Cüzdanı cebime tıkıştırıp Jungkook'un yanına koşar adımlarla gittim. Yerde oturuyor ve ağlayarak yapma diye çığlık atıyordu. Serum askısı yere düşmüştü, Jungkook kolunu tutuyordu. İlk iş yanına gidip onu yerden kaldırıp arkama aldım.
"Ne oluyor burda?!"
Genç, vücut bakımından yapılı çocuk üstüme yürüyerek;
"Sanane ulan çekil kenara, benim derdim arkandakiyle!"
Jungkook'u üzmesi yetmezmiş gibi bir de el kol hareketi yapması batmıştı. Omzuma elini vurup ittirmesiyle sinirlerime hakim olamayıp kafayı gömmüştüm. Yüzünü eğip burnunu çekmişti. Tekrar üstüme yürüdüğünde karnına yumruk atıp koluna kolumu dolayıp yere yapışmasını sağlamıştım. Bu sırada Jungkook arkamdan bağırıyordu.
"T-taehyung.. nolur yapma dur!!"
Etraftakiler toplandığında 2 kişi beni tutmuştu. Bıraksalar daha neler yaparım da. Kollarımı çekip ellerinden kurtuldum ve yerde oturup arsızca gülen çocuğa son bir bakış attım. Derin bir nefes alıp arkama döndüğümde Jungkook ağlamaktan şişmiş gözleriyle bana bakıyordu. Koşar adım yanına gittim ve boynuna sıkıca sarılıp göğsüme bastırdım.
"İyi misin? Sana bir şey yaptı mı ve kim o çocuk?"
Başını kaldırıp yıldızlardan daha parlak gözleriyle bana baktı. Derin bir nefes alıp yutkundu ve konuşmaya başladı.
"İyiyim kolum.. biraz acıdı sadece. O çocuk abim, bahsetmiştim ya sana. Ailem benim burada olduğumu öğrendi işte. Aynı karanlık hayatıma geri döneceğim. Taehyung ben çok korkuyorum gidelim lütfen.. lütfen gidelim!"
Sımsıkı tekrardan sarıldı bana, sanki koru beni dercesine. Ellerimi saçlarına daldırıp okşamaya başladım.
"Tamam güzelim üzülme, ben yanındayım korkmana gerek yok!"
Titrek nefesiyle sımsıkı sarıldı belime. Tişörtümü sıkıyordu. Hızla serumu yerden alıp elini tuttuğum gibi arabaya doğru ilerledim. Onu arabaya bindirip serumu yukarıdaki asacağa takıp konuştum.
"Ben hemen geleceğim, korkma tamam mı? Ben gidince içeriden kilitle arabayı camlar içeriyi göstermiyor zaten."
Başını salladı sessizce, gözlerimi kırpıştırıp kapıyı kapattım. Jungkook'un arabayı kilitlemesini bekledim, kilit sesini duyduğumda etrafa bakındım ve hastaneye doğru ilerledim. Odaya çıkıp bize ait eşyaları topladım ve ilgili yere gidip çıkış işlemlerini hallettim. Arabaya doğru ilerledim ve cama tıktık yapıp bekledim. Anında açmıştı kilidi. Arabaya binip Jungkook'a baktım, boş boş dışarıya bakıyordu. Yoldan geçenleri izliyordu ama odağı orda değildi bariz ortadaydı. Arkama yaslanıp onu izlemeye başladım.
"Hala korkuyor musun?"
İrkilerek bana bakmıştı. Paniklemiş bir haldeydi.
"H-hayır korkmuyorum, sen beni korursun.. dimi?"
Aşırı sevinli gözüküyordu şuan yanaklarını tutup öpesim gelmişti onu. Gülümseyerek gözlerine baktım ve konuştum.
"Şuan arabamdasın sence? Rahat ol artık güvendesin sana bir şey olmasına izin vermem."
Gülümseyerek baktı gözlerime, içim eridi bir anda.
"Gidelim mi? Ama ondan önce sana bir kaç şey alalım üstüne. Hastane kıyafeti ile kalma. Gidelim mi?"
Başını salladı sessizce. Bakışlarını diğer tarafa çevirdi ve elini çenesine koyup yolu izlemeye başladı. Kemerini takmak için ona doğru eğildim. Şaşkınca bana doğru dönüp gözlerime baktı. Umursamaz bir tavırla sırıttım ve kemerini takıp kendi kemerimi de taktım. Arabayı çalıştırıp mağazaya doğru sürmeye başladım. Jungkook'a dönüp baktığımda elleri ile oynuyor, ayaklarını birbirinin üstüne koyarak bastırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sᴛᴀʏ ᴀʟɪᴠᴇ | ᴛᴀᴇᴋᴏᴏᴋ
FanfictionDış dünyadan bi'nebze de olsa kopmak için oyuna giren Jungkook oyunda karşılaştığı Taehyung'un hayatını değiştireceğinden habersizdi. Başlangıç: 25.05.2023