olan neydi?
Karşısına geçtim ve eskisinden biraz daha fazla sesimi yükselttim ama ona karşı her zaman saygılı olmaya çalışıyordum. Abimdi sonuçta. O olmasa Kimsesiz, beş parasız, sefil bir hayat sürerdim belki şuan.
"Böyle gülmeye devam edeceksen gideceğim. Komik olan ne cidden sinirmi bozuyorsun."
Bana doğru bir adım attı ve ellerini. Omzuma yerleştirerek konuşmaya başladı.
"Asahi niye hep böyle asabisin. O kadar sinirli bakıyordun ki boşluğuma geldi. Ondan güldüm. Abartma işte bitti zaten imzalama işi. Canın ne zaman istiyorsa çıkabilirsin."
Bunları söylerken hala gülümsüyordu.
"Gidiyorum. Umarım bir daha imzalamam gereken bir şey olmaz da gelemem şuraya. Sevmiyorum burayı diyorum sana hiç benlik değil."
"Hadi hadi ilerde burayı yöneteceksin. Alışşan iyi edersin."
"Şuan seninle bir de bunun tartışmasını edemiyecegim. Çok yorgunum eve geçiyorum. Bir şey olursa 'evraklar hariç' ararsın."
Kulaklarıma saymadım ama kaçıncı doluşu oldu kahkahasının bilmiyorum. Evet yine ve yeniden sesi yankılandı koca odada. Onu bu hale getirebilecek bir şey de yoktu ortada oysaki. Ben hep ciddiydim.
Kahkahasının yerini hafif gülümsemesi aldı ve tekrar konuşmaya başladı.
"Hadi git sen. Dikkatli ol"
"Sende."
Tam kapıdan çıkıyordum ki sesi durdurdu beni.
"Asahi!! İstersen bugün bana da gelebilirsin. Vakit geçiririz biraz."
Göz devirdim ve cevap vermek için yüzüme biraz komik bir ifade takındım .
"Tabiki gelmiyeceğim. Sıkıcı ve yaşlısın."
"Şuna bak. Git hadi. Genç ve asabi. Belkide ergen."
Ona cevap vermedim ve kapıdan çıkıp arkam dönük bir şekilde şeffaf camlardan göründüğümü bilerek el salladım.
Şirketten dışarı çıkabildiğimde kafesinden ilk defa çıkmış dış dünya ile ilk defa tanışmış bir kuşmuşum gibi hissettim. Babamı ve annemi hatırlatan ne varsa kapana kısılmışım gibi hissettiriyordu. Bu şirket'te onlar arasında belkide ilk sıradaydı hiç düşünmedim. Onları düşünürken iyi hissettiren tek yer ise şuan abimin oturduğu eskiden ailecek yaşadığımız iki katlı evin bodrum katındaki terkedilmiş odaydı. Ben orada yaşamıyordum. Yaşayamıyordum. Eskisi gibi rahat nefes alamıyordum o evde. Bu yüzden ayrı eve çıkma kararı almıştım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just You And You -Jaesahi
RandomMilyon yıl geçse ışığından tanır, bulurum seni. sen benim en parlak yıldızımsın.