~~~
Sabah yine erken saatlerde kalktığım bir güne başlamış rutin işlerimi sonlandırıp şuan olduğu gibi dış kapımı kilitlemeye çalışıyordum. Hava bugün güzel görünüyordu üzerime güneşin ışınlarının beni yakacağını bilerek giydiğim siyah t-shirt'üm şimdiden ışınları kendine çekiyordu ama neyse ki ben sayısız siyahların arasından şaşırtıcı derce sıfır kollu olanını seçmiştim bugün. Nadir hallerimden birindeydim galiba çünkü genelde tenimi bu kadar gösteren şeyler giyen biri değilim. Bu kadardan kastım sadece kolum dahi olsa öyleydi.
Altıma giydiğim siyah palazzo pantolon ile güneşe meydan mı okumaya çalışıyordum kendimi anlamış değildim açıkçası. Ama umursamayacaktım buna da saniyeler içerisinde alışırdım sıcak sorun olmazdı. Siyah benim rengimdi öyle düşünüyordum. Toplasan en fazla giydiğim birkaç renk vardı zaten. Siyah başta olmak üzere gri, kot ve krem kahverengi karışımı da giyinirdim. Ama siyah çok başkaydı.
Üzerimdeki tek bayazlığın kulaklarımdaki kulaklık olmasıyla beraber kulağıma dolan sakin melodi ile okula doğru adımlıyordum. Bugün kesinlikle geç kalmamıştım hatta bir kaç dakika erken varma ihtimalim bile vardı. Düşüncelerime yine bir nokta koyup sessiz mırıltılarım ile şarkıyı söyleyerek okul yolunda ilerliyordum ki okula yaklaştığımı gösteren sokak köşesindeki kafe'de gözüme çarpan bölümümden iki hocanın el ele tutuşmuş masada gülüşmeleri şaşırmıştı beni.
Aslında beni bu kadar şaşırtan ikisini bir arada görmem değil taraflardan birinin evli olduğunu bilerek şuan ne yapmaya çalışmasıydı. Hafif sırıttığımı hissetmiştim ama inanın bu istemsizce gelişen bir durumdu. İnsan oğlu inanılmazdı. İnanılması imkansız yaratıklardı bu uzun zamandır kafamın içerisinde kesinleşmişti. Umursamadan yolun kenarından görünen okuluma doğru adımlarımı biraz daha hızlandırdım. Okula varmak böyle şeyleri görmekten daha iyi gelecekti emindim.
...
Sınıfımın bulunduğu kata doğru sıralanan ilk basamakta katın girişinde haruto'nun beni beklediğini fark ettim. Pardon düzeltiyorum şaşırmış ifadesini suratına yerleştirmiş komik bir hal almış şekilde bekliyordu. Yanına vardığımda konuşmak için harekete geçiyordum ki benden önce davrandı.
"Hyung sıfı-sıfır kollu mu. İyi misin?"
"Sana da günaydın haruto. Ve evet sıfır kollu. Ne oldu yakıştıramadın mı."
"Günaydın yani pardon ben seni ilk defa böyle görüyorum hyung. Artık gardırobundaki en iyi kombininin bu olduğu kesin. Ayrıca yakıştıramamak ne kelime.Bugün fazla göz alıcısın yanında sönük kalmak sinir bozucu."
Bu cümleyi kurduktan sonra sadece onun duyabileceği kısık sesli bir kahkaha patlattım.
"Saçmalama istersen sen her zaman en iyi görünümlü olansın. Benim bugün istisna gibi oldu yakışması için giymedim."
"Haklısın ben her zaman iyi görünümlüyüm."
Sırıtarak söylediği cümleyle beraber kahverengi'nin en kapalı tonuna sahip olan saçlarını geriye taraması ile muazzam yüzünün ortaya çıkması söylediği şeyde yüzde yüz haklı olduğunu kanıtlıyordu. Bu hallerini seviyordum kendini olduğu gibi bilip kabul ediyordu. Ama şimdi bu söylediğine göz devirmiştim. O da bunu anlayıp kahkahalar sığdırmaya çalışıyordu koca koridora.
"Neyse hyung notları vereyim sana ben. Dersin başlamasına az kaldı."
Kafamı salladım ve notları spor çantasından çıkarması için ona zaman tanıdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just You And You -Jaesahi
RandomMilyon yıl geçse ışığından tanır, bulurum seni. sen benim en parlak yıldızımsın.