0,5

11 3 0
                                    

Jungkook'tan;

Gözlerimi yavaşça açmaya çalıştım her ne kadar gözlerim ağırlaşsa da. Etrafı bulanık görüyordum, ellerimde hiç güç yoktu. Zar zor ellerimi gözlerime götürüp yavaşça ovuşturdum. Yanımda oturan kişi ile göz göze geldiğimde heyecanla bana doğru yaklaşmıştı elini bana doğru uzattığında refleks olarak kollarımla yüzümü kapatıp savunma yapmıştım.

Taehyung'tan;

Aradan 3 saat geçmişti hala bekliyordum. Ona doğru baktığımda göz kapakları titreşmişti ve uyanıyordu. Gözlerini açtığında heyecanla yanına gittim. Saçları yüzünü kapatıyordu elimi uzatıp arkaya atacakken yüzünü kapatarak savunmaya geçmişti. Elimi hemen geri çektim ve merakla kim olduğumu sorgulayan gözlerle baktığında boğazımı yalancı bir öksürükle temizleyip konuştum.

"İyi misin? Bir şeye ihtiyacın var mı?"

Çekinir bir şekilde gözlerime baktı.

"Bu arada ben Taehyung, hatılıyorsundur dimi? Yolun ortasındaydın.

"Yıldız gibi parlayan gözleri ile gözlerime baktı.

"Evet hatırlıyorum.. keşke durmasaydın da ölseydim.

Lafını tamamlarken hıçkırmıştı, elimi yavaşça uzatıp saçlarını düzelttim ve yandaki şişelerden birini alıp Jungkook'a uzattım.

"Al iç sakinleş, bana neler olduğunu anlatmak ister misin? Bana güvenebilirsin elimden geldiğince sana yardımcı olmaya çalışırım."

Jungkook'tan;

Her ne kadar bana yardımcı olmaya çalıştığını bilsem de çekiniyordum. Kendini tanıttığında baş selamı verdim ve uzattığı suyu alıp hafifçe gülümsedim.

"Teşekkürler."

Suyumu yudumlarken aklıma gelen şeyle son yudumumu alıp şişenin kapağını kapatırken konuştum.

"Şey.. işiniz varsa gidebilirsiniz ben başımın çaresine bakabilirim."

Gülümseyerek gözlerime bakmıştı ve başını olumsuz anlamda sallayıp sandalyede otururken bana doğru yaklaştı ve dirseklerini dizlerine koyup ellerini serbest bıraktı.

"İşlerimi yanında olabilmek için iptal ettim, bunları kafana takma hem anlat bakalım arabanın önüne atlayacak kadar büyük ne yaşadın?"

Gözlerimi kaçırdım ve ellerimi göğsüme koyup, ellerimle oynamaya başladım. Çekiniyordum anlatırsam en fazla ne olabilirdi diye düşündüm. Fakat bırak anlatmayı daha göz teması bile kuramıyordum. Uzun süren sessizliği bozan yine oydu.

"Pekâlâ.. zamanı gelince anlatırsın ufaklık."

Ufaklık demişti bana, ben ufaklık mıyım şimdi! Kaşlarımı çatarak somurttum ve Taehyung'a baktım. O ise benim aksime sırıtarak ukala bakışlarını üzerimde gezdiriyordu.

"Ben ufaklık değilim tamam mı!!"

Ukala serseri edasıyla gülmesi daha da sinirlerimi bozmuştu. Ayağa kalkıp pencereye doğru ilerledi ve dışarıya baktı bir kaç dakika baktı öylece ve aniden arkasını dönüp göz göze gelmemizi sağladı.

"Seninle daha önceden karşılaştığımızı söylesem ne derdin?"

Anlam verememiş ifadeyle ona bakıyordum. Arkasını pencerenin alt kısmına dayayıp sırtını yasladı. Ve sorduğu sorunun cevabını bekler edayla baktı. Başımı iki yana sallayarak konuştum.

"Bilmem, bilmiyorum hatırlamıyorum. Nereden tanışıyoruz?"

Başını sallayarak güldü ve dudaklarını aralayıp duraksadı.

sᴛᴀʏ ᴀʟɪᴠᴇ | ᴛᴀᴇᴋᴏᴏᴋHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin